Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3046) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 16 .04.2025 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu maddeler de bu torba kanun da aslında bana ağa-maraba hikâyesini anlatıyor. Madem yani bu maddelerdeki düzenlemeleri tekrar önceki sistemdeki hâline getireceksek, Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği, Adalet Bakanlığı Müsteşarı yapacaksak biz yedi sekiz senedir bu kaosla niye uğraşıyoruz? Hakikaten 2018'den beri bu Meclis sürekli ucube bir sistemi düzenlemeye çalışmakla meşgul ve zaman kaybı, masraf kaybı, vatandaşın vergisi, parası boşa gidiyor diye düşünüyorum.
Şimdi, eğer bir değişiklik yapılacaksa önce ben şunu beklerim: Adalet Bakanlığı Müsteşarı sonuçta darbe anayasasıyla getirilmiş, Hâkimler Savcılar Kurulunun bağımsızlığını ortadan kaldıran bir kuruluş. O yüzden bunun ortadan kaldırılması... Madem AKP, bu kadar darbeciliğe, darbeye karşıysa bu kurumun buradan kaldırılması gerekir ama bu cümleyi kaldırmak yerine durmadan oraya Adalet Bakan Yardımcısı, efendim, o gidiyor, müsteşar geliyor, tekrar müsteşar gidiyor, bakan yardımcısı geliyor gibi değişiklikler yapılıyor ama samimi bir demokratik değişiklik yapılmıyor. Hem Anayasa'ya aykırı verilen, tek adam rejimi kapsamında verilen yetkililer hem bütün sistemin altüst edilmesi, hiçbir şekilde... Cumhurbaşkanı deseniz tarafsız değil, işte hükûmet deseniz bir hükûmet yok, sistem deseniz sistem yok ama adına "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" denilen bir sistemle maalesef sekiz yıldır boğuşuyoruz. Aslında bunun en acı neticesi de sahada gördüğümüz karşılığı hem ekonomik hem sosyal etkilerinin olduğunu hepimiz yaşıyoruz. O yüzden bu, torba yasalarla yapılacak değişiklikler yerine, birtakım kurumların geri getirilmesi, isimlerinin geri getirilmesi yerine, aslında topyekûn sistemin değiştirilmesi gerekiyor çünkü tek adam rejiminin bizi getirdiği nokta şudur: Şu anda ülkede eğitim hakkı var mı? Yok. Yani çıkıp vatandaşa sorsanız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım hemen.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Otuz beş yıl sonra diplomanız iptal edilebiliyor. Mülkiyet hakkı var mı? Yok. Atadan, dededen kalma mal varlığınıza el konulabiliyor. Toplantı, gösteri yürüyüşü hakkı var mı? Yok. En demokratik hak neticesinde insanlar gözaltına alınıyor. Seçme seçilme hakkı var mı? Yok. Seçiyorsunuz, uyduruk mahkeme kararlarıyla alınabiliyor. Özgürlük, güvenlik hakkı var mı? Yine uyduruk mahkeme kararlarıyla insanlar tutuklanıyor. İşkence yasağı ihlal ediliyor mu? Ediliyor. Basın özgürlüğü var mı? Yok. Ekranlar karartılıyor, sırf muhaliflerin gösterileri yayınlandı diye. Savunma hakkı var mı? Yok. Avukatın, yaptığı savunma kapsamında gözaltına alındığı günlere şahit olduk. Doğal hâkim ilkesi var mı? Yok. "Hâkim tutuklamadı." diye görevinden alınıp başka bir hâkim atanabiliyor. Adil yargılanma hakkı yok ve neticesinde de dönüp geldiğimiz nokta tam bir kaostur.
Öncelikle bu torba yasayla değişiklikler değil demokratik parlamenter bir sistemin inşa edilmesi gerekir diyorum.
Teşekkürler.
Saygılar.