SELMAN OĞUZHAN ESER (Karaman) - Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri; burada Anayasa'nın 159'uncu maddesi ve 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu doğrultusunda yürütülen HSK üyeliği seçim sürecine dair hem hukuki hem de teamüle dayalı esasları temel alan bir değerlendirme yapmak gerekir. Anayasa'nın 159'uncu maddesi açık hüküm içermektedir; bu maddeye göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi HSK üyelerinin belirleyeceği her bir üyelik için 3 aday gösterecek şekilde seçer. 6087 sayılı Kanun'un 20'nci maddesi ise aynı ifadeyi tekrarla "her bir üyelik için üç aday" demektedir yani usul, 1 üyelik için 3 adayın oylanması ve nihayetinde Meclis Genel Kuruluna sunulacak bir adayın belirlenmesidir. Bugün gündeme gelen ve adayların tek tek oylanması gerektiğine dair görüş açık anayasal hüküm ve kanuni düzenlemeyle örtüşmemektedir. Aksine, sistemin özü, 1 üyelik için 3 aday belirlenmesini esas alır; bu 3 aday ise Komisyonda nisapla belirlenir ve ardından Genel Kurulun takdirine sunulur. Dahası, önceki dönemlerde yapılan seçimlerde de uygulama bu şekilde olmuştur, gerek 2014 gerek 2017 ve 2021 yıllarında yapılan HSK üye seçimlerinde Komisyonun 1 üyelik için 3 adayı birlikte belirlediği ve tek bir oylamada bu sürecin yürütüldüğü uygulamayla sabittir. Bu, sadece teamül değil aynı zamanda hukuki istikrarın ve öngörülebilirliğin de bir gereğidir. Dolayısıyla süreci ihtilaflı hâle getirecek yorumlardan da kaçınmalıyız; Anayasa, yasa ve yerleşik uygulamalar ışığında süreci tamamlamalıyız. Hukukun üstünlüğü, sadece kararların içeriğinde değil karar alma süreçlerindeki tutarlılıkta da kendini göstermelidir. Bu anlayışla, Hâkimler ve Savcılar Kuruluna yapılacak seçimlerin hukuki sınırlar içinde, şeffaf, öngörülebilir ve yargı bağımsızlığını esas alacak şekilde yürütülmesini temenni ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.