| Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın, Bakanlığın çalışma hayatındaki kadınlara yönelik amaçları, hedefleri, projeleri, üst politika belgelerinde çalışma hayatında kadına yönelik politika ve tedbirler, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanında kadın istatistikleri ile iş yerinde psikolojik tacizle mücadeleye yönelik çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 27 .02.2025 |
ZUHAL KARAKOÇ DORA (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, kıymetli bürokratlar; hepiniz hoş geldiniz. Değerli sunumlarınız için teşekkür ediyorum.
Birkaç sorum ve önerim olacak. Önce hemen hızlıca bir önerimden bahsedeyim. Şahane projeler dinledik, gerçekten çok güzel teşvikler var, hibeler var fakat biz, az önce Sayın Başkanımızın da ifade ettiği gibi, bazılarını ilk kez burada duyduk, çok da mutlu olduk. Hani, bizlerin bile bu kadar bilgiye hızlı erişiminin mümkün olduğu ve sürekli takip ettiğimiz bir ortamda bunları yeni duyuyor olmamız... Ki ben burada kalan kontenjan sayısında, mesela, Women-Up projesinde kalan kontenjan olduğunu gördüm. Güzel projeler yapıyoruz fakat bunların duyurusu, doğru kitlelere erişimi konusunda acaba sıkıntı yaşıyor olabilir miyiz? Dolayısıyla, bu konuda da ben bir çalışma yapılması gerektiği kanaatindeyim.
Sorularıma gelince, Sayın Bakanım, şimdi, yarı zamanlı çalışma hakkı, doğum yapan kadın ya da eşi doğum yapan erkek tarafından kullanılabiliyor. Bu usule göre kişiye yapılan bütün ödemeler yarı yarıya düşüyor; derece yükselmesi, kademe ilerlemesi için aranan hizmet süreleri de aynı şekilde yarı yarıya sayılıyor. İstihdam içinde yarı zamanlı çalışan kadınların oranı yüzde 16 iken erkeklerin oranı yüzde 6,7; bu şekilde. Doğan çocuktan, bizlerin, anne ve babanın eşit derecede sorumlu olduğunu ve eşit derecede bakmakla yükümlü olduklarını kabul ediyoruz fakat kadınların çocuk bakımı için iş hayatından erkeklere oranla daha fazla fedakârlık etmek zorunda kaldıklarını istatistiklerle de görüyoruz; bunun için alınan tedbirler nelerdir? Ben, burada Sayın Bakanım, bizzat kendimden örnek vermek istiyorum. Daha önce YÖK sunumunda da dile getirdim, bilirsiniz çünkü bu konuda gerçekten bir şeyler yapılması gerektiğini düşünenlerdenim bizzat yaşayanlardan birisi olarak. Ben daire başkanıydım, kızım dünyaya gelmişti; normal şartlar altında hani kullanabileceğim izinler belli fakat genel müdürüm şu ifadeyi kullandı: "Altı aydan fazla tek bir gün bile kullanırsanız görevlendirmeniz iptal edilir." Ve ben sadece altı ay kullandım artı bir gün bile değil. Bununla birlikte, bu altı ay içerisinde ben 3 kez resmî görev dışında şehir dışı -ki kızım sadece bir aylıkken- görevlere gitmek zorunda kaldım, gönderildim; şimdi, işin böyle bir reel tarafı var. Elbette çok güzel tedbirler alınıyor, sorun ortaya çıktıktan sonra müdahale etmeye yönelik alınan tedbirler -ki müdahale politikaları diyeyim ben buna- çok önemli ve güzel fakat bir de önleyici politikalar alınması gerektiğini düşünüyorum ve bunun daha etkin olabileceği kanaatindeyim. Çünkü özellikle kamuda hani pek çok insan benzer şeyleri yaşıyorlar ve hiçbirimizde bir şikâyette bulunmadığımız için bunlar yüzdelere yansımıyor.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Şimdi siz şikâyette bulunuyorsunuz.
ZUHAL KARAKOÇ DORA (Kahramanmaraş) - Ama ben onların adına tabii ki burada bir milletvekili olarak bir sorunu dile getiriyorum ve artık o görevde bulunmadığım için.
Şimdi, böyle bir durum var. Dolayısıyla, biz önleyici politikaları daha etkili hâle nasıl getirebiliriz? Ki bunu daha önce de söylemiştim, özellikle kamu içerisinde belli meslek alanlarında, akademisyenler başta olmak üzere, hekimler başta olmak üzere genellikle, işte "Doğum yapar, izni çok olur, çalışmayalım." şeklinde kadınların uğradığı örtülü mobbingler var maalesef. Dolayısıyla, hocaların daha çok erkek öğrencileri ya da çalışanları tercih ettiklerini, kariyer yükselmesinde onların bu anlamda daha avantajlı olduklarını görebiliyoruz.
Daha önce farklı kurumlarda yaptığım önerimi ben burada yineliyorum Sayın Bakanım. Özellikle bu... Ki biz ülke olarak doğum oranının artması gerektiğine yönelik sürekli politikalar üretiyoruz ve söylemler geliştiriyoruz, bunu ifade ediyoruz. Bir yandan doğum artış hızını desteklerken bir yandan da "Doğumdan dolayı kadınlar iş gücü kaybına neden olur, dolayısıyla tercih etmeyelim." bakış açısına karşı nasıl bir denge mekanizması kuracağız, nasıl bir tedbir alacağız; bunların daha sıkı olması gerektiğini düşünüyorum.
Son olarak, açıkçası bu kadın istihdam oranlarından bahsetmişken Bakanlığınızın "web" sitesini inceledim Sayın Bakanım, hazır bu oranları değerlendiriyorken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza da bakalım diye düşündüm. 4 Bakan Yardımcınızın 4'ü de erkek Sayın Bakanım, 13 Bakanlık birim amirinden sadece 1 amir kadın, Bakanlığa bağlı özel ve ilgili kuruluşlardan 5 tanesinin sadece 1'i kadın. İl müdürlüklerine hiç gelmiyorum; hem SGK il müdürleri hem çalışma ve sosyal güvenlik il müdürleri... Ben az önce tek tek 01'den başlayarak gittim, epey bir ile, 30'un üzerinde ile geldiğimde daha kadına rastlamamıştım; mutlaka vardır fakat oransal olarak söylediğimde... Bu kadar etkin bir çalışma yürütmek istiyorsak eğer, kadın bakış açısının da yönetime ve karar alma mekanizmalarına iyi yansıtılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de böyle çalışmalar yürüten bir Bakanlıkta bunu görmeyi arzu ettiğimizi ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.