KOMİSYON KONUŞMASI

ELİF ESEN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli Bakanım, Bakan Yardımcılarım ve ilgili müdürlerimiz hoş geldiniz.

Gerçekten ben de sizin bu katılımınızı çok önemli buluyorum. Daha önce de kıymetli ekip arkadaşlarınızdan, müdürlerimizden, Bakan Yardımcılarımızdan dinlediklerimiz oldu ama bugün sizin burada olmanız konuya verdiğiniz değer anlamında önemli.

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen ben.

Çok önemli bir bakanlık olduğunu düşünüyorum hem ülkemiz hem de ülkemizdeki kadın ve özellikle Aile Yılı'nda aile açısından sizin Bakanlığınızın çok kritik önlemi var. "Neden?" diye soracak olursanız çünkü gelirlerin bu kadar daraldığı bir dönemde kadın çalışmak istemese de "Ben oturup evde çocuklarıma bakmak istiyorum." dese de bu dönemde eğer eve sadece eşinden bir asgari ücret giriyorsa kadın da çalışmak zorunda, çocuk da çalışmak zorunda ve son yıllarda emekli, yaşı ilerlemiş teyzelerimiz, amcalarımızın da çalışmak zorunda olduklarını görüyoruz.

Şimdi, tabii, sizin bahsettiğiniz projeler çok çok kıymetli. Siz ve kıymetli ekibinizin de bu konuya yaklaşımı, verdiği önem, projeler çok ümitvar, elbette bizde umut oluşturuyor bunlar ama bunların, bu projelerin tabii, sürdürülebilir kılınması... Gördüm, sürdürülebilir kılınmış olan var ve hani "Devamını da öngörüyoruz." dediniz; bu da önemli. Etki analizleri çok önemli, ben şimdi daha çok girizgâhı uzatmayacağım ama önemini bir ifade etmek istedim, ardından sorularıma geçmek istiyorum. Hem sizin yapmış olduğunuz sunumdan sorularım var benim hem de aslında size vermiş olduğumuz soru önergelerimiz var; biz biraz böyle ofisçe de çalışan bir ekibiz. Soru önergelerimizden bazılarının cevaplarını aldık ama bazılarının cevaplanamayacağı bilgisi geldi bize. Konu başlıklarıyla çok kısaca ifade edeceğim.

İşte Anne Projesi'yle ilgili bir soru önergemiz vardı, süresi geçmiş ama cevaplanmış, cevaplandığı için teşekkür ediyoruz, mevcut durumla ilgili bir bilgilendirme yapıldı. Yine, ikinci bir soru önergemiz ülkemizdeki çocuk işçilere dair veriler, yine bu da süresi geçtikten sonra cevaplandı, bazı resmî istatistikler paylaşıldı ancak alınan önlemleri sormuştuk biz, bununla ilgili bir somut yol haritası, bize geri dönüş de cevap da verilmedi.

Çocuk işçi sayısı ve çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik çalışmalar... Bu da yine cevaplanan, süresi geçtikten sonra cevaplanan bir soru önergesi, yürütülen projelerden bahsedildi ancak sonuç odaklı verileri yine merak etmiştik, ulaşamadık.

Bunların dışında, şöyle, 6 soru önergesi vermiştik biz size. Eğitimli Çocuk Bakıcılarının Teşviki Yoluyla Kayıtlı Kadın İstihdamının Desteklenmesi Projesi, cevaplanmadığı Gelen Kâğıtlarla ilan edildi bu soru önergemizin ama keşke cevaplanabilseydi, gerçekten çok çok önemli bir konu, sizin de az önce arz ettiğiniz bir konu.

Görme engelli bireylere yapılan beyaz baston ödemesinin artırımıyla ilgili bir talebimiz oldu, bunun da cevaplanmadığı Gelen Kâğıtlarda ilan edildi ve son olarak Bolu Kartalkaya'daki otel yangınıyla ilgili 21 Ocak 2025'te verdik, cevaplanmadığı Gelen Kâğıtlarda ilan edildi.

Şimdi, Değerli Bakanım, vermiş olduğunuz istihdam oranları, sayıları oldukça kıymetli fakat bu istihdam ve iş gücüne katılımdaki tanım biraz sıkıntılı, o tanım aslında bir muğlaklık oluşturuyor. Nedir bu tanım? Dar ve geniş tanımlı işsizlik. Yani bizim bu baktığımız veriler, sayılar dar tanımlı işsizliği ifade ediyor ama geniş tanımlı işsizliğe geldiğinizde... Belki hani bunu ifade etmekte fayda var, dar tanımlı işsizlik, referans dönemi içinde istihdam hâlinde olmayan kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde de iş yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki kişiler. Şimdi oldukça daraltılmış bir kavram ve sizden almış olduğumuz sayı ve veriler bu ama geniş tanımlı işsizliğe baktığımızda ki kadınlar erkeklerden çok daha fazla oranda buna giriyor. Geniş tanımlı işsizlik, dar tanımlı işsizliğe iş bulma ümidini kaybeden, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan, mevsimlik çalışan ve zamana bağlı eksik çalışanların eklenmesiyle bulunan işsizlik türü. Buna bakıldığında sayı oldukça fazla ama dediğim gibi, bir yandan da kadınların ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek derecede aileye katkı sağlayabilmesi için de çalışmaya ihtiyacı var.

Yine, biz DEVA Partisinde hazırlamış olduğumuz eylem planında şöyle bir öneride bulunmuştuk: Mahalle bazlı kreş sisteminin çok önemli olduğu, organize sanayi bölgelerinde kreş sisteminin yine çok destekleyici olduğu ama bunun sadece kadınla kısıtlanmaması, ebeveyn olarak yorumlanması gerektiğini ifade etmiştik çünkü işe giden kadın ve erkek yeri geldiğinde babanın da işe bırakabileceği bir formülün uygulanmasının önemli olduğunu düşünüyorum.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Babaların da hatırlanması önemli.

ELİF ESEN (İstanbul) - Ben İstanbul'da sivil toplum çalışmalarından sonra...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Babaların da hatırlanmış olması memnuniyet verici.

ELİF ESEN (İstanbul) - Babalar çok önemli Başkanım.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Kesinlikle.

ELİF ESEN (İstanbul) - Çünkü kadını sadece kadın diye ifade ettiğinizde ailenin içinde olduğu gibi yükü kadına yüklenmiş oluyorsunuz. Bir bebek doğduğu anda anne kadar babanın da o sorumluluğu hissedebilmesi için de biz bir kanun teklifi verdik. Babalık izni ülkemizde beş gün, bunun on beş güne çıkarılmasıyla ilgili Meclisimize vermiş olduğumuz bir kanun teklifimiz de şu an benim verilerim arasında da var çünkü yurt dışı örneklerinde bu babalık izni oldukça fazla. Bunu neden önemsiyoruz? Babanın bebekle aidiyet kurabilmesi, o bağı kurabilmesi son derece önemli.

Şimdi, sunumunuzda, bu işsizlik ödeneğine geleceğim bir de. İşsizlik ödeneğinde de -bu son günlerde epey bir tartışıldı- işsizlik ödeneğinden yararlanma şartlarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılmasını da biz eleştirdik, işverene aktarılmasını çünkü şu sebeple eleştirdik: İşsizlerden -yüzde 11; küsuratı var ama yüzde 11 diyelim biz buna- işsiz vatandaşlarımızdan ancak yüzde 11'i işsizlik ödeneğinden destek alabilmiş. Bu da işsiz kalan bir kişinin ki yani epeyce fazla malumunuz, güvencesiz kalmasına sebep oluyor. Bir, bunu sormak istiyorum size, ya, bu işsizlik ödeneğiyle ilgili bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?

İki, az önceki sorularıma yine dayanarak İstanbul'da "Sivil toplumdan geldim." dedim ama o sırada bir laf karıştı. Sosyal Güvenlik Kurumunun iyi bir örneği vardı o zaman ve ben bunu hâlâ daha örnek olarak veriyorum. O zaman Murat Bey'di İl Müdürünüz, İl Müdürünün uygulaması kurum içinde bir kreş sistemi, bakım sistemi kamu iktisadi teşebbüsü mantığında kâr zarar dengesi korunarak ebeveynlerin bırakabildiği çok iyi bir modeldi. Bu, kamu başta olmak üzere -örnek teşkil eder çünkü kamu- özel şirketlere de teşvik yoluyla önerilebilir, sübvanse edebilirsiniz yani böyle bir modeli geliştirdikten sonra "Bakın, bizim pilot uygulamalarımız var, siz de özel sektörde bunu uygularsanız, biz sizi şu vergi teşvikiyle ya da prim desteğiyle destekleyebiliriz." diye iyi bir model olabilir diye ben önerimi sunmuş olayım burada, soru değil, öneri olmuş olsun.

Tarım işçisi kadın oranı çok çok yüksek yani 5 kadından 1'i tarım işçisi ama bir yandan da tarım ülkemizde ne yazık ki içe doğru sönüyor. Umarım alınacak tedbirlerle yeniden düzelir. Ya, biz tarım işçisi kadınların oranının çok olmasına üzülürken şimdi o kadınların işsiz kalmasına üzülüyoruz, böyle bir geriye gidiş var.

"Emzirme ödeneği" dediniz ama tutardan bahsetmediniz. Çok az Sayın Bakanım yani 860 liralık bir emzirme ödeneği gerçekten hani o bebeğin sağlıklı beslenebilmesi açısından yeterli bir tutar değil. Yeni açıklanan Aile Yılı nedeniyle açıklanan doğum desteklerini de aileyi desteklemek açısından önemli bulsam da bardağın bir de boş kısmı var. Çocuğun sadece doğduğu zaman desteklenmesi değil, onun eğitimi, sağlığı, sosyal imkânlara erişimi, spor faaliyetlerine erişimi, hepsi çok önemli. Bunun için de daha bütüncül, daha multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç var diye düşünüyorum. Bu konuyla ilgili çalışmalarınız var mı?

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Ama galiba Sayın Esen, bu son söylediğinizde Komisyonumuzun çalışma alanıyla ilgili bir ayrımcılık yok yani bunlar sizin dilekleriniz. Bizde kadına yönelik bir şiddet ya da bir ayrımcılık yok bu noktalarda. Var mı?

ELİF ESEN (İstanbul) - Şimdi, "kadının ekonomik şiddeti" denilen, sadece fiziksel ya da psikolojik şiddetten bahsetmiyoruz Sayın Başkan. Kadın eğer çalışamıyorsa kadınla beraber o yoksulluk ve yoksunluğu ailenin içinde çocuklar da yaşıyor, bu da bir şiddet. E, babaya da şiddet yani baba sadece bir asgari ücretle bugün temel ihtiyaçları bile karşılayamayacak bir ücret getiriyorsa eve yani biz o zaman aileden nasıl bahsedebiliriz?

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Bende yanıtı var ama Sayın Bakana bırakacağım ben yanıtı.

ELİF ESEN (İstanbul) - 22 bin liralık bir asgari ücret var ama baktığınızda bu açlık sınırının altında kalan bir ücret bugün. O yüzden dedim, kadın da çalışmak zorunda çünkü yoksulluk sınırı da 70 bin lirayı geçmiş durumda ancak bir ailede 4 kişi çalışabilirse bugün yoksulluk sınırının üstünde kalıyor, dolayısıyla bu da bir şiddet yani kadın şiddet görmüş oluyor. Benim sorularım temenni niteliğinde de olsa ben Bakanlığınızın bu konuyla ilgili daha orta-uzun vadede -kısa vadeli tedbirleri burada sizden dinledik ama- yapmayı planladığı projeleri, çalışmaları merak ediyorum.

Aslında çok fazla sorum var ama daha fazla uzatmak istemiyorum.

Bir de mobbinge geleyim. Bu işyerlerindeki psikolojik taciz, vesaire... ALO 170 önemli bir uygulama; psikologlarla cevap verdiğinizden bahsettiniz. Burada uygulamış olduğunuz bir memnuniyet anketiniz var mı? Yani sizi arayanlar memnun kalıyor mu bu uygulamadan, ona bir baktınız mı? Memnun kalanlar yüzde kaçtır? Yıllara göre bir artış var mı bu aramalarda, bir de onu merak ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Çok teşekkürler.

ELİF ESEN (İstanbul) - Sağ olun.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Sayın Esen söze başlarken "Üye olarak soru sormak ile üye olmadan soru sormak arasında fark var mı?" diyecektim, gördük, üye olunca 5 kat daha uzun soruyor.

ELİF ESEN (İstanbul) - Daha var Başkanım yani çekindiğim için yarıda kestim.