KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, Merkez Bankasının çok değerli Başkan, Başkan Yardımcıları ve yöneticileri; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Özellikle Merkez Bankasının son iki yıldaki bilanço yapısındaki dönem zararları çok dikkat çekiyor. Tabii, bunun da sebepleri belli; kur korumalı mevduat hesabıyla başlayan bir süreç var. 2022, 2023, 2024 yıllarında toplam 1,3 trilyon civarında bir kur korumalı mevduat zararının Merkez Bankasına yük olduğu ifade ediliyor. Hazineden Merkez Bankasına geçti bunun bir kısmı, biliyorsunuz 152 milyar kadar Hazine kısmından ödendi. Sadece 2023 yılında 833 milyar civarında bir kur korumalı mevduat 818 milyarlık bilanço zararınız da önemli bir sebep teşkil etti, bu yıl da 700 milyar civarında bir zarar var.

Bu, zarar tablosu; şöyle özetleyeceğim size, buradan bakacağız: Buna baktığım zaman, 2024 yılında 240 milyarlık kur korumalı mevduat hesabından oluşan bir zarar. Yine faiz var 261 milyar lira. Bu son siyasi operasyon, 19 Mart sonrası olaylarından sonra borçlanma maliyetleri de bir hayli yükseldi biliyorsunuz, bu yükselmeler sonucunda da buradaki net faiz giderinden bahsediyoruz, esasında buradaki rakam çok daha yüksek bir rakam, aşağı yukarı yüzde 400 küsur civarında bir artış söz konusuydu ben hesapladığım zaman ama net olarak eksi 261 milyarlık bir faiz gideri zarar oluşumunda çok etkili olmuş. Yine, burada 266 milyarlık döviz ve altın alım satımından kaynaklanan bir zarar söz konusu. Az önce Sayın Ağbaba da bahsetti, dünyadaki diğer ülkelerin merkez bankalarının altın toplamaya gittiği ve altın biriktirdiği bir ortamda Merkez Bankamızın 15,2 ton civarında bir altın satışı söz konusu; kamu ve özel bankalar da 30 ton civarında almış. Tabii ki burada altına olan son gelişmelerden sonra ki baskılar etkili oldu diye düşünüyorum, altın fiyatlarını kontrol altında tutmak için herhâlde zaruri olarak yapmak zorunda kalındı fakat bu 15 tonluk altın satılmasaydı aşağı yukarı Merkez Bankasının bilançosunu yani dönem zararını 15 milyar daha yukarıya doğru olumlu yönde etkileyecekti yani zararı azaltacaktı. Daha ileriye gidersek örneğin, 30 ton daha alabilseydik, çok daha ciddi tutarlarda 45 milyarları bulan bir ilave kârlılık söz konusu olacaktı.

Bunu niye açıklıyorum? Biz burada geldik, emekliye ikramiye verilirken emekli ikramiyesine yapılacak 1.000 TL'lik zammın bütçeye maliyetinin 27 milyar oluşundan bahsettik, yılda 2 kere ödenen 2 bin liralık tutarlardan bahsettik. Bu kârlılıklar tabii çok önem arz ediyor ve Merkez Bankasının bu açıdan da zararının giderilmesiyle ilgili mutlaka hepimizin önemli bir görev alması gerektiğine inanıyorum, iktidarın da Merkez Bankasını koruması gerektiğine inanıyorum. Merkez Bankasının döviz rezervleri için -son- cuma günü ben şöyle bir bilançonuza ve şeye bir baktım, 2 milyar dolar civarında bir alımınız var gibi gördüm yanılmıyorsam; 7,3 milyar dolarlara düşen net rezervler şu anda 9,3 milyar dolarlar civarında, brüt rezerv de 141 milyar dolar civarında. Şimdi, 141 milyar doların yeterli olduğu söyleniyor ama bana göre yeterli değil. IMF kriterleri açısından da önümüzdeki bir yıl içerisinde ödenecek kısa vadeli döviz borçları 222 milyar dolar civarında. Herhangi bir kronik problemde bu rezervlerinde yeterli olmayacağı muhakkak. Buradaki kur korumalı mevduatın aşağı yukarı güncel değerine geldiğimiz zaman da 55 milyar dolar civarında, 2025 yılının ortalama dolar kurunu 38'den hesaplarsanız da 2 trilyon 89 milyar civarında bir yükü, bir etkisi var. Bu kur korumalı mevduat çok hatalı bir uygulamaydı, yine toplantılarımızda tedricen de bu uygulamadan vazgeçilmesini ifade etmiştik, umarım sorunsuz bir şekliyle tekrar çıkarız.

Şimdi, yine, birkaç sorum olacak benim. Özellikle bilançolarla ilgili bir inceleme neticesinde bazı tespitlerle ilgili açıklama yapacağım. Şimdi, 818 milyar ve 700 milyar zarardan bahsettik. Bir de değerleme hesabı var, 491 milyar; henüz bu bilançoda duruyor yani gelir tablosuna yansıtılmadı. Esasında bunun da kayda alınması durumunda pozitife döndürülemediği zaman bilanço yapısını olumsuz etkileyecek, o da 1.750-1.800 trilyon yani 1,7 trilyon civarına ulaşacak. Burada "ertelenmiş vergi varlığı" diye bir şey gördüm ben, 1 milyar 968 milyonluk bir rakam. Yani bir şirketin bilançosunda böyle bir kalem yer alıyorsa önümüzdeki dönemdeki vergiye tabi gelirlerini azaltıcı bir şeydir bu, bunun mahiyeti nedir? Bu konuyla ilgili bir açıklama yapılırsa memnun olacağız.

Bir de takipteki alacakları sormuştum; 56 milyarlık bir alacak var, bu geçen yıl 47 milyardı, geçen yıl da sormuştum. Sayın Başkanım, şimdi, bunun tamamına karşılık ayrılmış yani gider yazılmış, bu alacak tahsil edilememiş. Hafızam beni yanıltmıyorsa Irak Merkez Bankasına verilen bir tutardı bu. Yani bununla ilgili daha tatmin edici bir açıklama yaparsanız... Hibe mi verdik geri alınmamak üzere, sorunlu bir şey mi çıktı yani siyaseten bir politika gereği desteklememiz gereken bir konu mu vardı Merkez Bankasının üzerinde kalan bu yük? Bu konuyla ilgili bir açıklama rica ediyorum sizden.

Değerleme hesabını söylemiştik. Yine, burada, "Diğer aktifler" kaleminde 66 milyarlık "diğer" diye bir kalem var, çok ciddi bir tutar bu. Bunun mahiyetiyle ilgili bir açıklama mutlaka arzu ediyoruz burada.

Yine, yurt dışı merkez bankalarında tuttuğumuz altın hesaplarımız var, değil mi? Mesela, İngiltere'de var diye biliyorum, benim bilgime göre İngiltere'de 173 ton civarında ama son kaydı sizden rica edeceğiz. Orada ne kadar bir altın rezervimiz var? Amerika Birleşik Devletleri'nden 2017 yılında getirmiştik; orada hiçbir altın hesabımız var mı yani orada tuttuğumuz Merkez Bankasında bir kayıt var mı? Bir de İngiltere'de eğer bu tutar varsa bu tutarlar üzerinde herhangi bir rehin var mı, bunlar teminat gösterilerek herhangi bir dış kaynak kullanımı oldu mu? O konuyla ilgili bir açıklama bekleyeceğiz.

İhtiyat akçeleriyle ilgili... İhtiyat akçelerinin 9,664 milyarını Merkez Bankası kullandı yani Hazineye aktarıldığını biliyoruz, ifade ediyoruz. Bunun detayları hakkında bir bilgi... Bir de 334 milyonluk hâlen bir ihtiyat akçesi görünüyor. Banka üst üste iki yıldır zarar ediyor, kâr dağıtımı ve temettüyle ilgili bir işlem kâr olmadığı için yapılamıyor ama yine sizin Merkez Bankası Kanunu'nun 60'ıncı maddesinde bir izahat var; burada son yıl kârı hariç mevcut ihtiyat akçelerinden kâr payı dağıtımı yapabiliyorsunuz. Genel Kurulda böyle bir karar alındı mı yani hiçbir dağıtım yok, böyle bir şey yok değil mi?

Bir de hisse dağılımıyla ilgili merak ettiğimiz bir konu var. Hazineye ait olan oranları biliyoruz, yüzde 55; yine, kamu ve özel bankaların hisselerini biliyoruz ancak yüzde 19'luk kamuyla paylaşılmayan bir hisse grubu var, gerçek veya tüzel kişiler. Bu kişilerin kimler olduğuyla ilgili bir bilgi yok. Kanun gereği de galiba onun açıklanmasında da biraz sıkıntı var. Ben, burada, en azından Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine, vekillerine yazılı olarak bu ortaklık yapısının bildirilmesini rica ediyorum.

Bir de son gelişmeler sonrası bu yüzde 19 hisseye sahip kısım kâr olmadığı için, temettü dağıtımı olmadığı için bir rahatsızlık hissediyorlar mı, bunu ifade ediyorlar mı Genel Kurul toplantılarında?

Dış kredilerle ilgili bir husus var: 319 milyon 172 bin, dış kredilerin kime kullandırıldığıyla ilgili bir bilgi.

Bir de şey dikkatimi çekti: İşçi dövizlerinde geçen yıldan bu yana bir azalma var, geçen yıl 5 milyar 181 milyonluk bir işçi dövizi varmış Merkez Bankasında, 2024 sonunda 4 milyar 274 milyona düşmüş. Bu işçi dövizlerindeki azalış nedir? Oraya yönelik özel bir gayret veya bir planlama düşünüyor musunuz? Çünkü işçi dövizleri bizim için önemli, döviz hesapları açısından da önemli. Bu konuda nasıl bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz? Bunu da özellikle buradan ifade ederseniz memnun oluruz.

Bir de Merkez Bankası üst düzey yöneticilerinin ve çalışanlarının aldığı maaşlar sürekli konuşuluyor. Aşağı yukarı 19 kadro var üst düzey yönetici, 14 kişinin atandığı kadrolar bunlar. İki yılda 100 milyon civarında bir ödeme alınmış, Cumhurbaşkanının yetkisiyle, onayıyla yüzde 73 zam yapılmış, işte, diğer personel giderlerine de yapılan zamlar var. Ben göstereyim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım.

CEVDET AKAY (Karabük) - Tamamlıyorum.

Şu tabloya bakarsak net anlaşılacak: Kişi başına brüt maaşı Merkez Bankası yönetiminin 202 bin 730 TL ama daha orta ve alt düzey çalışanlarda bu kadar ücret alındığını ben düşünmüyorum. Üst düzey yöneticilerin maliyeti ne kadardır? Buradaki reel artış 73 ama yüzde 31 esasında enflasyondan arındırılmış hâliyle. Ücret ve maaşlar da 9 milyar 468 milyon, yüzde 109'luk artmış. Merkez Bankası tasarruf tedbirlerine tam riayet ediyor mu, uyguluyor mu? Tabii ki özellikli bir yer, buradaki yöneticilerin dışarıda çalışanlardan çok daha yüksek ücret alması gayet doğaldır ama bu ücret dağıtılırken son yıllardaki zarardan dolayı temettü de dağıtılmadığına göre orta ve alt düzey çalışanlara dengeli dağılım yapıyor musunuz, her şey üst düzeyde mi birikiyor? Burada da genel müdür yardımcıları var, şube müdürleri var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEVDET AKAY (Karabük) - 19 genel müdür yardımcısı mı var Sayın Başkanım? Bu konularla ilgili de açıklamalar rica edeceğiz.

Sürem bittiği için keseceğim.

Teşekkür ediyorum.