| Komisyon Adı | : | ÇEVRE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ve Bursa Milletvekili Emel Gözükara Durmaz ile 99 Milletvekilinin İklim Kanunu Teklifi (2/2927) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .02.2025 |
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Değerli milletvekilleri, şimdi, bu kanun teklifinin adında "iklim" olunca bu bir iklim kanunu olmuyor ne yazık ki. Bu kanunun genel çerçevesi incelendiğinde Türkiye’nin fosil yakıtlara dayalı düzenini sürdürmekten başka bir amacı olmayan piyasacı bir düzenleme olduğu ilk anda anlaşılıyor.
Bugün dünya ülkeleri kömürden çıkışa hazırlanırken iktidar hâlen kömür santralleri için teşvikler sağlamaya, doğayı katleden projelere destek vermeye devam ediyor. Daha geçtiğimiz günlerde Afşin Elbistan Termik Santrali ek üniteleri için ÇED olumlu raporu verildi. Bu kanun teklifi Türkiye’nin kömür bağımlılığını sona erdirecek, doğayı ve su varlıklarını koruyacak tek bir somut adımı dahi içermemektedir. İklim politikası veya iklim kanunu, şirketlere karbon ticareti yapma fırsatı yaratacak şekilde değil, fosil yakıtlardan çıkışı hızlandıran, doğayı korumayı ve halkın sağlığını güvence altına alan şekilde oluşturulmalıdır. Türkiye her geçen yıl kömür üretiminde rekor üzerine rekor kırmaya devam ediyor, toplam elektrik üretimimizin yüzde 36’sını kömürden karşılıyoruz hatta Türkiye’de kömürden üretilen elektriğin yarısından fazlası ithal kömüre dayanıyor. Bu, Türkiye’de enerji faturalarının artmasının yanı sıra dışa bağımlılığı artırıyor, üstüne bir de çevremizi kirletiyor. 38 üyeli OECD ülkesi arasında Türkiye, kömürden elektrik üretimi açısından tek istisna olarak öne çıkmaktadır. OECD ülkelerinin 11’i kömürden tamamen çıkmıştır, 19 ülke kömürden çıkış için tarih vermiş, kömür kullanımını yüzde 30 ila 95 oranında azaltmıştır. Türkiye, bu ülkeler arasında kömürden çıkış için tarih belirlemeyen 5 ülkeden 1'idir. Bu ülkeler arasında kömür kullanımı oranı düşmeyen tek ülke ne yazık ki Türkiye’dir. Paris Anlaşması’ndaki emisyon hedeflerine ulaşmak için kömür ve kömüre dayalı termik santrallerden vazgeçmeden emisyon azalımı sağlanması mümkün değildir. Kömürden kademeli olarak vazgeçerken adil geçiş mekanizmalarınızı kurmanız, bu sektörde çalışan emekçilerimiz için hayati önem taşımaktadır. Kanunda bunu tanımlıyorsunuz ama bununla ilgili gerekli mekanizmayı ortaya koymuyorsunuz.
Şimdi bu kanun teklifinin 5’inci maddesinde “sera gazı emisyonunun azaltım” faaliyetleri başlığı altında kurum ve kuruluşlara birtakım yükümlülükler veriliyor ancak başta kömür gibi karbon yoğun olan sektördeki fosil yakıtlara yönelik hiçbir yükümlülüğe de değinilmemiş, termik santrallerle ilgili hiçbir hüküm yok. Piyasa mekanizmalarını inşa etmeye odaklanan İklim Kanunu'nu büyüme paradigmasıyla kurgulayan, bu kanunda şöyle bir ikilem mevcut: Var olan çevre kirliliklerini azaltacak veya ortadan kaldıracak önlemler almak, kömürden çıkış gibi hedefler belirlemek ve bunun yolunu inşa etmek yerine, karbon yakalama ve depolama teknolojileri gibi çözümlere bir yönelim görülmektedir. Bu kanun teklifi tümüyle emisyon varlığının devamını garanti etmektedir.
Değerli arkadaşlar, havamız kirli, suyumuz kirli, toprağımız kirli ve en önemlisi kömür dumanına boğulmuş durumdayız. Kömürden çıkış için eylem planı hazırlayacağımıza, şirketlere karbon ticareti altında yeni kazanç kapıları açan bir kanun teklifini konuşuyoruz yani kömür santrallerini kapatmıyoruz ama kirliliği piyasalaştırıyoruz. Halk, kömürün zehrini solumaya devam ederken birileri karbon kredisi altında para basmaya devam edecek. Eğer samimiyseniz mevcut kömürlü termik santrallerinin en geç 2035 yılına kadar kademeli olarak kapatılmasının planını yapalım, bu esnada devlet teşvikleri ve sübvansiyonlarla yalnızca yenilenebilir enerji yatırımlarına geçiş planını yapalım ve artık Türkiye’de elektrik üretiminde kömür kullanımını tamamıyla sona erdirecek bir tarih belirleyelim ve bu kanuna da bu hedefi ekleyelim. Eğer bir iklim kanunu yapacaksak kömürden çıkış tarihi belirlenmeden ve bunun yol haritası çıkarılmadan gelecek olan bir kanun iklim kanunu olmayacaktır.
Teşekkür ediyorum Başkanım.