CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, öncelikle teşekkür ediyorum.

Baştan beri burada savunduğumuz temel prensip, yangında meydana gelen olayın nasıl meydana geldiği, neden meydana geldiği, yangının şiddeti önlenebilir miydi, yangın önlenebilir miydi, bu konuları değerlendirmek hem bununla ilgili değerlendirme yapmak hem de bundan sonra yaşanabilecek olan vakaları bir anlamda önleyebiliriz anlamında burada değerlendirmeler yapılsın diye düşüncelerimizi hep paylaştık. Tabii, bunu yaparken bir taraftan da geçen hafta bu Komisyonda dinlediğimiz anneleri, babaları, kardeşleri, onların duygularını da unutmamamız gerektiğini sizlere hatırlatmak istiyorum. Çocuğunu ağzındaki dişleri inceleyerek tespit edilebilen annenin duygusunu, ölmeden saniyeler, dakikalar önce annesine mesaj atan çocuğun yaşadıklarını ve o mesajı dinleyen annenin duygusunu, kısacası gerek o yangında yakınlarını kaybedenler gerekse kurtulanların yaşadıklarını, tekrar söylüyorum, geçen hafta yoğun duygular içerisinde dinledik. Şimdi, buradan yola çıkarak bu olay etraflıca değerlendirmeli ve evet, kim sorumluysa bunun sorumlusu ortaya çıkarılmalı ve gereken yapılmalı. Tabii, bunu yapacak olan da yargı. Biraz önce bir konuşmacı arkadaş "Burada siyaset yapılmasın." dedi, siyaseti maalesef diyenler yapıyor demek zorunda kalıyorum çünkü daha işin başında bilirkişi heyetinin değiştirilmesi siyasetin bir parçasıdır; daha işin başında oluşturulan bir bilirkişi heyetini yok saymak, onların raporlarını yok saymak siyasetin ta kendisidir. Dolayısıyla, eğer "Siyaset yapmayalım." diyorsak önce, yetkiyi elinde bulunduranların bunu yapmaması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. O insanların, kaybettiklerimizin hem manevi değerlerine saygı göstermek hem de yakınlarını kaybedenlere saygı göstermek adına bunu yapmak zorundayız. Bir taraftan da biz tabii hakkını arayamayanların burada hakkını savunmak, haksızlığa uğrayanların uğradıkları haksızlığa karşı bir anlamda mücadele etmek, uğradıkları yanlışa karşı burada sesimizi çıkarmak zorundayız; bu da bizim asli görevimizdir. Bu sözü biraz önce Cevahir Bey'in söylediğinden farklı olarak söylüyorum, yani onun niyetinin ne olduğunu tahmin edebiliyorum ama bizim bu davranışımız bir siyaset de değildir, şov da değildir, bu, işimizin gereğidir. Ben tekrar şunu söyleyeyim: bakın, daha olayın ilk başında biz hani, bakanlıktan bakan geldi, yardımcısı geldi falan konuşuyoruz ya, aslında bu olayın konusu itibarıyla asli sahibi diyebileceğimiz Turizm Bakanını bile buraya getirememiş bir Komisyonumuz kimse kusura bakmasın.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Değerli arkadaşlar, Cavit Bey, rica ediyorum bakın böyle bir şey yok. Getirememişiz, buraya getirememişiz, bilmem ne etmişiz!

CAVİT ARI (Antalya) - Buraya getiremedik Başkanım.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Biz çağırırız, gelirse gelir, gelmezse gelmez.

CAVİT ARI (Antalya) - Çağırın o zaman Başkanım.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Çağırdık kardeşim.

CAVİT ARI (Antalya) - Çağırdıysan gelsin, görelim o zaman.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Biz bugüne kadar Mecliste...

CAVİT ARI (Antalya) - Getiremediniz Başkanım. Tekrar söylüyorum, Komisyon olarak getiremedik.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Yok öyle bir şey, rica ediyorum artık! Herkesin bir sabrı var ya, böyle olur mu yani!

CAVİT ARI (Antalya) - Getirin o zaman, görelim.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Bugüne kadar Meclis usullerinde bir bakanlığa yazılan, bakan veya kimin geleceğiyle alakalı usul, prosedürü ne ise, yirmi senedir, elli senedir nasıl yazılıyorsa aynı prosedürde biz talepte bulunuyoruz. Diyoruz ki "En az genel müdür ve daire başkanı seviyesinde olmak üzere üst kademe ve onun üstünde bulunanlardan birilerini..." Ben yapmadım bu usulü?

CAVİT ARI (Antalya) - Başkanım, konunun niteliği itibarıyla bir turizm tesisinde meydana gelmiş olan...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Bakın, biz Belediye Başkanımızı davet ederken de isim olarak çağırmadık.

CAVİT ARI (Antalya) - E, duyarlılık göstermiş, Başkan kendisi gelmiş Başkanım.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ağabey, geliyorsa, Başkanın takdiridir. Gelmeyen bir adamla, şahısla alakalı "İlla bu gelecek." diye bizim bugüne kadar böyle bir usulümüz yok; bizden önceki komisyonlarda yoktu, bugün de yok. Bakan da gelirse başımızın üstünde, buyursun gelsin. Gelmiyorsa gelmiyor ama bunu iki de bir ısrarla sanki...

CAVİT ARI (Antalya) - Söylemek zorundayım olayın niteliği gereği bir turizm tesisinde olduğu için buraya Turizm Bakanının gelmesi, bu Komisyonun kuruluş amacı acısından en uygunudur, bunu söylemek zorundayım ve söyledim.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Arkadaşlar, konuyu bilmiyormuş gibi konuşuyorsunuz. Üç aydır bunu konuşuyoruz. Tamam siyaset yapın orada, ona bir şey demiyorum. Tamam siz biliyorsunuz ne olduğunu ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Devam ediyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - "Getirememişsiniz, getiremediniz..."

CAVİT ARI (Antalya) - E, getirmediniz Sayın Başkanım, tekrar etmek zorunda bırakmayın beni şimdi.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Gelmiyorsa polis zoruyla mı getireceğiz ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Tekrar etmek zorunda bırakmayın da tamam, ben söyledim, geçiyorum Başkanım.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Orada bir düzeltme yapmamız lazım bilirkişinin neden değiştiğiyle ilgili.

CAVİT ARI (Antalya) - Siyaseten değişti, ben söylüyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Cavit Bey, bitirin lütfen.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum.

Sayın Başkan buraya nezaket gösterdi, aslında Belediye Başkan Yardımcısını da gönderebilirdi ama kendisi gelmiş. Teşekkür ediyoruz.

Başkanımızı dinleyelim.

Çok teşekkür ediyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ben teşekkür ediyorum.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Başkanım, bilirkişiyle ilgili o konuyu düzeltmemiz gerekiyor orada.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Düzeltin ama 3 arkadaşımızın söz talebi var.

CAVİT ARI (Antalya) - Neyini düzelteceğiz?

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Başkanım, biliyorsunuz, olay olduktan sonra Sakarya Üniversitesinden bilirkişiler görevlendiriliyor ama oradaki bilirkişiler diyor ki "Yangın laboratuvarı olan, daha iyi çalışmaları olan İstanbul Üniversitesi..."

CAVİT ARI (Antalya) - Efendim, o dilekçelerin sonradan verildiğini, verdirildiğini sizler de biliyorsunuz. Şimdi o konuya girmeye gerek yok.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Ya, öğretim üyelerinin kendileri söylüyor, hocaların kendileri söylüyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Raporu verdikten sonra mı diyor? Raporu vermeden önce de diyebilirdi.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Töhmet altında bırakmayalım.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Dolayısıyla, bilirkişileri de siyasi yönlendirildi diye bilirkişinin raporunu da örselemeye gerek yok diye düşünüyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ben bilirkişi raporunun bütün Komisyon üyeleri tarafından makul ve mantıklı bir şekilde kabul edildiğini düşünüyorum.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Daha etkin ve yetkin görüldüğü için İstanbul Üniversitesinden bilirkişiler atandı.

CAVİT ARI (Antalya) - İstanbul Üniversitesi demeyin, neler yaptığını görüyoruz, otuz beş yıllık diplomayı iptal ediyor.