KOMİSYON KONUŞMASI

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Ben de saygıdeğer bürokratlarımıza teşekkür ediyorum kapsamlı ve hızlı sunumları için.

Şenol Hocam, sağ olsun, bizim sorularımızı da büyük ölçüde sormuş oldu; tekrara düşmeyelim.

Suça sürüklenen çocuklarla alakalı verileri verirken yani olumlu bir şeyden bahsettiniz "yıllar bazında azalıyor" diye ama istismara uğrayan çocukların yani ifade alınanlar kategorisinde geçtiği için bunların istismara uğramış olduğunu var sayıyoruz. Yani kategori olarak onu söylemiş oluyor. Orada ciddi bir artış oluyor yıllar bazında. Bazı yıllar 3'e katlanıyor, bazı yıllar 1,5, işte bazı yıllar 2 katına çıkıyor. Yani yılda ortalama baktığınızda 30 bin civarında çocuğumuzun -ki bu ÇİM'lerdekiler değil yani sadece sizin merkezlerinizde ifadesi alınan çocuklar- bir şekilde istismara uğradığını görüyoruz. ÇİM'lerdeki sayıyı bilmiyoruz, sorduk ama orada cevap alamamıştık Bakanlığımızdan. Bu çok ciddi bir sayı ve burada olumlu bir gidişat da henüz yakalanmamış diyelim.

Şimdi, burada Sayın Başkanımızın açılış konuşmasında belirttiği gibi, evet, siz bir önleyici politika uygulayacak bir Bakanlık değilsiniz. Sizin tek politikanız caydırıcılık yani vereceğiniz cezalarla bu konuda, özellikle istismar konusundaki caydırıcılık fonksiyonunuz. Bu, bence zaten en değerli fonksiyon.

Şimdi, hepimizin, burada bütün milletvekillerinin mutlaka şehirlerinde tanık olduğu hadiseler vardır istismar konusunda ve hakikaten anlatıldığı gibi olmuyor yaşadıklarımız.

Ya, şimdi size bir şey sormak istiyorum: Birisi kız birisi erkek, 5-6 yaşlarındaki 2 çocuğun nitelikli cinsel istismardan yargılaması başlamış. Birinci derece mahkeme yirmi iki yıl, ikinci derece mahkeme bu cezayı az bularak otuz iki yıl vermiş ve bu kişi geçtiğimiz on yıl içerisinde sadece altı ay cezaevinde kalmış, hâlâ dışarıda, Yargıtay süreci bekleniyor.

Şimdi, Bakanlığınız diyor ki: "Yargıtay aşaması var." Şimdi, böyle bir davada gerçekten elimizi vicdanımıza koyalım. İkinci derece mahkeme itiraz incelemesinde cezayı karşılık olarak az bulmuş, yirmi ikiyi otuz ikiye çıkarmış ve dışarıda bu şahıs. Bilemiyorum, belki sizin de eliniz kolunuz bağlı. Ben daha önceki Genel Müdüre bir toplantımızda sordum, bana bir bilgi notu gönderdi. Tamam, ilgilendi ama dedi ki: "Yargıtay aşamasındadır. Biz ne yapabiliriz?" Şimdi, sizin Yargıtay aşamasında da bir şeyler yapabiliyor olmanız lazım. Yani ben hukukçu değilim, tabii ki erkler ayrılığına, yargının kendi içerisindeki ayrılıklarına da bir saygım var ama burada demek ki yürümeyen bir şey var. Bu tür durumlarda ne yapılabilir?

Ben, çok özetle, bu çok canımı yakan bir dava olduğu için zaman aşımı belki nitelikli istismarda geçerli olmayacaktır ama muhtemelen bu uzatmalar yıllardır... 2013 yılında gerçekleşmiş bir vaka. Ben 10'uncu yılında ilgilenmeye başlamıştım ama bugün itibarıyla 12'nci yıl oldu. Şimdi onun üzerinden de iki yıl geçti, hiçbir sonuç alınamıyor ve daha ilerisi de var bu meselenin ama oralara girmek istemiyorum. Meseleyi bireyselleştirmek ya da münferit bir hadiseden bahsetmek değil, bu vakalar münferit de değil muhtemelen ki buralardan bir sonuç, caydırıcılık, cezai müeyyidelerin caydırıcılığı sonucunu alamamış oluyoruz. Bu tür durumlarda ne yapıyorsunuz? "Yargıtay sürecini bekleyelim ve saygı duyalım." mı diyorsunuz? Yani ne yapabiliriz? Gerçekten bir çaresizlikle soruyorum size bunu.

Teşekkür ediyorum.