Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 06 .05.2025 |
OKAN KONURALP (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Sobacı, aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı olması nedeniyle Sayın Albayrak; ben sizleri de katarak hoş geldiniz diyeyim. Aynı zamanda, Yönetim Kurulumuzun değerli üyeleri ve TRT'nin değerli çalışanları; hoş geldiniz.
Ben de kimimizin ağabeyi, kimimizin arkadaşı, kimimizin dostu ama hepimizin Sevgili Başkanı olan Sırrı Süreyya Önder'in vefatı nedeniyle üzüntülerimi paylaştığımı ve kendisine Allah'tan rahmet, ailesine de başsağlığı dileklerimi ilettiğimi İfade etmek isterim. Aynı zamanda, Sayın Genel Başkanımıza, Sayın Önder'in cenazesinin hemen sonrasında yapılan alçakça saldırıyı da lanetlediğimi ve reddettiğimizi de diğer arkadaşlarım gibi, diğer partilerin mensupları ve kıymetli arkadaşlarım gibi vurgulamak isterim.
Sevgili arkadaşlar, yani TRT kurulduğu tarih itibarıyla neredeyse tarafsızlık ya da özerklik tartışmalarının hep konusu oldu ama özellikle 1980 öncesinde zaman zaman, ama 1980 sonrasında da neredeyse her zaman bu tarafsızlık, özerklik tartışmalarının ana konularından biri olarak TRT hep gündeme geldi. 1980 sonrasında -her zaman diyorum, sizin de Kurumun tarihi açısından mutlaka bildiğiniz bir durumdur- Sayın rahmetli Özal'da cisimleşmiş olan İcraatın İçinden programı. Bu programda cisimleşmiş olan yayıncılık anlayışının Türk siyasi hayatının merkezine girmesiyle birlikte, TRT özellikle 1980 tarihinden itibaren, 1980 sonrasından itibaren mevcut siyasi iktidarın bir propaganda aygıtı olarak muhalefetin eleştirdiği, o dönemin mevcut siyasi iktidarının da kendini bir şekilde koruduğu bir kurum olarak varlığını günümüze kadar sürdürdü. Fakat kabul etmek gerekir ki TRT çok uzun zamandır bir başka tartışma konusunun da gündemi ne yazık ki. Dediğim gibi, 1980 sonrasında sürekli olarak bir tarafsız yayıncılığın konusu olan TRT, çok uzun süredir -hadi, bir süredir diyeyim ama bence çok uzun süredir- sadece tarafsız yayıncılığın bir tartışması değil, aynı zamanda dezenformasyon üreten, yalan haber üreten, zaman zaman itibar suikastı yapan, iftira da atan bir kamu kuruluşuna da dönüşmüş durumda ve bu noktada aslında sizler...
DURMUŞ ALİ KESKİNKILIÇ (Karabük) - Üstadım, bakın, tutanaklara geçiyor bunlar. Bunu ispat etmeniz lazım. İftira atmak...
MAHİR POLAT (İzmir) - Başkanım, sen devam eder misin.
OKAN KONURALP (Ankara) - Hocam, sen ne diyorsun? Bakın, o zaman şöyle söyleyeyim, tekrara girmeksizin...
DURMUŞ ALİ KESKİNKILIÇ (Karabük) - Yani iftira atıyorsunuz ama, olur mu?
OKAN KONURALP (Ankara) - Bir dakika...
DURMUŞ ALİ KESKİNKILIÇ (Karabük) - İtibarsızlaştırıyorsunuz.
OKAN KONURALP (Ankara) - Tamam, bir dakika...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Konuralp, devam edin.
OKAN KONURALP (Ankara) - Tekrara girmeksizin, arkadaşlarımızın ifadelerine de katılarak, yeni bir örneklem vermeye gerek duymaksızın bu konudaki ifadelerimi ifade ediyorum.
DURMUŞ ALİ KESKİNKILIÇ (Karabük) - Ama olur mu?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Karşılıklı konuşmayalım lütfen.
Sayın Konuralp, devam edin, devam edin...
Sayın Keskinkılıç...
OKAN KONURALP (Ankara) - Niye sözümü kesiyorsunuz?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Devam edin Sayın Konuralp, buyurun.
OKAN KONURALP (Ankara) - Az önce arkadaşlarımın da ifade ettiği gibi...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Komisyonumuza misafir olarak geldiniz, evet, buyurun.
OKAN KONURALP (Ankara) - Evet, ben de bir gazeteci olarak, eskir bir Radyo Televizyon Üst Kurulu üyesi olarak bu konuda fikirlerimi ifade ediyorum ve Sayın Milletvekili arkadaşımızın da bu konuda rahatsızlık duymasını...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Konuralp, burası teknik bir Komisyon, her fırsatta bunu dile getiriyoruz.
OKAN KONURALP (Ankara) - Evet.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Teknik bir şekilde eleştirilerimizi yapalım.
OKAN KONURALP (Ankara) - Tamam, yapıyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Eleştirilerimizi şahsileştirmeden, kurumla ilgili...
OKAN KONURALP (Ankara) - O zaman, az önceki konuşmama şöyle bir dipnotla devam edeyim: Cumhuriyet Halk Partisinden değerli milletvekili arkadaşlarımızın ifade ettiği örneklerde olduğu gibi, örneğin, Sayın Polat'ın az önce ifade ettiği gibi, özellikle son dönemde yaşanan İstanbul merkezli operasyonlarda TRT'nin yayıncılık anlayışında ifade ettiği gibi diyerek devam edeyim.
Hâliyle, belki de buradaki temel nokta, evet, siz TRT'nin Genel Müdürüsünüz ve Sayın Albayrak da Yönetim Kurulu üyesi ama evet, mevzuatlar gereği, mevcut kanun, yönetmelik, tüzükler gereği sizin burada olmanız bir sakınca değil, işin gereği böyle ama aslında muhatap burada biraz da İletişim Başkanlığı. Sadece İletişim Başkanlığıyla ilişkili bir kurum olduğumuz için değil, aynı zamanda bir nevi İletişim Başkanlığının bir propaganda aygıtına da dönüşmüş olan bir TRT'yi yaşıyoruz ve buna yönelik eleştirilerimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Çünkü İletişim Başkanlığı neyi nasıl arzuluyorsa, nasıl bir dezenformasyon iklimi yaratmaya çalışıyorsa bunun en önemli söylemcisi olarak, yayıncısı olarak TRT'nin öne çıktığını üzülerek ifade etmek istiyorum ve bu gerçekliğin de altını çizmek istiyorum.
Bakın, dediğim gibi, TRT -az önce Sayın Deniz Vekilimin de ifade ettiği gibi- bu ülkenin her bir vatandaşının almış olduğu, edinmiş olduğu telefondan, televizyondan ya da bir başka bir iletişim aygıtından ödediği vergilerle de ağırlıklı olarak bütçelendiriliyor fakat aynı zamanda sadece kendi bütçesini kendisi üretiyor olsa bile TRT ve TRT'nin bütçesinin büyük bir kısmı vatandaşlarımızın vergilerinden elde edilen gelirle kuruluyor olsa bile, öte yandan bir de ahlaki bir durum da var arkadaşlar, meslek etiği açısından da baktığımızda bir durum var, bakmamız gereken de bir durum var ve arkadaşlar, inanın, iyi gelmiyor, kimseye iyi gelmiyor. Yarın bir gün iktidar değiştiğinde AK PARTİ'li değerli milletvekili arkadaşlarımıza da iyi gelmeyecek. Bakın, burada hepimizin içine sinen, hepimizin asgari düzeyde de olsa "Evet." diyebileceği bir mutabakatla sağlanan bir yayıncılık çizgisine TRT'yi taşımak zorundayız; bu, sürdürülebilir değil.
Bakın, bizim burada ortaya koyduğumuz iddiaların, tezlerin, doğruların, her birinin toplamı yarın bir gün başka bir hayat kurulduğunda size de iyi gelmediği zaman, inanın biz de mutlu olmayız bundan. Hâliyle, TRT'nin yayınlarına baktığınızda, bu yayınların medyanın, basının, gazeteciliğin evrensel ilkelerine, fikir ve ifade özgürlüğünün, masumiyet karinesinin, siyaset yapma özgürlüğünün, sanatsal özgürlüklerin evrensel ilkelerine uyduğunu düşünüyorsanız tamam, diyecek bir şey yok ama ben inanıyorum ki her birinizin, örneğin, uzun yıllar yurt dışında son derece saygın sanat kurumlarında yöneticilik yapmış, bunun üzerine akademik tezler, makaleler de üretmiş, aynı zamanda Türkiye'nin sanat tarihinin, sanat birikimlerinin de bir parçası olmuş Sayın Albayrak, -elbette yanıt vermek zorunda değilsiniz, bir bağlayıcılık olarak söylemiyorum ama- vicdanen baktığınızda gerçekten bu TRT'nin yayınlarının -hadi, diğer özel kuruluşlardan bağımsız, ayrı tutalım- gazeteciliğin evrensel ilkelerine uygun olduğuna inanıyor musunuz, bunlar sizi hiç rahatsız etmiyor mu? Etmeli arkadaşlar, bakın, şundan etmeli: Bir "Devran döner." hikâyesi üzerinden cümlelerimi kurmak istemiyorum ama bu, toplumun...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama Sayın Konuralp, baştan itibaren sürekli onun üzerine kurguluyorsunuz yani üstü kapalı bir tehdit var konuşmanızda ama farkında değilsiniz herhâlde.
OKAN KONURALP (Ankara) - Ya, tehdit değil, tam tersine diyorum ki...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama lütfen...
"Devran döner, tekrar siz de buna maruz kalırsınız."
OKAN KONURALP (Ankara) - Ya, bu sizi rahatsız eder diyorum, hepinizi rahatsız eder.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama bakın, tehdit...
OKAN KONURALP (Ankara) - Ya, niye tehdit olsun?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tehdit değil.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun, devam edin Sayın Konuralp.
OKAN KONURALP (Ankara) - Sayın Başkan, bakın, bu Komisyondaki bütün milletvekili arkadaşlar benim üslubumun Genel Kurulda da...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sizi tanıyoruz, kendinizi tanıtmayın lütfen.
OKAN KONURALP (Ankara) - Dolayısıyla, ben kimseyi tehdit... Haşa...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen devam edin.
OKAN KONURALP (Ankara) - Lütfen siz de beni bu şekilde itham etmeyin.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki, sizi tanıyoruz Sayın Konuralp.
Buyurun, devam edin.
OKAN KONURALP (Ankara) - Ben yalnızca şunu söylüyorum: Arkadaşlar, ne olursa olsun hepimizin asgari müştereklerde mutabakat kalacağı, içine sineceği bir yayıncılığa doğru evrilmediğimiz müddetçe bu hiçbirimize iyi gelmiyor diyorum, gelmez.
Dolayısıyla da ben bir an önce bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini, yanlıştan dönmenin hepimize iyi geleceğini ifade ediyor, cümlelerimi bu şekilde tamamlamak istiyorum. Ama Sayın Başkan, lütfen, sizden ricamdır, bu "tehdit" sözünüzü tutanaklardan çıkarın ya da düzeltin.
Teşekkür ediyorum, sağ olun.