| Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Eğitim ve İdare Sorumlusu Doçent Doktor Ercan Tutak'ın, Türkiye'de bebek ölümleri, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin yatak kapasitesi ve sağlık çalışanı sayıları ile yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .02.2025 |
AYLİN YAMAN (Ankara) - Ercan Hocama teşekkür ederek başlamak istiyorum ben de güzel sunumu için.
Ben iki soru sormak istiyorum size. Siz yenidoğan ölümlerinin nedenlerinden bahsettiniz, güzel bir grafikti o. İlk üç sırayı enfeksiyonlar, prematürite ve asfiksinin aldığını görüyoruz bu grafikte. Acaba, bunlar için, her biri için ayrı ayrı olmak kaydıyla, insan faktörü ve fiziki faktörler ne kadar etkin yani çalıştığınız yerin koşulları, fiziki koşulları, alet, donanım ve insan kaynağı, hem hekimi hem hemşiresiyle bahsediyorum. Enfeksiyonlar için, prematürite için, asfiksi için ne kadar, hangisi daha ön planda, onu merak ettim.
İkincisi de...
PROF. DR. CEMİL TAŞCIOĞLU ŞEHİR HASTANESİ YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM EĞİTİM VE İDARE SORUMLUSU DOÇ. DR. ERCAN TUTAK - Özür dilerim, hemen cevap verebilir miyim? Çünkü diğerinde atlayabilirim.
AYLİN YAMAN (Ankara) - Tabii, tabii.
PROF. DR. CEMİL TAŞCIOĞLU ŞEHİR HASTANESİ YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM EĞİTİM VE İDARE SORUMLUSU DOÇ. DR. ERCAN TUTAK - Yenidoğan ölümlerini azaltan en önemli şeyin bakım olduğunu en baştan söyleyeyim. Yani hem gebelikteki bakım hem doğum sırasında uygun bir merkezdeki bakım hem o merkezde takip ediliyorsa takip sırasındaki bakım. Bakım kalitesi neyle ölçülür? Hemşire bakımıyla ölçülür. Eğer bir hemşire 4 bebeğe bakıyorsa bakamıyordur.
AYLİN YAMAN (Ankara) - Ercan Hocam, aslında bunu söylemenizi istediğim için ben de bu soruyu sordum çünkü ben bu dönemdeki en büyük sıkıntılardan birinin hemşirelik atamaları olduğunu düşünüyorum, özellikle kapalı bölümlerde, yoğun bakımlar gibi; gerçekten bakımda çok büyük bir aksaklık var. Elbette yenidoğan hekim sayısının azlığı önemli bir problem ama gerçek anlamda hemşirelik bakımındaki aksaklıklar da bizim bu ölüm nedenlerinin tetikleyicisi. O yüzden, hemşirelik konusundaki zafiyetleri bir de sizin ağzınızdan duyayım istediğim için söyledim.
Teşekkür ederim.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Hocam, niye öyle diyorsunuz? Yani kişi başına düşen hemşire ve ebe sayısında Kolombiya ve Meksika'nın önündeyiz.
AYLİN YAMAN (Ankara) - Avrupa Birliği ülkeleri içinde neredeyse üçte 1 sayısı. O yüzden, özellikle de yoğun bakımlar gibi yani özellikli donanım gerektiren işlerde daha da azalıyor bu, tercih azalıyor çünkü özlük hakları anlamında da çok büyük sıkıntı olduğu için. Bunun kayıtlara geçmesi isteğiyle söyledim çünkü gerçekten hâlâ büyük bir sorun. Sağlık Bakanlığının bu sağlık meslek gruplarının atamalarını yapmıyor olması kamuda çok büyük bir sıkıntıya neden oluyor.
İkinci sorum, az önce söylediğiniz şeyle biraz ilişkili olmakla birlikte, özelde de çalışmış bir hekim olmanız çok değerli çünkü iki taraf arasındaki ayrımı çok rahat yapabilmeniz anlamında. 4/A, 4/B usulü çalışmanın dışında, sizce iki tarafta çalışma açısından -tıbben bahsediyorum- bir farklılık var mı yani bu şirket usulü çalıştırılmanın getirdiği baskılar dışında? Mesleki tatmin anlamında şu anda kamuda çalışıyorsunuz, daha önce A sınıfı bir özel hastanede çalıştığınızı öğrendik. Bu ikisi arasında mesleki tatmin açısından bir fark var mı acaba?
Teşekkür ediyorum.
PROF. DR. CEMİL TAŞCIOĞLU ŞEHİR HASTANESİ YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM EĞİTİM VE İDARE SORUMLUSU DOÇ. DR. ERCAN TUTAK - Mesleki tatmin açısından tabii ki bir eğitim araştırma hastanesinde olmak çok daha önemli ve özel hastanede çalışıyor olmama rağmen... "Özel hastanede çalışan hekimler hep paragöz, sadece parasını düşünen" diye, biraz öyle görünürler ama öyle olmadığımızı ben biliyorum. Nitekim, Ayhan Hocamla da ben özel hastanedeyken 2016'da, bu yenidoğan sevkleri, ölümleri konusunda neler yapabiliriz diye, o dönemde beraber konuşmamızın nedeni de buydu.
Devlete geçtikten sonra benim ilk yaptığım iş şuydu: Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin Türkiye'deki durumu, teknik donanımı konusunda bir çalışma yaptım. Bir günde buraya bu kadar hazırlıklı gelmemin sebebi o çalışmanın verileriydi, yoksa bana pazartesi günü Komisyonda bir rapor sunmamı istediklerinde, bunu bu kadar kısa sürede hazırlamam mümkün değildi. İki yıl önce böyle bir çalışma yapmıştım ve gerçekten niyetim, amacım, bu eksikliği görünce, eleman eksikliğini, yenidoğan asistan eksikliğini görünce, ben yıllarca akademisyen olmama rağmen özel hastanede çalıştım ve bilgimin zekatını veremedim, o yüzden 55 yaşından sonra, otuz iki yıllık meslek yaşamımda son iki yılını devlete geçerek... Yenidoğanı hâlen kabul ederlerse, eden olursa, gelirse ki bir asistan arkadaşımız bir şekilde yazmış, geldi, başladı ilk defa. Pamuklar içerisine sararak yetiştiriyoruz onu, çok koruyoruz, gözetiyoruz, bize yapılanı yapmıyoruz çünkü bu dönemde yenidoğan yoğun bakımı tercih etmek gerçekten çok büyük bir cesaret işi, ben de bu alanda eleman yetiştirmek istediğim için buraya geçtim.
Mesleki açıdan, yenidoğan yoğun bakımla uğraşan ile herkesin uğraştığı şeyle edindikleri arasını da düşündüğünüzde, aslında aklı başında olan, maddiyata her şeyini veren bir insanın yapacağı bir iş değil bir defa. On yedi yıl, 7/24 bir hastanede çalışmış olmak... Yine, burada, aynı şekilde, bu yaşta olmama rağmen, her hafta, bir hafta boyunca 7/24 çağırılacak şekilde "on-call" olmak kolay bir şey değil ama biz meleklerle uğraşıyoruz. Sorduklarında "Melek doktoruyum." desem, yemin etsem başım ağrımaz. O yüzden, uğraştığımız şeyler çok sevimli ve biz onlara "bir damla hayat" diyoruz. O hayatların kaybolmaması için, avuçlarımızın arasından kayıp gitmemesi için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz.