Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 11 .03.2025 |
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Şimdi, ben sizi zaten takip ediyorum konuyla ilgili olduğum için ve az önceki hukukçu arkadaşın söylediği şeylerin aslında yani böyle olmadığını ifade etmek isterim. Yani şunu demek istiyorum: Şimdi, KADEM Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu yakın zamanda bir röportaj verdi ve bununla ilgili, mesela şiddetin yapısal olduğunu söylüyor Türkiye'de. Değil mi yani aslında dünyanın her yerinde. Yani takdir edersiniz ki kadına karşı şiddet meselesi binlerce yıllık bir mesele ve yani bu tek bir başlıkta konuşamayacağımız bir mesele, sizler de aynı fikirdesiniz biliyorum. Yine şey demiş mesela şiddetin yapısal olduğunu -bunu mu söyledim az önce bilmiyorum- onun dışında "Çoğu zaman kol kırılır, yen içinde kalır kabulüyle aile içi şiddet karşısında sessiz kalıyor kadınlar." demiş; bu, Başkanınızın verdiği röportaj. Yani şunu demek istiyorum: Biz meselenin, aslında 6284'ün çok iyi bir yasa olduğunu hepimiz biliyoruz ve hepimiz kabul ediyoruz ve diyoruz ki İstanbul Sözleşmesi'nin iç hukuka uyarlanmış bir iz düşümüdür 6284 ve uygulamada sorunlar var. Bu tamam, hepimizin hemfikir olduğu bir konu ama biz biliyoruz ki bu binlerce yıllık erkek egemenlikli sistem, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan ayrımcılık, ataerkil kodlar yani patriyarkal sistemin kendisiyle mücadele etmek için yeterli değil. Bugün mesela sizin de itiraz ettiğiniz bir meseledir bence toplumsal cinsiyet kavramının tamamen müfredattan ve her yerden çıkarılması, bütün her şey yani neden bunu bu kadar öcüleştirdi yani bu sistem? Bunu anlayamıyorum mesela ben. Siz de farkındasınız, biz de farkındayız, belki meseleyi farklı şekillerde tanımlıyoruz ama biz tabii ki 6284'ün önemli bir yasa olduğunu her defasında vurguluyoruz ama yetmiyor çünkü İstanbul Sözleşmesi bir insan hakları sözleşmesiydi ve biz biliyoruz ki toplumsal zihniyet dönüşümü bir insan hakları sözleşmesiyle, bunun ortaya koyduğu o yol haritasıyla o toplumsal değişimi, dönüşümü yaratabiliriz. İşte yine şey demiş Saliha Hanım: "55 farklı şehirde 515 gönüllü eğitimcimiz, 3 bine yakın eğitim verdik." diyor. Ya bu yetmez, kaç milyonluk ülkede yaşıyoruz; yaptığınız çalışmaları yadsımıyoruz, lütfen böyle anlaşılmasın. Ama bu yeterli değil, bu bir devlet politikası olarak hayata geçirilmeli; bütüncül politikalar derken ortak bakanlıkların, ilgili bütün kurumların dâhil olduğu bütüncül bir politika belgesi, acil eylem planı hayata geçirilmeli.
Bir diğer mesele, az önce belirttiniz, mesela Adıyaman'daydım ben hafta sonu, 8 ve 9 Martta Adıyaman'daydım. Sizin yaptığınız çalışmayı görmedim, onu kenara bırakarak...
KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Keşke...
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Keşke gitseydim ama koskoca şehir, hâlâ konteyner kentlerde yaşıyor, kadınlar korkunç mağduriyetler içerisindeler, hâlâ temel haklara erişimlerde sorunlar yaşıyorlar. Yani şunu demek istiyorum: Lokal çalışmalar yani siz ve sizin gibi pek çok dernek, sivil toplum örgütü, kadın örgütü orada, deprem bölgesinde ve Türkiye'nin pek çok yerinde çalışmalar yürütüyor ama ne yazık ki bu yeterli değil, daha büyük yani sivil toplumun da kadın örgütlerinin de içinde olduğu ve bakanlıkların birlikte hareket ettiği yani İçişleri, Adalet, Millî Eğitim, Aile Bakanlığı ve diğer ilgili kurumların tamamının içinde olduğu bir yol haritasına ihtiyacımız var. İstanbul Sözleşmesi bize bunu veriyordu yani Receplerin çoğalması gerekiyor, onu demek istiyorum. Bütün Receplerin uyguladığı şiddetin farkında olması gerekiyor yani yıllarca kodlanarak öğrenmiş olduğu o rolleri, kadına yüklediği bütün o hani ev içi emek, hepsini aslında, biz bunun şey olduğunu, güvencesiz ve sağlıksız bir iş gücü sömürüsü olduğunu kabul ediyoruz; kadına çocuk baktır, ev işi yaptır, bütün her şeyi yapsın yani bütün bu emeklerin hepsini üretsin, diğer yandan gitsin çalışsın ve hâlâ kendine ait bir bütçesi olmasın. Mesela bunun yaygın bir şekilde hayata geçirilmesi lazım, yoksa size dair söyleyecek bir şeyimiz yok. O nedenle İstanbul Sözleşmesi çok önemli, İstanbul Sözleşmesi'nin olması bu açıdan önemli, toplumsal değişim açısından. Bakın, müfredattan toplumsal cinsiyet kavramı çıkarıldı. Neden? E siz de yani bakın, Saliha Okur Gümrükçüoğlu da demiş, demiş yani "Bu mesele yapısal bir mesele." demiş. Hepimiz ortak bir kabule sahibiz, neden hani bunun için hep birlikte mücadele etmiyoruz? Ben sadece neden İstanbul Sözleşmesi öcüleştirildi diye sormak istiyorum? Gerçekten mesela bu sizi de rahatsız ediyordur diye düşünüyorum.
Çok uzatmak istemedim ama yani yaptığınız işler için teşekkürler. Emeğiniz için, sunumunuz için de buraya geldiğiniz için de ama bunun yeterli olmadığını ifade etmek istedim. Çok sağ olun.
KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Yeterli olmadığı, bunun yeterli olmadığına dair kanaatinize katılıyorum. Evet, bu yeterli değil. Saliha Okur Gümrükçüoğlu "'Kol kırılır yen içinde kalır.' diyen kadınlar var." demiş, evet var, varlar. Şimdi buna bir makro perspektiften bakmak sizin vazifeniz, bizim değil; bizim de vazifemiz tabii ama gücümüz nispetinde biz ulaşabildiğimiz yerlerde dönüşümü sağlamak istiyoruz. Bak şimdi, bu "Kol kırılır yen içinde kalır." diyen kadın var ya, biz bu kadını alıp bu kadını güçlendirilip "Ablacığım sen korkma, bu iş çözülür, gel bunu böyle yapalım. Bak şurada devletin mekanizması var, şurada şunu böyle çözersin." diyebilecek yapıları oluşturuyoruz. Biz bir sivil toplum örgütüyüz yani KADEM toplumun tüm sorunlarını çözemez takdir edersiniz ki.
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Tabii ki, onu söylüyorum.
KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Yani biz bu toplumda, bu kutuplaşan, bir o yana bir bu yana çekilmenin bir parçası olmak istemiyoruz. Gerçek bir halk sağlığı problemi olan kadına yönelik şiddet bizim çalışma alanlarımızın önemli bir parçası. En önemli şiddeti önlemek ama sadece şiddeti önlemek değil; biz kadınları güçlendirmek, toplumun tüm alanlarında yer almasını sağlamak üzere projeler üretiyoruz. Bu projeleri hayata geçirirken siyasi de birtakım konjonktürlerden gelip geçiyor ülke ama biz olduğumuz yerde duruyoruz ve ileri doğru bakıyoruz. Bunu makro perspektiften bunu şöyle yapalım, şöyle yapalım, bir yasa koyalım ve... Böyle bir şey yok, İstanbul Sözleşmesi de bunu sağlayamaz. Dönüşüm, tek başına İstanbul sözleşmesi bunu sağlayamaz.
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Çok özür dilerim. Bir şey, sizi destekleyen bir şey de söyleyeceğim: Ben beş sene milletvekili olmadan önce Rosa Kadın Derneğinin Başkanlığını yaptım.
KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Çok güzel.
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Diyarbakır'da faaliyet yürüttük. Sahada karşılaşılan sorunların tamamını biliyorum. Mesela az önce "Adıyaman'da Kürtçe psikoloğa ihtiyaç duyduk, bulduk." dediniz, mesela bu bir devlet politikası olarak yapılmak zorunda. Ben sizin çalışmalarınızı yadsımıyorum, bir daha söylüyorum: Biz dernek olarak mesela, az önce bir örnek verdiniz, dediniz ki: "Bir tane örnek var, işte o kadın psikoloğa mı ihtiyaç duyuyor. Güçlendirildikten sonra ya da şiddetten kurtulduktan, şiddet sarmalından çıktıktan sonra işe mi ihtiyacı var, biz bunların hepsini kurumlara başvurarak sağladık." Bir tane olaydan bahsediyoruz ya da 10 tane ya da 100 tane ya da 1.000 tane...
KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Ama böyle bir tane bir tane olabilir bu.
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Kadına erişmiş olabilirsiniz, biz de sivil toplum içerisinde bunu sağladık. Ama bunun yetmediğini söylüyorum, diyorum ki bu bir devlet politikası olarak hayata geçirilmeli her alanda, bundan bahsediyorum. Mesela bütün kurumlar sizin kadar avantajlı değil, siz belki daha güçlü bağlantılara sahip olduğunuz için daha kolay erişebiliyorsunuz bu imkânlara ama gerçekten sahada çalışma yürüten pek çok kurum var sizin kadar. Mesela, işte, ŞÖNİM'e bir kadınla gittiklerinde pek çok sorunla karşılaşabiliyorlar, hâlbuki gayet işini yapıyor yani sivil toplum temsilcisi, psikolog almış avukat arkadaşla birlikte yaşam hakkı tehdidi altındaki kadını ŞÖNİM'e götürmüş, bir sürü farklı prosedürle karşılaşıyor değil mi? Ama belki siz bu konuda daha avantajlısınız.
KADEM GENEL SEKRETERİ ZEYNEP DEMİR - Hayır, sunumda ne dedim Vekilim, dedim ki: "Kadınların adalete erişimi, uygulamadaki aksaklıklar..."
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Yok, az önce bir örnek vermiştiniz, ondan bahsediyorum. Mesela, her kurum sizin kadar avantajlı değil, keşke olsalar, keşke direkt Bakanlıkla birlikte hareket edebilseler. Biz diyoruz ki: Bunun haritası İstanbul Sözleşmesi'nin içerisinde vardı "İstanbul Sözleşmesi'ne gerek yok." demeyelim, ben sadece bunu söylüyorum. Zaten 6284 İstanbul Sözleşmesi'nin iz düşümüdür, İstanbul Sözleşmesi kötü bir belge değil "Neden bu hâle getirildi?" onu söylüyorum sadece.
KADEM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI CANAN SARI - Ben kısaca bir cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN ASUMAN ERDOĞAN - Buyurun.
KADEM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI CANAN SARI - Şimdi, biz "KADEM" dediğimizde bizi KADES'le karıştırıyor çoğu kişi sahada yani siz de biraz sanki bizden beklentiyi daha devlet nezdinde gibi bekliyorsunuz anladığım kadarıyla.
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Hayır, ben başka bir şey söyledim.
KADEM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI CANAN SARI - Çünkü biz de -az önce Zeynep Hanım ifade etti- kadın destek merkezlerinden çok güzel sonuç alıyoruz, çok güzel geri dönüşler oluyor, mesela onu istiyoruz ki yaygınlaştıralım. İstanbul'da Avrupa yakasında var, istiyoruz ki şimdi Anadolu yakasına açalım ya da işte deprem bölgesine açtık ama bir tane İç Anadolu'ya, bir tane Ege'ye açalım. Böyle hedeflerimiz var ama bunu hani ekonomik olarak da karşılayamadığımız için açmıyoruz yoksa tabii ki verilen eğitim sayıları... Biz de isteriz ki hatta televizyondan yayın yapalım ya da statları doldurup eğitim yapalım ama bir STK'nin yapabileceği de...
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Yok "Siz yapın." demiyorum, diyorum ki siz de ilgili bakanlıkları eleştirin ki hep beraber yapalım, onu söylüyorum, eleştiri yükümlülüğünüzü yerinize getirin diyorum.
KADEM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI CANAN SARI - Tabii muhakkak.
Şimdi, bir de şey dediniz: "İstanbul Sözleşmesi neden böyle öcüleştirildi?" İstanbul Sözleşmesi'nin de bahtında var herhâlde, bir taraf kutsuyor, bir taraf öcüleştiriyor. Gerçekten biz bunu çok yaşadık hani İstanbul Sözleşmesi'nin karşısındayım diye bunları söylemiyorum, tespit anlamında söylüyorum.
Şimdi -az önce dedim- biz kadına karşı şiddeti önlemek istiyoruz, bunu İstanbul Sözleşmesi'yle yaparız, adı değişir başka sözleşmeyle olur. Örneğin, 6284'e İstanbul Sözleşmesi'nden gelen ama henüz kurumsallaşmadan veri tabanı oluşturulması vardı mesela ya da işte denetim mekanizmalarının oluşturulmasında... Bunu iç hukukumuzda işte bu belki mevcut kurumlarla olur, TİHEK gibi, ombudsmanlık gibi ya da ayrı bir kadına şiddetin denetlenmesine ilişkin, kamu kurumlarının da denetlenmesine ilişkin bir kuruluş oluşturulur. Biz bunu eleştiriyoruz ve yapılması için de her türlü raporlamayı, çalışmayı politika belgesi olarak yapıp sunuyoruz da o konuda. Ben çok gözünüzde büyütülmesini de anlamıyorum İstanbul Sözleşmesi'nin, öcüleştirilmesinin de anlamıyorum çünkü biz devlet olarak hâlâ Avrupa Konseyine üyeyiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yetkisini tanıyoruz. Herhangi bir insan haklarına aykırılık, herhangi bir ayırımcılık olduğunda, kadınlığa, çoluğa çocuğa var fark etmez, zaten yargı yetkisinin tanıdığımız için yargılanıyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nin getirilmesi de hatırlayın devletin kadına yönelik şiddetle yeterince mücadele etmediğinden dolayı yapılan başvurunun neticesinde kabul edildi. Ben şimdi hukukçu olarak bakıyorum, var mı böyle şu an bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin devletin aleyhine... Yapabilir, esas çerçeve sözleşmeden çıkmadık çünkü hani İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmış olabiliriz ama ülkede kadın haklarıyla ilişkin...
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Onlarca dava var, onlarca.
KADEM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI CANAN SARI - Mahkumiyet var mı?
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Yani mahkumiyet de vardır, bilmiyorum, bakmak lazım ama onlarca başvuru var, süren dava var, olmaz olur mu yani bakalım.
KADEM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI CANAN SARI - Yani önemli olan bunu yapmak. Sonuçta hâlâ bizi yargılayan mahkemenin yetkisini tanıyoruz. Bu İstanbul Sözleşmesi'yle yapılır kadına karşı şiddetle mücadele, 6284'le yapılır, başka bir mevzuatla yapılır, önemli olan uygulamada ne yaşıyoruz, sonuçları ne oluyor? Bunların tespiti ve verilerinin tutulması.