KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Diğer konu şu: Şimdi devlette devamlılık esastır. Mevcut TOKİ Başkanı bürokratımız daha önce de TOKİ'de Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Şimdi, bu önemli bir şey, kurumun geçmişini bilmek, daha önce ne yaptığını, ne ettiğini bilmek önemli.

Şimdi, biz siyasetçilerin de sözler verirken bu sözlerle toplumu kandırmamaları gerekiyor.

YÜKSEL COŞKUNYÜREK (Bolu) - Doğru söylüyor.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Değil mi? Burada hepimiz hemfikiriz.

Şimdi, bu durumda, Sayın Cumhurbaşkanı ve AK PARTİ Genel Başkanı Tayyip Erdoğan 10 Ağustos 2023'te diyor ki: "11 ilde TOKİ tarafından toplam 680 bin konutun inşa edilmesi gerekiyor." Ve ilave ediyor: "İlk bir sene içinde 319 bin konutu inşa edip hak sahiplerine teslim edeceğiz." Kim diyor? Cumhurbaşkanı ve AK PARTİ Genel Başkanı Sayın Tayyip Erdoğan söylüyor. Peki, ne oldu? Tam olarak bir yıl sonra ne oldu? Şu anda demiyorum, bu tarihi demiyorum, Cumhurbaşkanının ağzından çıkan sözü söylüyorum. "Bir yıllık mı, iki yıllık mı vaat vereyim?" diye bana sormadı. Herhâlde hesapladı, baktı, planladı; TOKİ'yi çağırdı, diğer bürokratları, uzmanları çağırdı; ona göre bir sürenin içinde "Bir yılın içinde 319 bin konutu inşa edeceğiz, hak sahiplerine teslim edeceğiz." dedi. Peki, ne kadar teslim etti? Bakın, ben bu konuyla ilgili olarak bütün bu 11 ilin Valiliklerine bilgi istem dilekçesi gönderdim, yanıtlar gelmedi, bir daha gönderdim, gene gelmedi; Çevre Şehircilik Bakanlığına gönderdim, gelmedi; Çevre Şehircilik Bakanlığına bir daha gönderdim, geldi, burada. Depremin üzerinden tam bir yıl iki ay geçtikten sonra 11 ildeki inşa edilip de hak sahiplerine verilen konut sayılarıyla ilgili resmî veriler burada. Ne kadar biliyor musunuz? Söylenen 319 bin konuttan, vadedilen 319 bin konuttan inşaatı tamamlanan konut sayısı sadece 53.658; sadece yüzde 16,82'si. Burada resmî belge, Çevre Bakanlığının gönderdiği belge; durum bu.

DURMUŞ ALİ KESKİNKILIÇ (Karabük) - Şu anda kaç?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz'ı dinleyelim lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, benim söylediğim şey şu: Siz "Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaları, verdiği sözleri, vaatleri, bir tarih veriyorsa hep 2'yle, 3'le, 5'le çarparak anlayın. Onun söylediğini siz başka türlü anlayın." diyorsanız o başka ama ben o makamdaki kişinin söylediği şeye itibar etmek isterim. Bu tutmamıştır arkadaşlar. O rakam tutsun, o rakam aşılsın, bu sıkıntılar olmasın; tabii ki istiyoruz bunu, kim istemez? Ancak dediğim gibi, bu verilen sözler ve vaatler maalesef büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır, siyasetin içinde de büyük bir tartışma yaratmıştır. Bir kısım siyasi partiler "Sizin verdiğiniz hedefler tutmadı." diyor, onlar o bilgiyi temin edene kadar geçen sürede teslim edilen veya ihalesi yapılan konutları dikkate alarak Bakanlık veya iktidar partisinin milletvekilleri de "Biz şimdi şu kadar yaptık." diyor. Yani bu karmaşaya gerek yok, bu karmaşa bizim resmî belgeleriyle ortaya koyduğumuz durumdur.

Diğer bir konuya geçiyorum, bu konu...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Yavuzyılmaz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu konu bir haber konusu oldu, o nedenle sormak istiyorum. "Maraş'ta Çocuk İşçi Cinayeti" başlığıyla verilen bir haber, siz bizi bilgilendirin lütfen. "TOKİ inşaatında çalışan 16 yaşındaki çocuk işçi yaşamına son verdi." diyor. Bilmiyorum duydunuz mu daha önce. Diyor ki: "Elbistan ilçesi Taşburun Mahallesi'nde TOKİ Deprem Konutları inşaatında mermer işçisi olarak çalışma yapan 16 yaşındaki Diyar Kişoğlu dün şantiyenin yatakhanesinde tavana asılı hâlde bulundu." Bu konuyla ilgili bir bilginiz varsa paylaşmanızı yoksa konuyu araştırarak yazılı olarak aktarmanızı istiyorum.

Şimdi, son bir konuyu sizi iletmek istiyorum.

Şimdi, Sayın Başkan, TOKİ, İstanbul'da Sazlıdere bölgesinde 24 bin konutluk bir inşaat sürecine başlıyor; bu basına yansıdı, tartışmalar oldu. İSKİ bir yazı gönderdi; bakın, yazı burada. Gönderdiği yazıda da diyor ki: "İstanbul'un içme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan yüzeysel su kaynaklarının kirlenmeye karşı korunması gayesiyle aşağıda verilen kaçak yapıların yapıldığı ve bu yapıların yıkılması gerektiği tarafımızca tespit edilmiştir. Söz konusu yapıları 23 Mayıs 2025 tarihine kadar yıkın yoksa biz buradaki görev ve sorumluluğumuz gereği bu yıkım işlemini yapmalıyız." Yapılar da burada, bunlar bir şantiyenin kurulumu, işte burada kim nerede kalacak, yatakhanesi, idari binası vesaireyle ilgili bir konu.

Şimdi, burada bir konu var, içme ve kullanma suyu temin edilen Sazlıdere Barajı havzasında bulunan bir yerden bahsediliyor. Ben şuna baktım, dedim ki: Buradan gerçekten İstanbul için içme suyu temin ediliyor mu? Neden? Bir Cumhurbaşkanlığı kararı var. Karar ne zaman alınmış? 15 Eylül 2022; bakın, burada karar. Kararda "İstanbul Sazlıdere Barajı..." Yani burada başka su kaynakları da var yani şöyle, ben başlangıcını okuyayım: "Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen bazı tesislerin maksat oranlarının ekli listede gösterildiği şekilde yeniden belirlenmesine karar verilmiştir." Ve kararda ek olarak gösterilen tabloda Sazlıdere Barajı belirtilmiş ve "Eski oran yüzde 100 içme suyu, yeni oran yüzde 0." deniliyor. Ne zaman demiş bunu? 15 Eylül 2022'de karar almış.

Peki, şu anda siz burada bir inşaat başlatma sürecine girdiniz, şu anda bu inşaatı yapmaya başlayacağınız, hazırlıklarını yaptığınız bu Sazlıdere Barajı havzasının içinde bulunan suyla İstanbul halkı susuzluğunu gideriyor mu, evlerine bu su ulaşıyor mu, su temini yapılıyor mu? Buna bakalım: 28/4/2025 itibarıyla Sazlıdere'den İstanbulluya ulaştırılan su miktarı 40.824 metreküp. Yani, evet, buradan İstanbulluya su temin ediliyor, hâlâ şu anda bile. 29 Nisan 2025 tarihinde de Sazlıdere'den alınan su miktarı 50.786 metreküp. Şu anda da alınıyor, bu durum devam ediyor.

DURMUŞ ALİ KESKİNKILIÇ (Karabük) - İstanbullunun kullandığı su miktarı 1 milyar metreküp.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Dinleyelim Sayın Keskinkılıç.

Buyurun.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bunlar zaten kışın, kışa uygun rakamlar yani Sazlıdere'nin payına düşen kısım kışın. Yazınsa buradan İstanbul için temin edilen su miktarı yıllık olarak artıyor, 150.000-180.000 metreküp seviyesine çıkıyor. Şimdi böyle bir durum var.

Şimdi, bu elimde gördüğünüz plan, sizin yapmayı planladığınız 24 bin konutluk plan; bakın, burada. Planlama neredeyse Sazlıdere Göl Barajı'nın içinde yapılmış yani neredeyse gölün içine konut yapmaya kalkacaksınız. Nerede? En riskli deprem bölgelerinin birinde. Böyle bir yolu tercih ediyorsunuz, ne kadar sakıncalı.

Şimdi, bakın, bu söz konusu proje alanı yani şuradaki kısım, Sazlıdere Barajı havzasının kısmen maksimum su kotu içinde, kısmen mutlak, kısmen kısa, kısmen orta, kısmen de uzun mesafeli koruma alanının içinde kalıyor. Hatta bakın, ben size şu anda yıkım kararı alınan o mevcut tesislerin bulunduğu kısmı göstereyim, şurası. Bakın, tam şu bölge, neredeyse baraj gölünün içinde bir bölge ve bu bölge göl mutlak koruma alanının ve aynı zamanda kısa mesafeli koruma alanının da içinde. Yani zaten İSKİ'nin görevi, böyle bir alanda bu gibi yapıların oluşmasına engel olmak; değil devlet, devlet kurumları...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, toparlayalım. Tekrara düşüyorsunuz, lütfen toparlayalım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Aynı zamanda sade bir vatandaş veya özel bir başka şirket de bunu yapamaz, böyle yapamaz.

Ayrıca şunu da söylemek istiyorum: İSKİ, bu Sazlıdere Barajı'yla ilgili olarak hazineye senede bir kez olmak üzere 1 milyon 536 bin 524 dolar para ödüyor. Bunun anlaşması 2009 yılında yapıldı, 2010 yılından itibaren ödenmeye başlandı, 2039 yılına kadar ödenecek ve on beş yılın içinde İSKİ, Sazlıdere Barajı için Hazine ve Maliye Bakanlığına şu ana kadar 23 milyon dolar ödeme yaptı. Yani mülkiyeti, finansmanı yapan İSKİ'ye ait olan bir yerde neredeyse gölün içine yani o göl mutlak koruma alanının da içine denk gelen, aynı zamanda kısa mesafeli koruma alanının da içine denk gelen bir yere konut yapmaya çalışıyorsunuz, arkasından da diyorsunuz ki: "Deprem, deprem, deprem." Yani bu mudur depreme hazırlık? Depreme karşı vatandaşlarımızı korumak için yapılan plan bu mudur?

Ben iddia ediyorum, burada belirli bir yükseklikte, çok yüksek katlı, yüksek katlı binalar yapılsa AK PARTİ'li milletvekilleri, sadece kendileri değil ailelerinin de o gölün neredeyse içine, göl bataklığına yapılacak bu konutlarda oturmasına razı olmaz. Razı olan varsa söylesin.