KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Durmuş Ali Keskinkılıç Bey güzel bir şey söyledi, dedi ki: "Burayı o dönemin Belediye Başkanı Hacı Yusuf Bey bağışladı ve burası Atatürk Orman Çiftliği oldu." Yüz sene önce, müthiş bir şey. Dolayısıyla hem Hacı Yusuf Bey'i hem de Atatürk'ümüzü saygıyla, sevgiyle, rahmetle anarak sözlerime başlamak istiyorum.

Bu, burada önemli bir şey gösteriyor yani bir vizyon gösteriyor, bir kentsel tasarım modeli gösteriyor. Bu model aslında bölgende üret, bölgende tüket modeli. Bölgende üretebildiğin ne varsa bölgende üretmezsen o zaman ne yapıyoruz biz? 700 kilometre uzaktan domatesi getiriyoruz ve domatesin kilosunu 70 liraya, 80 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Atatürk burayı bütün yurttaşlarımıza emanet etmiş. Burayı çok daha fazla korumamız lazım, buraya gerçekten gözümüz gibi bakmamız lazım.

Sayın Genel Müdürümüz ifade etti, 55 bin dekardan 33 bin dekara ne yazık ki inmişiz ilerleyen zaman içerisinde. Atatürk'ün bize emanet ettiği bu toprakları korusaydık inanın ki Ankara'yı buradan doyurma imkânına sahip olurduk. Biz burayı korumuş olsaydık bugün domatesin fiyatını bu rakamlara yemezdik. Bugün biz burayı korumuş olsaydık İsrail'den tohum kesinlikle ithal etmezdik, ata tohumunu korumak durumunda kalırdık.

Atatürk Orman Çiftliği mevcut yönetim modeli teşkilat yapısıyla bu koşullarda serbest piyasa şartlarına uyum sağlar mı sağlamaz mı? Bunu Genel Müdürümüz ifade etti. Ben onun ne kadar zorluklar içerisinde olduğunu tahmin ediyorum. Diğer gruplara dışarıdan Atatürk Orman Çiftliği adına fason mal yaptırmanın oradaki yönetimi de bürokrasiyi de üzdüğünü tahmin edebiliyorum ama bir yasa çıkarmak lazım, onlara da olanak ve imkân tanımak lazım ki serbest piyasayla da rekabet edebilsinler. Acaba başka hangi kurumlara bunların dışında iş yaptırabiliyoruz? Burada Sayın Genel Müdürümüzden ve kadrosuna ricam Atatürk Orman Çiftliği adını iyi bir şekilde koruyalım ve bu ürünlere sahip çıkalım.

Bakın, şu dondurmaya baktım, gerçekten çok değerli, çok güzel, çok kıymetli ama bunu demek ki daha da fazla tanıtmamız gerekiyor. Bizim, tabii, Komisyon olarak bu Kurumdan beklentilerimizi ortaya koymamız lazım. Biz bu Kurumu nerede görmek istiyoruz? Bu Kurumu biz yüksek kâr eden bir holding olarak mı görmek istiyoruz yoksa Ankara'nın ortasında yurttaşlarımıza gerçekten iyi ürün üreten ve daha ekonomik koşullarda satan bir kurum olarak mı görmek istiyoruz? Bizim tabii, buna karar vermemiz lazım.

Bir de acaba Ankara Belediyesinin dışında hangi kurumlardan alacağımız var? Bunlara da bir şey yapmak lazım. Direkt böyle bir Ankara Belediyesini söyleyince çok şık olmadı. Ya, diğer kurumların borcu yoksa söyleyeceğim bir şey yok ama bir Ankara Belediyesini söyleyince o böyle çok şık bir davranış olmadı.

Bu konserler mevzusuna da gelince, bakın, rahmetli Edip Akbayram'la, Mustafa Yıldızdoğan'la, AK PARTİ'nin sanatçısı Sayın Uğur Işılak var, muhteşem bir parça yapmıştı ve o parça da muhteşem noktalara gelmişti. Sanatı ve sanatçıyı korumamız lazım, tabii, bunların da bir ölçüsü olması lazım. Ben uzun yıllar belediye başkanlığı yaptım, sanatçılarla beraber olma, yurttaşlar ile sanatçıları buluşturmak gerçekten son derece değerli ama bunu da sadece bir belediye yapıyor gibi söylemek de doğru bir şey değil.

Sayın Başkanım, Atatürk Orman Çiftliği hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden hepimize ait olan bir yer. Buranın korunması için de burada gerçekten bir yasal düzenleme de yapmak lazım. Kurumun olanak ve imkânlarını artırmak lazım ki kurum özel sektörle rekabet edebilsin ve kurum dışarıdan fason mal yaptırmasın. Kurum dışarıdan fason mal yaptırıyorsa rekabet etmesi gerektiği için yaptırıyor. Biz kurumun olanak ve imkânlarını iyi bir noktaya getirirsek bu ismi koruruz.

Efendim, hayırlı ve uğurlu olsun.