| Komisyon Adı | : | (10 / 2, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | IPSOS Sosyal Araştırmalar Enstitüsünden Araştırmacı Serkan Ceran'ın, Türkiye boşanma nedenleri araştırması analizi hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .01.2016 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
O zaman bu, son sorudan söyleyeyim. Ben İnsan Hakları Komisyonu üyesiyim. 24'üncü Dönem biz Almanya'ya gittiğimizde, orada Alman olan ailelerden bize verilen bilgiler uyarınca -bu resmî kayıtlar değil ama kişisel konuşmalarımızda- Almanya'da çocukları koruma adına bir yasa var, o yasa da şu: Çocuklara yönelik herhangi bir şiddeti kim ihbar ederse 5 bin euro para alıyor. Netice itibarıyla, oralarda çocukları, kimin çocuğuna... Yanılmıyorsam, değerli uzman arkadaşımız şeyde var mıydı yok muydu bilemiyorum ama çünkü uzman arkadaşlarımız da vardı. Bu 5 bin euro nedeniyle, bizim kimin çocuğuna şiddet uyguladığını kim bilebilir? Komşular bilebilir, aile içinde olanlar bilebilir. Bu anlamda, devletin bu 5 bin euro ihbar ikramiyesi vermesi nedeniyle mümkün olduğunca aileyi yakından bilen komşuları, akrabaları, eşi dostu ihbar ediyor, o parayı alıyor. Ve netice itibarıyla devlet de değerli hocamızın bahsettiği gibi, çocukların menfaatini yüksek koruma gerekçesiyle çocuğu alıyor. Yani, arkadaşlar, burada, netice itibarıyla bu olay dinî sebeplerden olabilir, bir şey söyleyemiyorum, yorum yapamıyorum ama her şeyde onun etrafına sığınmayalım, istirham ediyorum yani burada bu sebepler de var, bilginiz olsun.
Sorumla ilgili, bu öneriler kısmında, değerli hocam arabuluculukla ilgili, anlaşmalı boşanmalarda arabuluculuk hizmeti. Şimdi, bu Arabuluculuk Yasası Mecliste geçtiği zaman biz bunu çok tartıştık. Burada Arabuluculuk Yasası, o dönem, biz dedik ki aile kurumuna getirirseniz ekonomik anlamda güçsüz olan kadının aleyhine bir hüküm oluşturur çünkü netice itibarıyla kadın baskı altında, ailesi baskı altında olur ve arabuluculuğa zorlamış oluruz. Burada ne olur yani arabuluculuk hizmeti eşit koşullar altında bulunan taraflar için söz konusu olur, ki bu bizim toplumumuzun yapısı gereği kadın daha fazla zarar görür. O dönem "Biz bunu düşünmüyoruz." denildi. Yani, şimdi, arabuluculuk anlaşmalı boşanmada zaten var yani orada hiçbir sorun yok ki, boşanmayı taraflar anlaştıktan sonra boşanmanın arabuluculuğa gitmesi açısından, kadın açısından bir dezavantaj olur diye düşünüyorum. Öneriler kısmında bu çok masumane bir öneri değil yani muhafazakâr olan bir toplumda kadın sürekli zarar görüyor.
BAŞKAN - Arabuluculuktan... Onu bir açalım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben bitireyim izninizle.
BAŞKAN - Tabii.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani, arabuluculuk mümkün olduğunca tarafları eşit olan şeylerde olur. Burada, hâkimin güvencesinden kadını ve çocukları kaçırmamakta yarar var, zaten anlaşmalı boşanmanın kendi adı onun mefhumumuhalifinden çıkan mana zaten arabuluculuk. Bu konuyu böyle kapattım.
İkinci bir konu, bu, aileyle ilgili hatırlanırsa aile mahkemeleri ilk kurulduğu zaman aile hâkimlerinin vasıf ve nitelikleri vardı. Yasa diyordu ki: "1) Evli olacak. 2) Çocuk sahibi olacak." Çünkü evli ve çocuk sahibi olması aile kurumunu en azından anlar. Bu açıdan o dönem tabii bunun da eleştirilen çok yönleri vardı.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Hatta personel için bile o şart getirilmişti.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani, evli olup da aile kurumundan anlamayan kişiler de olabilir tabii ki. Yani, bu apayrı bir olay. Bununla ilgili, hani, nasıl, sosyal hizmetlerle ilgili eğitim veriliyorsa acaba, yani, hukuk fakültelerinde ayrı bir seçmeli ders olarak mı veya meslek içi eğitim olarak mı bunların verilmesi daha yararlı olmaz mı?
Son olarak da bu adli yardımla ilgili, arkadaşlar, 13'üncü maddedeki öneriniz. Şimdi barolardaki bu adli yardım eğitim seviyesi düşük olan insanların biraz daha net bilgilendirilmesi... O zaman bunu avukatlığa alternatif bir iş eğer ortaya çıkarılacaksa bu çok yanlış olur. Yani, bir mesleğin bir başka alternatifi söz konusu olmamalı. Bunu böyle yapacaksak şöyle yapalım o zaman: Adli yardımı biraz daha tabana genişletmek amacıyla, desteklemek amacıyla bu insanları hukuksal anlamda bilgi ve donanım sahibi olan avukatlara yaymak daha yararlı olur çünkü sizin yaptığınız araştırmada "Boşanmak isteyen insanlar gerçekten avukata gitse daha mı yararlı olurdu?" sorunuza cevap hepsinin aşağı yukarı yüksek oranda "Avukata müracaat etmiş olsaydı daha az mağdur olurdu, boşanmanın sonuçları açısından daha faydalı olurdu." şeklinde bir cevap almışsınız, bize anlattınız. O açıdan bu iki araştırmayı birleştirdiğimiz zaman bunu meslek dışında olan birilerine yayma değil de adli yardım servisinin daha güçlendirilerek ekonomik anlamda, daha tabana yayarak avukatlardan bilgi alması daha yararlı olur diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.