| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .05.2025 |
BAŞKAN MEVLÜT KARAKAYA - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
TİGEM Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü, Sayın Bakan Yardımcımız, Yönetim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, TİGEM'le ilgili konular konuşuldu. Ben mümkün olduğu kadar tekrardan kaçacağım ama şunu da belirtmek gerekiyor ki TİGEM sadece bir ekonomik girişim, bir kamu iktisadi teşebbüsü değil; kamu iktisadi teşebbüslerinin ortaya çıkmasındaki temel maksatları haiz olan bir kurumumuz; bu açıdan baktığımızda, buradaki asıl faaliyetleri kârlılık değil yani kâr etmek değil. Burada biraz önce konuştuğumuz gerek hayvancılıkta gerek bitkisel üretimde bir, örnek olma; iki, toprak bütünlüğünü bu büyüklükteki... Çünkü "sürdürülebilirlik" diye bir kavramı bugün hepimiz konuşuyoruz ama genellikle de bu kavramı yanlış yerlerde kullanıyoruz; belki Türkçe karşılığını yanlış tanımladık, bilemiyorum ama bizim sürdürülebilirlikten gerçek anlamda anladığımız şudur: Bugün aldığımız tüm kararlarda yani bugünkü kararlarda gelecek nesilleri de bu işin içine dâhil etmek anlamına geliyor. Dolayısıyla, işte, TİGEM'in kuruluşu, varoluşu, daha o günden asıl o sürdürülebilirliği nerede? Tarımdaki sürdürülebilirliği, gıda güvenliğindeki sürdürülebilirliği, gıda güvencesinde sürdürülebilirliği garanti altına alma konusunda yani gerçek anlamda sürdürülebilirlik konusunda var olan, kurulmuş olan bir kurumumuz. Dolayısıyla, bu anlamda, hiçbir zaman piyasada rekabet şartları içerisinde rekabet etmeye çalışması gereken bir kurumumuz değil. Elbette bu üretimi yaparken de kârlılık ve verimlilik esası dikkate alınarak kâr eden de bir kurumumuz, ki kendi kendini finanse ederek büyüyen bir kurumumuz. Geçmişi itibarıyla da baktığımızda hakikaten TİGEM ta o devlet üretme çiftliği döneminden bugüne çok güzel işler başarmış. Bazen bazı alınan hükûmet kararlarıyla belki sıkıntılı durumlar da söz konusu olmuş olabilir. Biraz önce konuştuk, işte göçerlerin durumu; yine biraz önce gündeme geldi, o taşınmazların tapusuyla ilgili bazı operasyonel işlemlerle alakalı sorunları söz konusu.
Yalnız bir konuda ben TİGEM'i biraz gerilerden geldiği yönünde eleştiriyorum, özellikle bu yerli hayvan ırklarına yaklaşımı konusunda. Bu yaklaşımın tekrar bir gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum ki bu konu sık sık Sayıştay denetçilerimiz tarafından da gündeme getiriliyor. Çünkü bu konu sadece ekonomik bir konu değil, ekolojik ve genetik bir mesele aynı zamanda. Bundan yirmi beş yıl öncesinde yine TİGEM'de bir proje başlatılmıştı. Yani biraz önce çerçevesini çizmeye çalıştığım hani o ekolojik yerli ırk anlamında, hatta Türk ineği olarak da basında, medyada uzun süre tartışıldı. Bazıları bunu farklı yerlere çekip farklı şekillerde eleştirdiler ama o projeler sonradan kayboldu gitti. Hakikaten bu tür şeylere ihtiyacımız var.
Bir de Sayın Keskinkılıç da belirtti, tohumculuk konusunda hani biraz önceki oturumda, Et ve Süt Kurumunda, kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik -tırnak içinde söylüyorum- yalanının doğru olmadığını anlatmaya çalışmıştım; hangi kriterlere göre, kime göre, neye göre, bunu çok iyi tanımlamak gerektiğini ifade etmiştim. Bu noktada da tohumculuk noktasında alışılmış yine bazı ezberler var. Türkiye'de yerli tohum konusunda çok önemli yerlere gelindi. Yani bu noktada oralara gelinmesindeki asıl sebeplerin başında bu kurum ve kuruluşlarımız, TİGEM de başta olmak üzere bu kurumlar tarafından yapılan destekler vardır. Yani Türkiye'de öyle her gün anlatıldığı gibi "Tohumda tamamen dışa bağlı kaldık, hatta aç kalıyoruz, tohumculuk bitti, Türkiye'de tohum olayı bitti." diye bir şey söz konusu değil. Hatta tohumları, tohumculuğu korumak için çıkarılan yasa sanki tohumculuğu mahvetmek üzere yapılmış gibi lanse edildi, anlatılamadı. Tekrar ediyorum: Türkiye tohumculukta öyle söylendiğiyle hiç alakası olmayacak tarzda önemli yerlere gelmiştir. Bu anlamda, TİGEM'in de önemli katkıları olmuştur. Ben katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların güzelliklere vesile olmasını diliyorum.
Teknoloji konusunda da -hemen aklıma geldi- bir şey söyleyeyim. Sayın vekilimizi hep takdir ediyorum özellikle tarımsal konulardaki gayret ve çabaları için; tarım aşığı, ona inanıyorum. Teknoloji konusunda söyledikleri de doğrudur, artık hani doğa şartlarına tamamen bağımlı bir hâlde üretim yapmak bizi sıkıntılara sokuyor ama son don olayıyla ilgili de şunu söyleyeyim: Teknoloji bugün eksi 7'ye kadar dondan koruyabiliyor, bu yaşadığımız eksi 17'ydi, kimsenin yapacağı bir şey söz konusu değildi. Bu konularda da hiçbir şey yapılmıyor değil, yapılanlar var ama bu yaşadığımız don olayı eksi 17, kimsenin yapacağı bir şey söz konusu değildi diye eklemek istiyorum.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.