Komisyon Adı | : | (10/235, 837, 1601, 1602, 1800, 1801) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Komisyon üyelerinin raporda yer verilebilecek hususlara ilişkin görüş ve önerileri hakkında görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 13 .05.2025 |
LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) -
Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Ben de bu süreç içerisinde, 13'üncü toplantımızda, bugüne kadar disiplinli çalışma, katılımcıların çeşitliliği, ziyaretlerimizin verimliliği ve buradaki arkadaşlarımızın katkıları için, başta siz olmak üzere, bütün arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Tabii, arkamızda bilfiil bu toplantıları takip eden raportör arkadaşlarımıza, bundan sonra da işleri yoğun olacak, onlara da Allah kolaylık versin, bugüne kadarki katkıları için çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, Mehmet Ali'yle çok yakın oturuyoruz biz bu Komisyon boyunca, beyinlerimizde de biraz yapay zekâ etkisi var herhâlde, benzer konular üzerinde kafa yormaya başladık bir süre sonra. Sunum yapan hocamızın da söylediği bir şey vardı geçen hafta zirvede, o da böyle bir etkileşimin olabileceğini söylüyor, herhâlde öyle bir şeyi yaşıyoruz.
Şimdi, başlıklara baktığımızda, tabii, Meclis bizden bir hukuki çerçeve bekliyor. Bu Komisyon başladığında, çok ciddi bir şekilde ilgi vardı yani dışarıda kim görse "Nasıl bir şey yapılacak..." Yapay zekâ konusunda Meclisin bu şekilde bir çalışma yapıyor olması çok ilgi çekmişti. Bence bundan daha fazla ilgi çekecek olan aslında raporumuz olacak. Bizim burada koyacağımız vizyonu ben de çok önemsiyorum yani sonuç ve vizyon kısmını. Sonuçta, biz hukuki altyapı noktasında, mevzuat noktasında belki tavsiyelerde bulunacağız ama bu âdeta Meclisin de bir vizyon belgesi gibi bir şey olacak. Onun için, sonuç ve vizyona da ciddi kafa yormamız gerektiğini düşünüyorum. Aslında bu raporu ellerine aldıklarında belki biraz yüklü bir rapor olacak, belki kalabalık bir rapor olacak ama Türkiye gerçekliğini ve dünya örneklerini, Türkiye'de yapılanların da görülmesi gerektiğini düşünüyorum açıkçası. Belki "rapor" dediğimizde, daha küçük başlıklar hâlinde verilmek gibi düşünülüyor ama bence Yapay Zekâ Komisyonunun raporunda çok da detaya girilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Bir önerim de diğer arkadaşlarımızın da söylediği gibi, tabii, bir Dijital Mecralar Komisyonu var, ben de o Komisyonun üyesiyim. Belki Yapay Zekâ Komisyonu, Dijital Mecraları yutacak yani farklı bir başlık altında olacak ama bizim bu yapay zekânın artık bir komisyon, kalıcı bir komisyon hâline dönüştürülmesi için de bir sonuç olarak bunu da sunmamız gerekiyor.
Tabii, biz şunu gördük tüm konuşmacılarda, bugüne kadarki katkı sunan tüm konuşmacılarda: Yapay zekânın artık bir tercih değil, bir zorunluluk olduğu ortaya çıkmış durumda ve dönüşüm, radikal dönüşümler de kaçınılmaz ve öngörülmez. Yani baktığımızda, önümüzdeki on yılı öngöremediğimiz gibi, neredeyse raporun sonu... Belki ekimde biz bunu Meclise getireceğiz, ekimde bile belki çok fazla şey değişmiş olarak bu raporu sunmuş olacağız. Dolayısıyla biz buna yelken açmayı mı tercih edeceğiz, yoksa akıntıya kürek çekmeyi mi? Tabii ki biz buradaki dinlediklerimizden yelken açmanın, kontrollü bir şekilde yelken açmanın çok daha doğru olduğu kanaatine varmış olduk.
Ben de tekrara düşmemek adına, kısa kısa, birkaç başlık olarak geçeceğim.
Tabii, yapay zekâ ekonomisinin çok önemli olduğunu gördük. "Yapay zekâ ekonomisi" derken yani burada, artık otonom hâle gelecek pek çok şey gibi; biz neyi makinaya, aklına devretmemeliyiz, bunu belki orada ortaya koymamız lazım. Biz şeyden bahsettik, insan kaynağı çok önemli, "start-up"larda devletimizin çok ciddi destekleri var ama "start-up" sonrasındaki ilerleme noktasında belki fonlarla desteklenecek gençlerimizin çok daha rahat bir şekilde bu konuda ilerlemelerini sağlayacağız.
Artık küresel yetenek savaşlarının olduğu; artık petrol savaşlarının değil, beyinlerin stratejik kaynak olduğu bir döneme geçmiş durumdayız. Bunun için şehirler yeni uluslara dönüşüyor ve yapay zekâ, biyoteknoloji ve savunma alanlarında yetenek çekemiyorsanız eksi başlıyorsunuz. Bu noktada da biz mevcut yeteneklerimizi dışarıdan toplayıp burada olanlara da daha destek olacak bir yapıyı da belki önermemiz gerekiyor.
Yapay zekâda en önemli maddelerden bir tanesi güvenlik sorunu. Önceki arkadaşlarımız da altını çizdi, "sentetik gerçeklik" denilen, güvenlik krizlerinden bahsedilen bir dönemdeyiz. İşte, sahte videoların çıktığı, ses klonlamalarının yapıldığı, yapay zekâ "influencer"larının artık gündemde olduğu bir dönem. Bu gerçeği kim koruyacak? Belki burada bizim sorgulamamız, sormamız gereken konulardan birisi de bu: Gerçeği kim koruyacak?
Diğer bir konu: İş alanlarının değişmesi. Yani biz artık şunu gördük sunumların tamamında: İş alanı değişecek ve yapay zekâ kullanabilen insanlar için iş alanları kendileri açısından değişmeyecek. Geçen haftaki zirvede de orada sorduğunuz sorularda da işini kaybetme endişesi içerisinde olmadığını gördük salondakilerin. Çünkü bir başka soruda da yapay zekâyı kullanabilen kitlenin aslında toplantı salonunda olduğunu gördük. Dolayısıyla, bu işi yakalamış yani teknolojiyi yakalamış kişilerin iş kaygılarının da olmadığının da orada küçük bir görselini görmüş olduk. Belki işlerini kaybetmeyecekler ama anlam boşluğu yani verimliliği çözeceğiz ama anlamsızlıkla da bir mücadele edeceğiz. Gerçek kriz belki işsizlik değil, artık anlamsızlık. Yani insan onuru, kimliği ve katkı hissi sunan, yeni sosyal sistemler kuran toplumlar öne çıkacaklar. Bu anlamda da bu iş alanlarının değişim ve dönüşümüne de vurgu yapmak gerekiyor.
Yapay zekânın üretkenlik potansiyelini değerlendirmemiz lazım. Son raporlarda, baktığımızda, yapay zekânın başarılı ve güvenilir entegrasyonu hâlinde 2035'te gayrisafi millî hasılayı yüzde 15 arttırabileceği söyleniyor ama tam aksi, eğer bu güven eksikliği ve görev yaratımındaki başarısızlıklar ise gayrisafi millî hasılayı yüzde 1 azaltabiliyor. Yani şu demek oluyor: Üretken yapay zekâyı iyi kullananlar fark atacaklar ülke olarak.
Bir diğer konu, şeffaflık. Az önce söylendi, kamu koordinasyonunu çok önemsiyorum Sayın Bakanım çünkü bizim burada dinlediğimiz tüm kamu kurumları kendi alanlarını iyi konsolide etmeye çalışıyorlar ama diğer kısımlarla, belki diğer bakanlıklarla, kamudaki diğer kurumlarla bir entegrasyon söz konusu değil; bunun da altını belki çizmeliyiz.
Yapay zekâ okuryazarlığından bahsedildi, ben de çok önemsiyorum. Bunu belki Millî Eğitimdeki hocalarımızla konuşarak orta eğitimden itibaren... Sonuçta, gençler bu teknolojiye meraklı ve yapay zekâyı da kullanıyorlar, oyunlarda pek çok şeyi kullanıyorlar, algoritma yazmaya başlayan gençler var. Dolayısıyla biz bunu fırsata çevirebiliriz yani zararlı kısmını teknolojinin belki bertaraf etmek için doğru kullanımını çocuklarımıza, gençlerimize çok daha kullanılabilir hâle dönüştürebiliriz.
Veriye vurgu yapıldı az önce, gerçekten açık kaynak kullanımı noktasında artık Türkçe dil modelini onun için önemsiyorum. Açık kaynaklardan da belki doğru bilgiye ulaşılması, Türkiye'yle alakalı doğru bilgileri verebilmesi açısından da belli bilgilerin tabii ki Kişisel Verileri Koruma Kanunu'na da uyabilecek şekilde doğru bilgiye ulaşımı sağlamak için veri açık kaynaklarını da oluşturmamız gerekiyor.
Enerji ve yapay zekânın ikili kazancına bakmamız gerekiyor. Bir taraftan çok enerji tüketen bir yapay zekâ var ama diğer taraftan da ekonomide enerji verimliliğini sağlayabilecek yollar da sunuyor. Buradaki ikili kazancı da belki ortaya koymamız lazım.
Endüstri konfigürasyonunun da altını çizmek isterim, Türkiye'de sanayiyi ve genel anlamda ekonomiyi nasıl etkileyecek, bu endüstride nasıl kullanılacak? Yani eskiyi yık, yeniyi kur mantığı değil, tamamıyla entegre olmuş bir endüstriden de bahsetmek gerekiyor.
Özel sektör teşviklerinin olması noktasını belki orada belirtebiliriz çünkü yapay zekâ, dijitalleşme ve iş birlikçi ekosistemler sayesinde yeni değerler ortaya çıkıyor. Mesela "drone"larla, yapay zekâyla tarımsal alanların ekilmesi, biçilmesi vesaire gibi konular çok daha verimliliği arttıracak bir noktaya gelebiliyor.
Diğer konulara girmeyeceğim çünkü biraz önce arkadaşlarımız da bahsettiler. Veri güvenliği, gizliliği bundan sonra da çok konuşulacak. Yetenekler konusu, insan kaynakları konusu bizim rapordan sonra da çok konuşulacak, bu yetenekleri nasıl burada tutabileceğimiz konusu. Regülasyon çok önemli, bu uyumu sağlamak bütün Türkiye genelindeki kurumlarla ilgili olarak ve tabii ki yatırım noktasındaki yapılacak teşvikler, özel sektörü sistemin içine dâhil etmek, sadece devletten beklememe anlamında da bence vurgular yapılabilir.
Ben tekrardan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum katkılarından dolayı.
Ben çok heyecanlanmıştım Sayın Bakanım bu Komisyon kurulma aşamasındayken ama bugün görüyorum ki iyi ki buradaymışım çünkü ufak çaplı, sizinle konuştuğumuzda da diyorsunuz, ön lisans gibi bir eğitim almış olduk.
Ben çok çok teşekkür ediyorum emeği geçenlere, sağ olun.