| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/517) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .01.2016 |
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkanım, ben de milletvekili arkadaşlarımıza katkılarından dolayı gerçekten teşekkür ediyorum.
Öncelikle şu genel tespiti yapmak durumundayız: Bugün artık günün ihtiyaçlarına cevap vermeyen bir Köy Kanunu'muz var. Dünya çok hızlı değişiyor, çok hızlı gelişiyor, iletişim araçlarından ulaşıma kadar pek çok alan çok hızlı bir değişim yaşıyor. Dolayısıyla, böyle bir dünyada statik bir anlayışla ülkeyi yönetmek çok da kolay değil. Bu noktada, İçişleri Bakanlığımızın Köy Kanunu'yla ilgili ve diğer kamu yönetimiyle ilgili bazı hazırlıklarının olduğunu ben de biliyorum, şimdi arkadaşlara da sordum, teyit ettiler. Dolayısıyla, bütün bu çizilen çerçeveyi, muhtarların statüsü, nüfusa göre yapılanmayı, muhtarların karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik düzenlemeleri takdir edersiniz ki sadece muhtarlara verilecek ödeneğin artırılması maddesinde sağlayamayız ama böyle bir ihtiyacı, zannediyorum, bütün partilerimiz de görüyorlar. Ümit ederim ki bu kanun hazırlıkları yapıldıktan sonra, inşallah, Meclisimizde bu konuda bütün partilerimiz katkı verir, bütün sivil toplum örgütlerimiz, muhtar derneklerimiz, hepsi katkı verir ve gerçekten çağdaş, modern, uzun süre belki kimsenin dokunma ihtiyacı hissetmeyeceği, yönetmeliklerin kanun maddesi yapılmadığı -işte biraz önce Sayın Bakanımız ifade etti- aslında çok uzun süre dokunulmayı gerektirmeyecek güzel bir kanun yapılır ve muhtarlarımızın da bu noktada sorunları çözülür. Ben öncelikle bunu çok arzu ettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Kısa kısa bazı değerlendirmeler yapma ihtiyacım var. Sayın Çam'ın "Sayın Cumhurbaşkanımızın muhtarları toplaması" ifadesini, doğrusu Sayın Cumhurbaşkanımızın muhtarları toplaması değil, muhtarlarımızdan Beştepe'yi ziyaret ve muhtarlarımızın Sayın Cumhurbaşkanımızla bulunma talebine bir karşılık olarak değerlendirilmesinin daha doğru olduğunu biliyorum. Yakinen bildiğim bir konu olduğu için söylüyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) - Etme eyleme Sayın Bakan, yapmayın.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Musa Bey, yakinen biliyorum. Bakın, ben de sahadan gelen bir milletvekiliyim biliyorsunuz.
MUSA ÇAM (İzmir) - Biz nereden geliyoruz?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Hayır, işte ben de dedim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Allah aşkına, biz taşın kovuğundan çıkmadık. Biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ya Musa Bey "ben de" derken benim dışımda da sahadan gelen insanlar var anlamında, değil mi? Yani ben "sahadan gelen" deseydim belki o konuda serzenişte bulunabilirdin ama ben de sahadan gelen bir milletvekiliyim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Ama öyle şey söylüyorsunuz ki...
BAŞKAN - Sayın Çam... Sayın Çam, lütfen Sayın Bakan bitirsin, sonra arzu ederseniz size de söz vereceğim.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Benim ilimde "Biz Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret etmek istiyoruz." diyen onlarca, yüzlerce muhtar vardı...
MUSA ÇAM (İzmir) - Eyvallah.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - ...ve şimdi, o, sistematik bir hâle geldi.
Dolayısıyla, şimdi biraz önce hepimiz aynı noktada buluştuk. Demokraside bir hiyerarşi piramidi düşünürseniz bu piramidin temelinde muhtarlar var. Birinci temel, birinci temel taş muhtarlar, zirvede de Cumhurbaşkanı var. Dolayısıyla, en temel ile tavan arasında bir iletişimin olması aslında demokrasi açısından da gerçekten takdir edilmesi, övülmesi gereken bir durumdur.
Bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu muhtarlar buluşması, muhtarlardan gelen talep üzerine bunu başlatması aslında demokrasimiz açısından, taleplerin direkt, bizzat, birinci ağızdan dile getirilmesi açısından son derece önemlidir.
Bakın, muhtarlarla ilgili...
MUSA ÇAM (İzmir) - Ama icra makamı Başbakanlık, Başbakanlıkta toplansınlar.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Hayır, sonuçta devletin başı Cumhurbaşkanıdır. Yani devletin başı da yürütmenin başı da Cumhurbaşkanıdır. Bizim Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır.
MUSA ÇAM (İzmir) - Yetkileri de belli.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Tabii, o çok geniş bir tartışma, isterseniz çok girmeyeyim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Peki.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Cumhurbaşkanımızın içeriğine, tabii biliyorsunuz, bizim girme şeyimiz yok, bunu sizler olumsuz bulursunuz, biz olumlu buluruz, bir başka arkadaşımız nötr bulur ama takdir edersiniz ki 2007 yılında yapılan değişiklikle, Cumhurbaşkanının artık doğrudan halk tarafından seçilmesi benimsendi ve 2014 yılında da Sayın Cumhurbaşkanımız halkın yüzde 52 oyuyla doğrudan seçildi. Beş yıl sonra da, 2019'da da Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar -eğer kendisi aday olursa- halkın huzuruna çıkacak ve özellikle tekrar seçilmek için yetki isteyecek. Artık, Cumhurbaşkanımız halka karşı direkt sorumludur. Dolayısıyla, yaptığı konuşmanın içeriğinden doğrudan halka karşı sorumlu bir Cumhurbaşkanımız var.
Bu noktada gerek Sayın Torun'un ifade ettiği gerek Sayın Günal'ın ifade ettiği gerek Sayın Erdoğmuş'un ifade ettiği bu muhtarların siyasi etki altında kalması veya siyasi tavra göre hizmet noktası... Yani az çok siyaseti bilen insan olarak, her iktidar döneminde bu serzenişin olduğunu bilen birisiyim.
SEYİT TORUN (Ordu) - Bu kadar fazla olmamış ama.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Hayır yani eminim ki bundan on yıl veya işte on üç yıl önceki, bir önceki Hükûmet yani DSP-MHP-ANAP Hükûmeti döneminde de benzer serzenişler vardı, ondan önceki hükûmetler döneminde de vardı. Bu, çok üzerinde tartışılan, konuşulan bir konu. Bu konuda, hani "Yüzde yüz, biz bu noktada her şeyiyle çok dört dörtlük bu işi yapıyoruz." dersek de çok doğru değil, "Tamamen politize olmuş." desek de doğru değil. Benim şehrimde bana gelip yani -Bakan olmadan önce- "Sayın Milletvekilim, işte bizim köyümüzden AK PARTİ'ye şu kadar oy çıktı ama buna mukabil yüzde 10'un altında AK PARTİ'ye oy çıkan köye şu şu hizmetleri yaptınız, bize daha yapmadınız." diyen çok muhtarla karşılaştım. Şimdi bu biraz komşunun tavuğu komşuya kaz görünür...
MUSA ÇAM (İzmir) - Muhtarları buna mecbur ettiniz.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Hayır.
MUSA ÇAM (İzmir) - Muhtarları fişlediniz. Yapmayın Sayın Bakan, fişlediniz muhtarları.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Şimdi, bakınız, bu konu, sadece cumhuriyet tarihinin başından beri gelen ve sürekli tartışılan bir konudur.
Arzumuz şu, hepimizin ortak arzusu şu olmalı: Biz verilen oya göre ve alınan desteğe göre değil, ihtiyaçlara göre ve öncelik sıralamasına göre hizmeti esas almak durumundayız. Biz buna dikkat ediyoruz, gayret ediyoruz.
Ha, uygulamada hatalar olabilir mi? Olabilir. Bunu da hep beraber düzeltmenin gayreti içerisinde olacağız.
Ama Sayın Erdoğmuş'un "aksesuar" ifadesini kesinlikle kabul etmediğimizi, bunun muhtarlar açısından da bir hakaret olarak algılanabileceğini düşünüyorum. Ben, sık sık muhtarlarla toplantı yapan bir bakanım kendi şehrimde. Yani iki üç ayda bir mutlaka muhtarlarla toplanırım, orada da muhtarların, gerçekten taleplerini dile getirme noktasındaki cesaretini, kararlılığını, o konuda bir bakan-muhtar değil de iki eşit statüdeki insan gibi çok rahat konuşmasını hem bilirim hem de takdir ederim. Bu açıdan da muhtarlarımızın artık bir aksesuar noktasına dönüştürüldüğü eleştirisine kesinlikle katılmam mümkün değil, hatta bunu, biraz maksadı aşan bir eleştiri olarak da değerlendirdiğimi özellikle ifade etmek istiyorum.
Bu biraz önce Sayın Kuşoğlu da ifade etti, muhtarlarla ilgili durumu kesinlikle yeniden düzenlemeliyiz. Buna ben de yüzde yüz katılıyorum ve her muhtarın aynı statüde, aynı maaşı almasını bu yeni oluşturulacak köy kanunu, diğer işte iller idaresindeki ilgili hükümler, diğer kanunlarla birlikte bunu büyük bir çerçeve içerisinde değerlendirip inşallah, onu önümüzdeki süreçte hayata geçirelim.
Ben burada, Sayın Başkan, şu anda muhtarlarımızla ilgili yapılan, özellikle İçişleri Bakanlığımızın yaptığı birkaç uygulamayı kısa kısa paylaşmak istiyorum:
Şu anda bizim muhtar talepleriyle ilgili İçişleri Bakanlığımız bir genelge çıkardı ve muhtarların taleplerini elektronik ortamda yapabilmesi için Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından "Muhtar Bilgi Sistemi" adında bir web sitesi oluşturuldu. Şu ana kadar toplam talep sayısı 18.251. Bu taleplerden 11.614'ü sonuçlandırıldı ve 6.597 talebin işlemi de devam ediyor.
Aynı şekilde, İçişleri Bakanlığımızda Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünde Muhtarlar Daire Başkanlığı kuruldu. Bunlar muhtarların hizmet alımında, hizmete erişmesinde çok kolaylık sağlayan uygulamalar.
Yine ilgili genelgeyle, muhtarların taleplerini yakından takip etmek amacıyla büyükşehir belediyelerinde daire başkanlığı, diğer belediye ve illerde ise müdürlükler kuruldu. Bu da muhtarlarımız açısından son derece önemli. Bir muhatap bulma ve sorunlarını hani tek kapı anlayışıyla belediyelerde veya mahallî idarelerde, özel idarelerde tek müracaatla takip etme imkânını özellikle getirdik.
Valiliklerde bir vali yardımcısı, büyükşehirlerde genel sekreter yardımcısı, diğer belediyelerde ise başkan yardımcısı muhtarlarımızın taleplerinin takip edilmesinden sorumlu tutulmuştur.
Dolayısıyla, şu anda aslında muhtarlarımızın hizmet vermede elbette bazı zorlukları olacaktır. Hayat dinamik, hiçbir şekilde bugün bütün sorunlarını çözdük, yarına sorunumuz kalmayacak gibi bir dünyada değiliz, yeni sorunlar olacak, onu da getireceğiz.
Sayın Karabıyık, büyükşehirlerdeki özellikle muhtarların Büyükşehir Yasası'ndan dolayı yaşadığı sıkıntılardan bahsetti. Aslında bu sıkıntıların çok çok büyük bir kısmı, yüzde 90'ından fazlası insanlarımızın, kanunun eksiklerinden veya uygulamadan değil de nereye, ne zaman, nasıl müracaat edecekleri konusundaki bilgilendirme eksikliğinden kaynaklanıyor.
Bakınız, demokrasiyi özümsemişsek, inanıyorsak, demokraside seçilmişlerin yetkisini artırmak bizim temel anlayışımız ve son Büyükşehir Yasası'nda da son derece hızlı bir şekilde ve ciddi şekilde artırdık seçilmişlerin yetkilerini. Büyükşehir Yasası'yla da büyükşehrin kapsamında bulunan köylerin de büyükşehirlerden ve ilçe belediyelerinden hizmet almasını kolaylaştırdık.
Bu, aslında demokrasi tecrübemiz açısından ciddi bir devrim, ciddi bir adım. Bu adımı atarken elbette bazı konularda, daha uygulamanın yeni olmasından kaynaklanan eksikler olabilir. Örneğin, "İşte, ebenin lojmanının bacası yıkıldı, ben kime müracaat edeceğim?" O gayet kolay; orada eğer bu lojmanın Sağlık Bakanlığınınsa YİKOB bu görevi zaten yapacak veya büyükşehir belediyesi veya ilçe belediyesi en hızlı şekilde ona müdahale edecek. Bir yetki karmaşası olayı yok ama muhtarlarımızın nereye müracaat edeceğini bilmemesinden dolayı bir problem var mıdır? Vardır ama şimdi bunlar da oturuyor.
Kaldı ki biz de Büyükşehir Yasası'ndaki uygulamaları, şu ana kadar ki uygulamaları değerlendirerek bu uygulamalarda karşılaşılan sorunları, sıkıntıları ele alan yeni bir çalışmayı Hükûmet olarak da başlattık. İnşallah, önümüzdeki süreçte bu Büyükşehir Yasası'yla ilgili karşılaşılan sorunla ilgili değerlendirmeyi hep birlikte yapma imkânımız olacak. Bütün partilerimizin neredeyse ortak seçim vaadiydi muhtarların maaşlarının yükseltilmesi. Bugün burada inşallah hep beraber vereceğimiz oyla bu maddeyi kabul ederiz. Yarın da veya işte en kısa sürede de Genel Kurulda da inşallah bu kanun içerisinde bu madde geçer ve muhtarlarımız ciddi bir rahatlamayı, en azından -yeterli olmasa bile- gerekli bir rahatlamayı yaşarlar. Ki yani 31 Aralık itibarıyla 940 lira olan ödeneği 1.300 liraya çıkarmış oluyoruz, ciddi bir artış anlamına geliyor. İnşallah, önümüzdeki süreçte bütçe imkânları ve diğer yapacağımız düzenlemelerle birlikte gönlümüz bu rakamın daha da yukarıya çıkmasını arzu eder.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.