KOMİSYON KONUŞMASI

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Çok gergin başlamayalım arkadaşlar.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sayın Başkanım, germeyin o zaman.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Tamam, istirham ediyorum.

Burada, birbirimize karşı... Ya, biz de bu milletin vekiliyiz, siz de Vekilim. Bakın, ben bölgemde en az 70 bin oyla seçildim yani 70 bin seçmenimiz var, 1 seçmenimiz yok bizim bakanlar gibi. Lütfen, bakanlara ve bakanlıklara karşı vekillerin haklarını siz de korumakla yükümlüsünüz çünkü bizim Komisyon Başkanımızsınız. Dolayısıyla...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Değerli arkadaşlar, birilerini zorla alıp da buraya getirme durumunda değiliz. Davet ederiz gelirlerse gelirler, gelmezlerse gelmezler.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Başkanım, konuşmaya tahammül etmiyorsunuz yani bir milletvekilini 7 defa, 8 defa bölüyorsunuz. Ya, yapmayın, gerek yok. Yani biz hakikaten bir netice almak için... İnanın böyle. Ben geçen hafta Çanakkale'deydim. Bu iki çocuğun mevlidişerifi vardı, ona katıldım. O ailelerin hâlini gördüm ben. Yani hepimiz vicdan muhasebesi yapıyoruz ya. Gittik oraya ne gördük, ne yaptık? Bunlarla ilgili usulen bir şeyler söylememiz gerekmiyor mu? O zaman gelsin Bakanlık konuşsun, dinleyelim, soru soralım, gitsin. Bu çok doğru bir yöntem değil ya da şöyle bir yöntem belirleyin: Bakanlık konuşsun, sunum yapsın, soruları soralım, geri kalan vakitte onu konuşalım, o da olur.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Onu söyledim ben.

KADEM METE (Muğla) - Dinleyelim, ondan sonra konuşalım.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - O da olur ama bunu konuşalım lütfen, istirham ediyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Onu söyledim ben, onu söyledim ama anlatamadım herhâlde.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Tamam öyle bir şey... Ama bu usulen bu da olur o da olur ama bunun bir kararını vermek lazım. "Ne konuşacağız, niye yapacağız?" demek doğru bir şey değil.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Yok arkadaşlar, ben öyle söylemek istedim ama anlatamadım derdimi herhâlde.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Hayır, böyle olursa...

MURAT CAHİD CINGI (Kayseri) - Dedi ya Başkan Bey: "Sunumlardan sonra yapalım."

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Dedim ki sunumlarını yapsınlar...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Sunumdan sonra yapılacaksa ben söz hakkımı bırakıyorum, sunumdan sonra yapılacaksa...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ya, arkadaşlar, her birinizin zaten söz hakkı var ama ben dedim ki: Arkadaşlar, sunumlarını yapsın arkadaşlar, o günkü konuyu tamamlayalım, soru-cevabı bitirelim, ondan sonra ne kadar istiyorsak konuşalım, bizim elimizde bir şey.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Daha önceki komisyonlarda usulen önce konuşuyordu milletvekilleri, ondan sonra yani bu böyleydi. O yüzden...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Rıdvan Bey, şöyle oldu, bakın, geçen haftalar bu olunca şimdi başlangıçta bunu verince gerginlik çıkıyor, gerginlik çıkınca bir daha sunuma falan zaman kalmıyor.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Ama geçen hafta konuşmuş tüm arkadaşlarımız.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Önce bir maksadımızı alalım, sonra arkadaşlarımız ne kadar istiyorsa başımız üzerinde yeriniz var.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Nurettin Bey konuşmuş, diğer arkadaşlarımız konuşmuş, usulen her bir arkadaşımız konuşmuş.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Ama orada bize hakaret vardı üstadım, onun için şey yaptık yani...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Ya, burada da 78 can var yani biz de onlarla ilgili konuşuyoruz.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Yok, direkt bizi hitap alarak sayın Grup Başkan Vekilinin şeyi vardı yani.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Değerli arkadaşlar...

Rıdvan Bey, buyurun...

Şöyle, arkadaşlar, sunularını yapsınlar, o günü tamamlayalım, ondan sonra biz kendimiz ne konuşacaksak konuşalım. Burada kime sınır getirmişiz? Ama sunuları yapamıyoruz, başlangıçta gerginlik, atışmalar olunca sunu kalıyor, hiçbir iş yapmadan çekip gidiyoruz.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Başkanım, böyle sunumla gidelim yani.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Evet, öyle yapalım.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Gelen bürokratları veya şeyleri bir dinleyelim, ondan sonra bir ayıralım yani içerideki soru sorma hakkımız devam etsin.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Tabii, tabii, o devam etsin ama öyle bir şey yok zaten.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Yani Komisyon üyeleri olarak bence yalnız kalıp istişare yapmamız lazım yani onlar gittikten sonra biz kendimiz...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Mesela biz bitiriyorduk, bakanlıkları sonra içeri davet ediyorduk, bütün komisyonlarda böyleydi yani İliç'te de bunu yaptık değil mi?

RESUL KURT (Adıyaman) - Yok, İliç'te aynı bu modeldi ağabey.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Hayır, bu modeldi ama biz yapıyorduk, sonra davet ediyorduk.