Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3046) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 16 .04.2025 |
GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün hepimiz çok üzgünüz. İstanbul Milletvekili, Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'e geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Sırrı Başkanımız güçlüdür, biliyorum ki en kısa zamanda sağlığına kavuşacak ve aramıza dönecektir.
Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunda bugün önümüze konulan bu torba teklif aslında bir mevzuat enkazının üstünü örtme girişimidir. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş onlarca düzenleme hiçbir anlamda değişiklik yapılmadan yalnızca "kanun" etiketi yapıştırılarak yeniden Meclise sunulmaktadır. Bu metinde ne bir reform öneriliyor ne bir vatandaş lehine iyileştirme geliştiriliyor ne de hukuka duyulan saygının gereği yerine getiriliyor. Bu teklifte değişiklik yok, düzenleme yok, kamu yararı da hiç yok. Peki, ne var? Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir düzenleme ve her düzenleme bu noktada virgülüne, noktasına dokunulmadan torbaya doldurulmuş durumda. Vatandaşa bir hak yok ama yürütmeye kurtarma operasyonu var diyebiliriz. Hukuka bir katkı yok ama iktidarın siyasi hesabına da bir kılıf var. Bizim görevimiz burada halkın hakkını korumak değerli arkadaşlar. Bu torba kanunda baktığımızda, düzenlemek istediğiniz konularda Anayasa Mahkemesi yıllar önce net ifadelerde bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi yıllar önce şunu demişti: "Mülkiyet hakkını, kamu hizmetine girme hakkını, özel hayatın gizliliğini ilgilendirir, dolayısıyla kanun hükmünde kararnameyle düzenlenemez." Ama siz ne yaptınız? Aynı maddeleri bu kez kanun kılığında hiçbir içerik denetimine tabi tutmadan tekrar bizlerin önüne getirdiniz. Neden? Çünkü iktidar "Mahkeme iptal etse bile biz bir süre daha yürütürüz." anlayışıyla hareket ediyor. Oysa şunu unutmayın: Anayasa'ya rağmen devlet yönetilemez, hukuka direnen düzen ayakta kalamaz.
Sayın Başkan, bu teklif, sadece içeriğiyle değil, izlenen yöntemle de sorunlu bir teklif. Teklifteki maddelerin önemli bir kısmı Adalet Komisyonunun, Anayasa Komisyonunun, Sağlık ve Eğitim Komisyonlarının görev alanındadır ancak oralara hiç sevk edilmemiş, tali komisyon raporları yok, görüş yok, değerlendirme yok. Bu, Meclisin sağlıklı ve ihtisaslaşmış yasa yapma sürecine de açıkça zarar vermektedir, milletvekillerini neyi neden onayladığını bile bilmeyen formalite figüranlara çevirmek demektir. Arkadaşlar, Meclis yasayı torbadan çıkaramaz, Meclisin kamu yararını esas alarak yasa üretmesi gerekmektedir. Bu teklifin içinde, geçtiğimiz hukuki karmaşayı ne kadar büyüttüğünü de görmek zorundayız. Bugün tartıştığımız pek çok hüküm daha önce iptal edilmiş, bazısı yeniden yazılmış, sonra tekrar iptal edilmiş, tam bir yapboz tahtasına dönmüş; bir yanda yürürlükte ama uygulanmayan maddeler, öbür yandan iptal edilmiş ama yine torbaya konulmuş düzenlemeler. Ortada artık bir mevzuat değil, bir hukuk labirenti oluşmuş durumda; vatandaş bilmiyor, bürokrat anlamıyor, hukukçu çözmekte zorlanıyor. Devletin enerjisi bu kördüğümü çözmek için değil anlamaya çalışmak için bile yetemez noktaya gelmiştir. Açıkça ifade etmek isterim ki bu teklif, Anayasa Mahkemesinin kararlarını uygulamak için değil, onları etkisizleştirmek için hazırlanmıştır. Bu teklif, yürütmenin geçmişte yaptığı Anayasa'ya aykırı işlemleri yasama eliyle meşrulaştırma çabasından başka bir şey değildir.
Sayın Başkan, madem 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de 283 madde iptal edildi, o zaman şunu yapalım: Bütün bu maddeleri ilgili komisyonlara sevk edelim, hangi düzenleme, hangi uzmanlık alanına giriyorsa orada değerlendirilsin; takvimli, açık, şeffaf bir planlamayla bu süreci gerçek bir yasama faaliyetine dönüştürelim ama her on beş günde önümüze bir torba koyup geçir geçirebildiğini anlayışıyla hareket edilirse bu Meclis gerçek işlevini de kaybeder arkadaşlar. Hukuk torbaya sığmaz diyorum ve her birinizi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.