KOMİSYON KONUŞMASI

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Yok, estağfurullah. Hassas günlerden geçiyoruz, biraz ona verin.

Öncelikle, biz grup toplantımızı Lozan Parkı'nda yaptık geldik, biraz geciktik o yüzden kusura bakmayın ama önemli bir konudan başlamak istiyorum.

Şimdi, bir tanesi şu: Biz aileleri dinlediğimizde bir hanımefendi, bir anne, 16 yaşındaki kızı Nehir'i ve Doruk adındaki evladını kaybeden bir anne bir cümle kurmuştu. Ben onu merak ediyorum çünkü bu, hakikaten vicdani bir mesele, buraya da taşımak mecburiyetindeyiz ki orada evlatlarını kaybettiği için gözyaşı dökerken otelin önünde birileri yanına gelerek şu ifadeyi kullanıyor ve oradaki birkaç kişi de şahit oluyor bu işe: "Sayın Vali çok üzülüyor, burada ağlamayın." diye bir talimat geliyor hanımefendiye. Ben inanıyorum ki, inanmak istiyorum ki bunun sizin tarafınızdan olmadığına ama eğer böyle bir şeyi siz söylediyseniz bunu belirtin ama sizin tarafınızdan da yapılmadıysa bu işi yapan kimdir? Bunun da tespiti yapıldı mı? Bu aileyle sonra iletişime geçilip de "Ya, Mecliste böyle bir şey oldu, bunun muhatabı ben değilim ya da benim ya da şu arkadaş." diye bir konuşma oldu mu bunu sormak istiyorum.

İkincisi, otel 1971'de ruhsatlanmış, 2020'de doluyor ama 2020'yi görmeden 2018'de otele yeniden uzatma veriliyor. Bu yeniden uzatmalarda yeni bir ruhsat yenilemesi yapılmıyor mu? Yani kırk dokuz yıllık süreç, bu süreci biz uzatıyoruz...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Onu bence beyefendiye soralım, o daha iyi bilir Vali Bey'den.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Tamam.

Üçüncüsü, tartışıyoruz "Otelin içinde mi, parçası mı, o mu, bu mu?" diye ama netice itibarıyla zaten yargıya intikal etti, işin içine girdi. Ayrıca, bununla ilgili zaten muhataplar tutuklu yani burada amacımız, bu eksiği gördük de bu adamlar tutuklu değilse bunun anlamı yok, zaten tutuklular yani yargıya gerekli ifadeyi verecekler ama gözden kaçırdığımız şu var: Yine, burada sorumluluğu olan arkadaşlardan Turizm ve Çalışma Bakanlığında olanlara biz hâlâ izin çıkaramadık yargılanmalarıyla ilgili, biraz da bunun üzerinde durmalıyız. Biz belediye, il özel idare, bakanlıklar demeden üzerimize düşen sorumluluğu, hepsini götürüp yargının önüne koyabilmeliyiz yani bu, bizim de tarafsızlığımıza gölge düşürmeyecek bir işlem olacaktır diyorum.

Dördüncüsü de orada çok büyük facia oldu, biz en azından devlet büyüklerinden çıkıp da bu faciaya "Ya, hakkınızı helal edin, kusura bakmayın." diye bir özür bekledik, sizden de bekliyoruz. Bu özrü dileyecek misiniz Sayın Valim?

Teşekkür ederim.