KOMİSYON KONUŞMASI

İZZET AKBULUT (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, çok saygıdeğer bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Et ve Süt Kurumumuzun Genel Müdürü Mustafa Kayhan'a, elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Genel Müdür Mustafa Kayhan'a Allah'tan rahmet diliyorum ve tüm Kuruma da başsağlığı diliyorum.

Evet, siz Kıymetli Genel Müdürümüz de sunumunda söyledi, Kurumumuz 2021 ve 2022 yılında zarar ediyor, 2023'te zarar 550 milyon TL'yle kâra geçiyor, 2024'te -kendi deyimiyle- 11 milyar kâra geçiyor. Tabii, denetim kapsamımızda 2021 ve 2022 yılının zarar ettiğini ve bununla alakalı gelir tablolarında dipnotlarda gösterilmeyen konularla ilgili Komisyona bir bilgi vermenizi sizlerden rica edeceğiz Sayın Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyelerimiz. Neden dersek... Çünkü satışlar ile satışların maliyeti arasında muazzam derecede garip bir oran gözükmekte. Özellikle 2021 yılına baktığımızda 1 milyar 776 milyon TL net satış varken 1 milyar 733 milyon TL maliyeti olduğu gösteriliyor. Bu bile çok yüksek olarak gözümüze çarparken 2022'ye baktığımızda 2 milyar 573 milyon TL net satışın maliyetinin 2 milyar 789 milyon TL olduğunu görüyoruz yani arada 216 milyon TL'lik bir fark olduğunu görüyoruz ki "Satıştan iadeden kaynaklandı." desek değil, 9 milyon 273 bin; "Satıştan iskonto yaptık, ondan kaynaklandı." desek o da değil, 1 milyon 217 bin. Diğer indirimler kalemine baktığımızda da o da 8 milyon 55 bin olunca hiçbir rakam burada bizi 216 milyona götürmüyor. Buradan sadece şunu anlıyoruz: Bizler bu satışı yaparken aldığımız fiyatlardan çok çok daha aşağıya satış yaptık yani tamamen zararına satış yaptığımızı gösteriyor bize, malzeme alıp sattığımızı ya da üretime geçtiysek de üretim maliyetimizi karşılamadığını gösteriyor. Hâl böyleyken, bu kadar bir zarar söz konusuyken giderlerde bir kaçınma söz konusu mudur, ona bakıyoruz. Baktığımız zaman, özellikle genel yönetim giderleri yine gözümüze çarpıyor. 2022'de böylesine bir zarar ortamı oluşmuşken 195 milyon liralık genel yönetim gideri nasıl oluşmuştur? Bununla alakalı Komisyona bilgi verilmesi gerekmektedir.

Yine, kısa vadeli borçlanma giderleri. Bu her kurumumuzda karşımıza geliyor. Bu kısa vadeli borçlanma giderleri... Zannedersem uzun vadeli borçlanma giderleri de işin içine giriyor çünkü kısa vadeli borçlanma giderinden anladığımız -yine söylüyoruz, her kurumda da hatırlatıyoruz- bir yıldan kısa vadesi olan borçlarda buraya atılması gereken bir kalem. Böyle bir durum varsa dikkatinizi çekmek isterim, aksi takdirde yoksa durum daha fena çünkü 2021'de 190 milyon olan kısa vadeli borç 2022'de devam ediyor 113 milyon lirayla ve aynı kalem 89 milyon liraya 2023'te düşüyor, 2024'ü şu aşamada göremiyorum. Böyle bir durumda uzun vadeli kredi şeklinde borçlanmanız Kurum açısından daha avantajlı olacaktır. O konuyla alakalı bilgi verirseniz Komisyonumuza seviniriz.

Yine, ben ilim Burdur'la alakalı bir şeyler söylemek istiyorum çünkü Burdur da tarım ve hayvancılığın çok önemli olduğu kentlerden bir tanesidir ama ne yazık ki çok uzun yıllar önce -sizin de söylediğiniz gibi- Et ve Balık Kurumu özelleştikten sonra o 2013'te Et ve Süt Kurumlarının tekrar faaliyete geçmesinden Burdur yararlanamadı. Aslında Burdur'daki süt üreticilerine, et üreticilerine sorsanız Burdur'u tarım, hayvancılıkta böyle Hollanda'ya falan benzetirler ama ne yazık ki her geçen gün kan kaybeden bir durumu var. Günlük ortalama 1.000 ton süt üretimi olan ilin de 9 ille birlikte Denizli'ye bağlanması çok kabul edilebilir bir durum değildir. Bizler bu anlamda Et ve Süt Kurumunun muhakkak ve muhakkak Burdur'da faaliyete geçmesini istiyoruz. Bununla alakalı bir çalışmanız var mı, yok mu? Sizlerden bunu duymak istiyorum. Çünkü neden duymak istiyorum? Az önce sizler de yine sunumunuzda anlattınız, örneğin Ulusal Süt Konseyi süt fiyatı belirliyor, diyor ki... Ocaktan itibaren 17,55 lira litresini -tavsiye edilen olarak- belirlemek zorunda kalıyor. Burada dayatma yapamıyorsunuz çünkü özel sektör işine geldiği zaman alıyor, işine gelmediği zaman almıyor. Kıymetli Başkanım, değerli milletvekilleri; hâl böyle olunca, sütte ertesi güne bırakılacak bir şey değil, dökülecek bir şey değil, mecburen özel sektörün teklif ettiği fiyatlarda süt üreticileri vermek durumunda kalıyor. Örneğin, en son yaşanan Ramazan Bayramı'nda -özellikle bu her bayramda olur, sadece bu en son yaşanan bayramda da olmadı- süt fiyatlarının bırakın 17,55 olmasını bazı bölgelerde 10 TL'nin altına düştüğü gözlemleniyor. Az önce Çorum Milletvekilimiz söyledi, 1 litre sütle 1,7 kilo yem alabilmeli yani bu rakamlar şu anda çok uçuk rakamlar, hayal rakamlar. Şu anda 1 litre sütle 1,5 kilo yem alsa da kurtarır üreticiyi ama çok çok şu anda düşük, 700-750 bandında olan yem çuvallarını düşününce süt fiyatlarının 10 TL'den verilme gibi bir durumu yok. Bu bizi sağmal hayvanların kesime gönderilmesiyle karşı karşıya bırakıyor.

Yine, Et ve Süt Kurumunun böyle bir yetkisi var mıdır, yok mudur bilmiyorum ama eğer özel sektörü denetlemeyle alakalı bir proje geliştirebilirsiniz bununla alakalı bence üreticilerimize çok muazzam derecede fayda getirecektir. Çünkü birçok yem firmaları, ne yazık ki özel yem fabrikaları süt işine de girdiklerinden dolayı piyasa koşullarının üzerinde üreticiyi "Sütünü alırım ama yemini benden almazsan." gibi bir dayatmayla karşı karşıya bırakıyorlar ve bu yem fiyatlarda normal piyasa koşullarının üzerinde daha fazla fiyatla üreticilerimize satılmakla karşı karşıya kalıyor. Bu anlamda, Ulusal Süt Konseyinin kurulmuş olması süt üreticileri için bence önemli bir gelişme ama yem fiyatlarını kontrol edemediğimiz müddetçe hiçbir anlamı olmayan bir kurum olarak görünüyor. Muhakkak ve muhakkak Ulusal Yem Konseyinin de kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla alakalı, Et ve Süt Kurumunun kıymetli Genel Müdürünün ve yönetiminin de ne düşündüğünü, nasıl bir projeler geliştirdiğini Komisyonumuza bilgi şeklinde vermesini talep ediyorum.

Kıymetli Başkanıma, değerli milletvekillerime, Sayıştay denetçilerine, kıymetli bürokratlara çalışmalarında başarılar diliyorum.