KOMİSYON KONUŞMASI

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Muğla Milletvekili Doktor Nurettin Demir.

Sayın Bakan, Komisyonun değerli üyeleri, saygıdeğer basın mensupları; ben özellikle 16 ve 17'nci maddeler üzerine konuşmak istiyorum.

Özellikle doğum sonrası, ilkokul, zorunlu ilkokul çağına kadar anne adaylarına ve baba adaylarına yarım gün çalışma konusu gayet güzel, sosyal devlet anlayışı içerisinde buna saygı duyarız.

Ancak, şimdi, bakın, öyle bir durum var ki özelikle ben doktor olarak Cumhuriyet Halk Partisi Sağlık Sistemi, Hastaneler, Hastalar ve Engelliler Komisyonu olarak bu aralar yoğun bir şekilde hastaneleri dolaşıyoruz. Özellikle üniversite hastanelerinde, eğitim hastanelerinde -tabii ki genç bir kesim- hemşirelerin, kadınların sıkça doğum yapmasına bağlı olarak zaten çok eksik olan işi döndürme konusunda çok büyük sıkıntılar var. Bakın, acil servisler, yoğun bakım üniteleri, yanık üniteleri, yoğun bakımları personel, hemşire olmadığı için çalışmıyor, kapalı yani buna bir tedbir bulmak lazım. Bakın, bu kadar çok önemli bir hizmet eksikliğine, hizmet sorununa neden olacak bir konu. Yani, bununla beraber belki istihdamı artıracak imkânlar sağlamak lazım. Mesela, Ege Üniversitesi şu anda 180 hemşire eksiğiyle çalışıyor, 180 arkadaşlar. Bunların birçoğu da doğum yaptıkları için yarım gün çalışıyor ya da doğum sonrası izindeler. Peki, doğum yapmayanlar? Gerçekten yaşlılar ya da kıdemliler nöbete girmiyorlar. Böylece ne oluyor? Yöneticiler istemeyerek yanık ünitesini, yoğun bakım ünitelerini, acil servilerin şeylerini kapatıyorlar. Peki, hasta geldiği zaman ne oluyor, size ne yanıt veriyorlar? Diyorlar ki: "Yatağımız yok." Değil, gerçek bu değil. Bu, Çapa'da da böyle, Hacettepe'de de böyle. Türkiye'de gerçekten sağlığın asıl yükünü taşıyan üçüncü basamak üniversite hastanelerinde, eğitim ve araştırma hastanelerinde böyle ciddi bir sorun var, bu sorunu daha da ağırlaştıracağız. Buna mutlaka bir çözüm bulmak lazım. Bu konuda Hükûmet, Sağlık Bakanlığı, YÖK duyarsız. Tamam, güzel, sosyal devlet. Sayın Bakan, çıkarıyorsunuz, alkışlıyoruz, biz de yanınızdayız ama bununla ilgili ciddi hizmet alamayınca vatandaş beni arıyor veya hekim arkadaşları arıyor ya da milletvekillerini arıyor: "Efendim, bir sene sonraya ameliyat sırası veriyorlar." ya da "Yoğun bakım bulamadık, hastamız ortada." Bugün bile 5 tane geldi. Yani, bu tür ciddi bir sorun çıkarıyoruz yani sorun yaratıyorsunuz. Bir de eşlere de verecekmişsiniz. Ben şimdi otel sahibi olsam, otel sahibi olarak alacağım kişileri veya taşeron sisteminde...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Özel sektörde eşler için yok hocam.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Tamam.

Taşeronlarda çalıştıracağım zaman tabii ki alacağım. Hamilikart sahibi değilse yeni doğum yaptı, üç ay önce doğum yaptı, yarım gün çalışacak. Nasıl çalıştıracaksınız? Almayacaksınız. Olumsuz bir şey olacak.

Ayrıca, bir üçüncü tehlikeli durum da şimdi bu İşsizlik Fonu'nu tırtıklaya tırtıklaya Hükûmet kuşa çevirdiniz, GAP'a verdiniz, oraya verdiniz, şimdi de burada veriyorsunuz. Niye vermiyor bakanlık ya da Hükûmet genel bütçeden? Yani, madem böyle bir şey getiriyorsunuz, sosyal devletin gereği olarak getiriyorsunuz, işçinin kendi priminden ayrılmış şeyden siz harcıyorsunuz. Burada da bir eşitsizlik var, doğurana bir avantaj, doğurmayana haksızlık, gerçekten haksızlık. Şimdi, dolayısıyla, bunları da planlamak lazım. Ama, torba kanun olunca torbadan sonra çorba çıkıyor. Ne çorbası? Borçka çorbası, İzmir çorbası, değil mi Sayın Vekilim?

HAMZA DAĞ (İzmir) - İzmir çorbası var mı?

NURETTİN DEMİR (Muğla) - İzmir çorbası var tabii.

Dolayısıyla, bunları gerçekten dikkate almak lazım. Yani, muhalefet anlamında söylemiyorum. Gidin, Kazım Bey gitsin, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesinin Rektörüne sorsun, Başhekimine sorsun, biraz böyle gidin, Ege Üniversitesine gitsin, "Nasıl döndürüyorsunuz bu gemiyi?" diye bir sorun, biraz gidin kardeşim. Ha bire kart yazmaktan yoruluyorsunuz biliyorum ama yani biraz da oralara gidin, gerçekten çok zor durumdalar arkadaşlarımız, meslektaşlarımız.

Ben bu konunun özellikle altını çizmek istiyorum Sayın Bakan. Özellikle ya kadroları artırmak lazım ya istihdamı artırmak lazım, bu konuda çalışan kesimlere, ünitelere destek olmak lazım. Şimdi, burada bu kadar kesiyorsunuz. 1,4 milyar lira borcu var üniversite hastanelerinin arkadaşlar, 1,4 milyar lira ve dört yıldır daha ödeyemedikleri borçları var. Bu, Hükûmetin, devletin bir ayıbıdır. Bununla oradaki yöneticiler yüz yüze kalıyorlar, birçok şeyi döner sermayeden vermek zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla, çok ciddi sorunların üzerine bir yük getiriyorsunuz. Evet, yerinde ama bunları da görerek bunlara karşı tedbirler getirmek gerekiyor. Yani, ben özellikle bu konunun altını çizmek istiyorum. Yani, getirmek, hemen paldur küldür -bizim oranın tabiriyle Yörükçe- bu yasaları geçirmek oradaki çalışanları bıktırmak demektir, soğutmak demektir. Bu, devlet anlayışına yakışmaz. Özellikle ben bunu vurgulamak istedim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Demir, ben burada, Komisyondaki tartışmalarla ilgili size bir bilgi sunayım hemen. Bu ilgili tasarının 10'uncu maddesinde "Uygulama usul ve esaslarıyla yarım zamanlı çalışma hakkından yararlanamayacak memurları hizmet sınıfı, kadro unvanı, kurum ve teşkilat bazında birlikte veya ayrı ayrı belirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir." diye bir düzenleme var. Sizin burada bunları dile getirmeniz çok yararlı oldu. Eminim ki Bakanlar Kurulu bu belirlemeyi yaparken bu bahsettiğiniz hususları da dikkate alacaktır diye düşünüyorum.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Özellikle de Sayın Bakana onun için...