KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Valla bu saate kadar biraz yorulduk, ben çok fazla uzatma taraftarı değilim. Bir ara söz hakkımdan vaz vazgeçmiştim de ama tekrar en azından bir iki şeyi gündeme getireyim istedim.

Öncelikle, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili için Allah'tan rahmet diliyorum. Terörsüz Türkiye girişiminde kısa sürede önemli katkıları olan, en sonunda Türk Bayrağı'na sarılı tabutuyla da önemli bir mesaj veren bir şahsiyetti. Allah rahmet eylesin.

Yine bu süreçte, terörsüz Türkiye sürecinin hakikaten çok iyi bir şekilde gittiği bir sırada, bir partimizin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2'nci büyük partisinin Genel Başkanına yapılan saldırı -bilemiyoruz, önümüzdeki günlerde daha netleşecek, provokatif bir saldırı olma ihtimali de yüksek- Türkiye'nin birliğine, dirliğine yapılmış bir saldırıdır; şiddetle kınıyoruz, kınadık, kınamaya da devam edeceğiz.

TRT ne zaman gündeme gelse mutlaka siyasi açıdan, siyasilerin haberleri konusunda hep eleştiri konusu olur; bugün de burada bunun defalarca tekrar edildiğini gördük. Bunu bir kenara bırakacak olursak, siyasilerin haber konusu yapılması ya da siyasi partilerin haber konusu yapılmasını, diğer alanlarla ilgili ben TRT Genel Müdürüne, Yönetim Kurulu Başkanına, yöneticilerine, katkı veren, çalışan herkese teşekkür etmek istiyorum. Özellikle TRT'nin o kamusal yayıncılığının diğer alanı konusunda dikkat ederseniz bu kadar süreçte öyle önemli, kayda değer eleştiriler de söz konusu olmadı ama siyaset tarafı her zaman eleştiri konusu olmuştur. Bunun da kendine göre savunmaları sürekli verilmeye çalışılır. Yani Hükûmet tarafı, iktidar, bakanlar, bakanlıklarla ilgili konular, haberler vesaireler gündeme geldiğinde, doğal olarak Hükûmetle ya da iktidardaki partiyle ya da geçmişte koalisyon partileriyle ilgili haberlerin daha çok gündeme geldiği, bunların esasında da parti olarak değil, yine kamuoyunu bilgilendirme ve yapılan hizmetler veya kamuya ilişkin bilgi ve haberleri sunma şeklinde olduğu da hep ifade edilir. Bu tartışma -biraz önce sayın vekilimiz de ifade ettiler- dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Bu konuda tabii ki gerekli hassasiyet ve dikkatin de gösterilmesi gerektiğini de ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, kamu yayıncılığı tabii, dünyanın her yerinde var, aşağı yukarı birçok ülkede öyle ya da böyle kendine has birtakım modellerle bu kamu yayıncılığı götürülüyor ve burada daha çok yine tartışma konu ve alanlarından bir tanesi de kamu yayıncılığının finansmanı konusu. Aslında, bana göre Türkiye'de belki de -konuyu dağıtmayayım ama- tartışılması gereken en önemli hususlardan bir tanesi siyasetin finansmanı konusu yani asıl, Türkiye'de şeffaf olmayan alan burasıdır. Belki biz o konuda bir şeffaflık sağlarsak ne kimse para kulelerini yapabilir ne de bunlar üzerinde tartışma ve konuşmalar olabilir.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - 17-25 Aralıkla ilgili mi söylüyorsunuz?

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bir saniye... Yani söylediniz bunların hepsini, ben bir gönderme falan da yapmıyorum, sadece bir yere dikkat çektim parantez içerisinde.

Ama şunu söyleyeyim: Tabii ki kamu yayıncılığının finansmanında eğer oradan bir şey bekliyorsak, ki tüm eleştirilerimizin ana kaynağı finansman tarafı yani kamu finanse ediyorsa bunu, o hâlde kamu yayıncılığının temel ilkelerine uygun hareket etmek zorundasınız, zorundayız söylemini de buna dayanarak söylüyoruz. Bu, doğrudur yani zaten kamu tarafından finanse edilmezse bu tür ilkelere uymayı isteme hakkımız da talebimiz de olması söz konusu değil. Ama ben şunu ifade edeyim: Türkiye'de biraz önce bir dijital mecrayla ilgili abonelik ücretleri eleştirildi, başka konular eleştirildi. Kamu yayıncılığının finansmanı noktasında, özellikle finansı sağlayanların o hizmetlerden doğrudan istifade ediyor olması doğru bir finansman modelidir. Türkiye'de de bu model doğru bir şekilde işlemektedir yani genele dağıtma, genele yayma, bütçeden bir katkı verme yerine hizmetlerle bağlantılı bir finansman modelinin olması uygundur. Tabii, döneriz, eleştiririz ama işin teknik boyutuyla baktığımızda bunun doğru olduğunu da ben ifade etmek istiyorum.

Sayın Genel Müdürüm, özellikle Sayıştayımızın da eleştirilerine konu olan maliyet muhasebesi sistemi konusu. Aslında ben bu anlatılanlardan da baktığımda biraz yüzeysel olarak alındığını... Ya, bir maliyet muhasebesi sistemi dediğimizde maliyetlerin hesaplanması, maliyetlerin kaydı ama bunun yanında özellikle TRT açısından en önemli görünen husus da maliyet yönetimi, 3 alt sistemden oluşan bir yapı. Ayrıca doğru bir tespit yapılmış kurumsal kaynak yönetim sistemiyle ilgili. Tabii, bu çalışma biraz sekteye uğramış, nedenini bilemiyorum ama daha sonra yine başka bir firma üzerinden devam ettiriliyor. Bunun bir an önce tamamlanması gerekiyor ki bizim buradan beklediğimiz fayda, bunun için yapacağımız fayda, tüketiminden yani kaynak maliyetinden daha yüksek olacak. Bu konunun sadece bir yazılım yaklaşımıyla değil, özellikle yazılımın oluşmasında maliyet sistemlerinin bir bütün olarak ele alınması gerektiğine inanıyorum. Yani buradaki finansal raporlamalara baktığımızda, biraz önce konunun uzmanı mali müşavir, yeminli mali müşavirlik görevleri yapan, yapmış olan arkadaşlarımızın birçok eleştirilerine katılıyorum ama şöyle bir ilave ya da düzeltmeyi de yapmak istiyorum: Burada muhasebe sisteminizle ilgili, mali işlerle ilgili ben önemli eksiklikler olduğunu, biraz mali sistemin -öteden beri de iyi kötü biliyorum- çalakalem gittiğini de biliyorum. Yani bu çalakalem gitmesi yanlış anlaşılmasın, bazen bu tür eleştirileri arkadaşlar farklı anlıyorlar; bu, kaynakların kötüye kullanıldığı vesaire anlamında değil, bunun tamamen teknik olarak finansal raporlamalarla alakalı olduğunu ifade etmek istiyorum. Bakın, konu olarak "dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler" çok eleştiriliyor ama yani TRT gibi bir kurumda ya da herhangi bir kurumda dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler sadece dışarıya yaptırılan filmlerden ibaret değildir yani burada elektriğinden, suyundan, alınan danışmanlıklardan, avukatlık hizmetlerinden yani aklınıza gelebilecek her türlü dışarıdan sağladığınız fayda ve hizmetler de bu şeyin içindedir. Elbette "outsourcing" olarak ifade ettiğimiz ve kapasite maliyeti oluşturmayla mukayese ettiğimizde çok daha avantajlı olan bu işlemlerin, dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetlerin "outsource" olayının çok daha avantajlı olduğu da genel olarak ifade edebileceğim bir husustur. Tabii ki bunların hepsi bir çalışma. Dolayısıyla, özellikle muhasebe ve raporlama sisteminizle ilgili bir değerlendirme de yapılırsa yapılan filmlerin... Benim şimdi şurada gördüğümde, sadece göz ucuyla baktığımda ortaya çıkan sonuç şu: Bunlar aktifleştirilmiyor yani bilançolarda bu filmler yok. Herhâlde ortaya çıktığı dönemde gelir hasılatıyla ya da o dönemin hasılatıyla "match" ediliyor, karşılaştırılıyor, sonuçlar o şekilde alınıyor çünkü "maddi olmayan duran varlık" kaleminde önemli bir şeyi yok ki meslekten olan arkadaşlar da bu noktada beni teyit edecektir. Yani birçok eleştirilerin -birçok kurumda da bunu söylüyorum- sadece raporlama şeklinden veya oralardaki noksanlıklardan kaynaklandığını da ifade etmek istiyorum. Bu yönüyle biraz daha bu konulara eğilecek... Sayın Genel Müdürüm, bu konulara gerekiyorsa bütçenizi de açın, paranızı da verin çünkü buralara yapılacak harcamalar sonuç itibarıyla çok daha faydalı yani ikinci bir fayda olarak mutlaka kuruma dönecektir diyorum.

Ben TRT'nin özellikle son yıllardaki yayıncılığı konusunda gerek gelecek nesillerimiz açısından gerek ülkemizin, devletimizin, milletimizin bekası açısından gösterdiği tarafgirliğe teşekkür ediyorum. TRT tarafsız olamaz, TRT Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarafındadır. Dışardaki algılar da son derece dışarıdaki... TRT, Türkiye Cumhuriyeti'ni bize kurarak emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin taraftarıdır, tarafgiridir. Lütfen taraf olmaya devam edin.

Teşekkür ediyorum.