KOMİSYON KONUŞMASI

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Öncelikle, bu bakım sigortasına yönelik hem Aylin Hocamın hem de sizin verdiğiniz desteğe teşekkür ediyorum çünkü şu an devletimiz cepten yiyor; engellilere maaş veriyoruz, evde anne babasına bakana maaş veriyoruz, engellilerin her türlü protez ihtiyacını yapıyoruz; bu, sürdürülebilir değil, bunun sürdürülebilir olması için... Almanya da 1993'te başladı, yüzde 0,5 prim alarak başladı ve şu an yüzde 3,5 prim alıyor ve karşılayamıyor yani bakım sigorta gelirlerini sağlık sigorta gelirleri destekliyor Almanya'nın. Biz de yakın zamanda öyle olacağız yani nüfusumuz genç diye kendimizi aldatmayalım, maalesef, biz tam tersi sağlıksız yaşlanıyoruz. Biz daha hızlı obez oluyoruz, sağlıksız besleniyoruz, spor yapmıyoruz yani onların 60 yaşında karşılaşacağı diyabetle, tansiyonla biz 50 yaşında karşılaşmaya başladık. Yani buna bayağı bayağı bir ivedilikle acil ihtiyacımız var bakım sigortasıyla.

İkincisi, hem Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürümün örtülü destek verdiği hem Aylin Hocamla da daha önce hemfikir olduğumuz bakımevlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesi. Şu an yoğun bakımlarımızın yüzde 30'unu palyatif bakımlar veya siyasi veya bazı nedenlerle dolduruyoruz yani yoğun bakım hocalarımızın söylediği yoğun bakımlarımızın -istatistik- yüzde 30'u palyatif bakım hastaları.

Ben dokuz yıl bakımevi işlettim, Türkiye'nin A plus, en kaliteli bakımevini işlettim. Yani huzurevi ile bakımevi işletmek çok farklı. Benim 10 hastama bir fizik tedavi uzmanı vardı, psikoloğum vardı ve benim her ay gelen nütrisyonel hemşirem vardı. Hemşirem hastanın kolunu, karın çevresini, bacağını ölçüyordu ki onun beslenme yetersizliğini, beslenmesini veya fizik tedavisini ayarlıyorduk. Tamam, bu hastaların, yaşlının koşmasını bekleyemezsin ama tuvalete gitmesinin veya yemek yemesinin devamını sağlamak zorundasın. Eğer sen bunun yemesinin devamını sağlamazsan, yarın nazogastriye, ertesi gün de PEG'e geçecek; devretme masrafı, hastanın masrafı, ailenin masrafı artacak. Fizik tedavi, psikolojik tedavi, nütrisyonel tedavi yani bu tamamen bir sağlık ekibinin işi. Zaten önceden de huzurevi demiyorum ama bakımevinin sağlık gerekliliğini, hemşire ve doktor bakımını... Ben kendim doktor olduğum hâlde kendi bakımevimin doktor ihtiyacını karşılayamadım, bir tıp merkezi ruhsatı aldım ve bir dahiliyeci, bir fizik tedavi uzmanı ve bir psikiyatri istihdam ettim ancak o şekilde yönetebildim çünkü insani olmuyor yani vebal altında kalıyoruz. Bu insanlarımızın daha iyi bakılması için ve daha sağlıklı yaşlanabilmeleri için... Yani bugün o insanların normal yemek yemesi bile bizim için avantaj. Nazogastriye veya PEG'e ihtiyaç olması bile devlete büyük yük, onun için bunu... Sağlık Bakanlığı da çok uzak değil bu fikre bence, anladığım kadarıyla Aile Bakanlığımız da çok uzak değil. Palyatif bakım yani bakımevinde... Japonya'da bile bu formata geçilmiş, aile onlarda da çok önemli olduğu için hastayı bakımevlerine pek yatırmak istemiyorlarmış yani "bakımevi" ismi biraz soğuk bir isim, onun yerine hastane bahçelerinde palyatif bakım merkezleri gibi bir isim altında bakım merkezleri kurulmuş. Bizim de bu formata geçip hem yoğun bakımlarımızı rahatlatmamız lazım hem de bakımevlerinde daha kaliteli bir hizmet vermemiz lazım.

Diğer konu da şu: Yapay zekâ kullanarak kamera sistemini... Yani engellilerde çok işe yaramaz... Benim bakımevimde her hastamın her odasında banyolar hariç kamera vardı. Kamera çok önemli yani bu insanlar kendilerini savunamaz, kendileri şikâyetlerini dile getiremez. Mesela ertesi gün benim hastamın elinde bir tane kızarıklık olduğunda biz hemen kameralara bakıyorduk yatağın kenarına mı vurmuş, hasta bakım sırasında bir yanlışlık mı olmuş, yoksa bir travma mı yaşamış diye. Bunu hemen kameralarda gözetliyorduk.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKAN YARDIMCISI SEVİM SAYIM MADAK - Kıymetli Vekilim, bizim tüm kuruluşlarımızda kamera zorunlu, özel ve resmî kuruluşlarımızda.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Var ama özellerde zorunlu değil.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKAN YARDIMCISI SEVİM SAYIM MADAK - Şu an zorunlu.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Özellerde değil Hocam.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKAN YARDIMCISI SEVİM SAYIM MADAK - Evet, şu an başlattık.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Oda için mi?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Oda için. Engellilerde ve...

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Yönetmeliğimiz var, onunla beraber...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yani özellere oda içinde acilen zorunlu getirmemiz lazım. Benim devletle ilgili bir sorum yok, elhamdülillah, çok güzel yönetiyorsunuz, sağlık anlamında da çok iyisiniz, benim derdim özellerle ilgili yani bu eleştirilerimin hepsi özellerle ilgili.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Sayın Vekilim, çok haklısınız, şöyle, tabii, burada KVKK Kanunu'na da muhalefet etmek istemeyiz. Dolayısıyla şöyle...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Ama burada tam tersi, kişiyi koruma kanununu...

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Aynen öyle.

Hukuk Genel Müdürümüz de burada, sağ olsun, zaten orada da altını çizerek şunu söyledik: İrade beyan edemeyen kişilerin odalarına üstün yararları için bunu yapacağız ve bunlar da bir soruşturmaya tabi olacak ya da önümüzde bir vaka varsa, mesela eli kesildi, bir komisyon neticesinde açacağız. 3 kişilik bir komisyon diyelim; müdür, idare amiri gibi ve bunları toplumdan da uzaklaştırılmış bir şekilde saklayacağız yani sistemi...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Kayıt sistemi vardı, benim kurumumda bir makine vardı, o iki ay kayıt ediyordu, iki ay içinde...

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Şu anda da iki ay zorunlu, evet.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yani bu şart. İnsanları korumamız için bu şart.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Haklısınız.

Emin olun, yemekhanelerde yemeğin kalorisini kameradan hesaplamayı düşünüyoruz, öyle söyleyeyim ben size. Yemekte verilen yemeğin...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Bir de en büyük sorunumuz, şu ruhsat devirlerindeki işlemleriniz yani bir kişi "Ben bu bakımevini veya engelli merkezini artık devretmek istiyorum." diyor, devrediyor; sadece kişiler üzerinden ve evrak üzerinden devir alıyorsunuz. Halbuki, o işletme belki on beş yirmi yıl önce açıldı, o günün şartlarıyla açıldı, işte, yangın merdiveni yok veya uygun asansörü yok. Yani bundan ivedilikle vazgeçilip bu şahıs değiştirildiğinde yeni ruhsatlama şartları olmalı çünkü ruhsat verme şartlarınız çok zor, biliyorum, ruhsat alırken her türlü şeye dikkat ediyorsunuz; ruhsat vermekte bir eksiğiniz yok ama eski ruhsatları yenilerken lütfen... Mesela "Beş yılı geçmiş ruhsatları yeniden değerlendireceğiz." gibi bir şey de yapabiliriz. Mesela, Recep Akdağ Sağlık Bakanlığında bunu yaptı, tıp merkezlerini yenilemek için belli bir süre verdi, "Şu süre içinde tıp merkezleri şu formata gelecek, yoksa kapanacak." dedi. Yani biz de bu ha bire şahıs devreden kurumların ve hiçbir yatırım yapılmayan... İşte, Kartalkaya gibi başımıza iş çıkabilir.

MURAT ÇAN (Samsun) - Suçu belediyeye atarsınız, olur biter.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yani bizim bu işlemleri tekrar şey yapmamız lazım.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Sayın Vekilim, devrederken haklısınız, ben notumu aldım, yönetmeliğimize onu da ekleyelim.

MURAT ÇAN (Samsun) - Bence öyle bir not almayın, niye alıyorsunuz? Zaten denetlemeniz gerekmiyor mu belli periyotlarla?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yok, ruhsatlama denetlenmedi.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Bir şey arz edebilir miyim Sayın Vekilim.

322 tane özel engelli merkezimizin 314 tanesi erişilebilirlik belgesi olan kuruluşlar. Zaten biz bunun için teşvik veriyoruz onlara yani "Sizin orada erişilebilirlik belgeniz yoksa alamazsınız." diye.

Bunun dışında, bizim daha öncesinde düzeltmesini istediğimiz kuruluşlarla ilgili Danıştayın eski yönetmeliklere atıfta bulunarak kazanılmış hak statüsünde olan ve bizim yapamadığımız şeyler var.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Evet, evet, kazanılmış hak iddia ediyorlar.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Biz de bunun çözümünü...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Valla, Recep Akdağ tıp merkezinde ne yaptıysa ona yapalım yani kazanılmış hak diye iddia ediyorlar ama...

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Çözümünü şöyle yapıyoruz: "Erişilebilirlik desteği" adı altında bir teşvik verip herkesi daha iyi standartlarda yeni yerler yapmalarına teşvik ediyoruz. Erişilebilirlik belgesi olmayan 8 tane kuruluşumuz kaldı, bunların da yapısal birtakım sorunları var ama onun dışındakilerde var yani erişilebilirlik konusuna hassasiyetle baktığımızı söylemek isterim.

Onun dışında, yangınlar konusunda da zaten mütemadiyen gidilen bütün değerlendirmelerde bu konuları göze alıyoruz. Yine, devir kısmında baştan ruhsatmış gibi bir çalışma yapabiliriz.

Teşekkür ederim.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Teşekkür ederim, kolay gelsin. PROF. DR. SEMA TURAN - Merhabalar.

Ben Profesör Doktor Sema Turan, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Yoğun Bakımlar Koordinatörüyüm.

Öncelikle Sayın Başkanımı, değerli vekillerimi selamlamak istiyorum.

Sayın Bakan Yardımcım, Genel Müdürüm; sizlerle birlikte bu konuyu konuşmaktan da büyük mutluluk duyuyorum çünkü uzun yıllardır yoğun bakımda emek veren hekimler olarak yaşadığımız bazı ortak sorunlar var, sizlerle çözebileceğimiz sorunlar var.

Yenidoğan Komisyonu başladığı ilk günden beri aslında en temel problemimiz, "Orada yaşanan sorunların erişkinde ve engelli kısmında da yaşanmaması için neler yapmalıyız?" idi, temel problem buydu ve bunun üzerinden de pek çok etkeni dinledik burada, bizler de sunum yaptık yoğun bakımcılar olarak.

Buradaki temel problem şu: Şu anda Türkiye'de üçüncü basamak da dâhil olmak üzere 32 bin yoğun bakım yatağı var ve burada ileri yaş yani yaşlı popülasyon oldukça yüksek oranda çünkü bu hastalar ileri yaşla birlikte komorbidler, ek hastalıkları var, yoğun bakıma ihtiyaç duyuyorlar ve öyle bir noktaya geliyoruz ki bu hastalar trakeostomili ve PEG'li vaziyette yoğun bakımda günlerce aylarca bakılmak durumundalar. Nasıl sorun yaratıyor bu? "Yoğun bakımda yer yok." sorunu yaratıyor.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Enfeksiyon sorunu yaratıyor.

PROF. DR. SEMA TURAN - Yani siz 20'li yaşında genç bir hastaya yoğun bakımda yer bulamıyorsunuz bu hastalara bakarken. Peki, biz bunu nasıl çözüyoruz? Aileye diyoruz ki "Bu hastaya evde bakacaksınız." Eğitim veriyoruz yoğun bakımda bu hasta yakınlarına ancak her aile aynı oranda destek verememekte bu hastalara çünkü yaşlanıyoruz, geriatrik popülasyonumuz arttı, çekirdek aile yapısına döndük; artık bu hastalara ne yazık ki bakamıyorlar. Ne diyoruz biz? "Sizi bir bakım merkezine gönderelim."

Şimdi, bakın, bugün konuşulduğunda bahsi geçen bakım merkezleri içerisinde tıbbi destek de verebilen sayısı çok az ve oralarda aylık çok yüksek maliyetlerde para ödenmesi söz konusu, özel merkezler için söylüyorum. Sağlık Bakanlığının ve Aile Bakanlığının ortak bir proje yapması gerektiğini düşünüyorum ben. Bu proje pilot alanlar seçerek yapılabilir, büyük merkezlerde yapılabilir, büyük şehirlerde yapılabilir; orada hem Sağlık Bakanlığından kişilerin hem de Aile Bakanlığından kişilerin bu yaşlı hastalara destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Yani tek başına sizin, tek başına Sağlık Bakanlığının bu işi çözebileceği kanaatinde değilim. Bu noktada, bununla ilgili bir proje yapılabilir mi ya da bir pilot bölgede bunu çalışabilirsiniz çünkü ben ağlayan hasta yakınlarıyla muhatabım, hasta yakınlarının çaresizlikleriyle muhatabım, bu yüzden de bu noktada Aile Bakanlığından beklentim çok, Sağlık Bakanlığıyla birlikte bu işe el atması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ederim.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Bir şey arz edebilir miyim ben?

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Buyurun.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - Şimdi, Sağlık Bakanlığıyla bizim bu anlamda bir beraberliğimiz var. Örnek veriyorum, evde sağlık hizmetleriyle aynı altyapıyı kullanıyoruz şu anda ve oradaki sosyal destekleri de biz sağlıyoruz, Evde Sağlık Hizmetleri de sağlık kısmını sağlıyor.

Bunun dışında, yine, yeni bir şeyimiz, geriatri asistanlarının bizim huzurevlerimizde görev yapması ve aslında, bunların bir süre sonra müfredattan sayılması konusunda da 15 üniversiteyle bir çalışmamız olacak. Yani burada sağlık hizmeti artan bakım hizmetlerinin -öyle tabir edeyim ben bunu- kimin çatısı altında olmasından öte, burada yeterli miktarda sağlık hizmeti sunulması gerektiğini düşünüyorum ben. Kimin altında olduğunun çok önemi yok çünkü hakikaten çok sınırda, "border-line" bir şeyde yani gri alanda; bir bakarsınız Sağlık Bakanlığı tarafında olması gerekiyor, bir bakarsınız bir bakım merkezi tarafında olması gerekiyor. Söylediklerinize katılıyorum, yoğun bakım sayılarını ne kadar artırırsanız o kadar doluyor. Ben 2012 yılında Recep Akdağ'ın danışmanıydım, bizim 12 bin tane yoğun bakımımız vardı, bugün 50 bini geçti herhâlde yoğun bakım sayısı.

PROF. DR. SEMA TURAN - 32 bin yoğun bakım...

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - O üçüncü basamaktır, özelle beraber 50 binden fazla.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 43 bin civarı.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ENGELLİ VE YAŞLI HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ YASİN AKAR - 48 bin diye biliyorum Sayın Vekilim.

Artı, şöyle bir şey var, çok pahalı bir bakım sistemi ve enfeksiyon riskinin çok yüksek olduğu bir sistem. Dediklerinize çok katılıyorum yani ara modelli bir kurguyla bir şey yapmamız gerekiyor.