| Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Televizyon İzleme Araştırmaları Anonim Şirketi (TİAK) Genel Müdürü Dursun Güleryüz'ün, TİAK’ın yapısı, kuruluş amacı, temel fonksiyonları ve nasıl çalıştıkları hakkında sunumu münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .02.2025 |
SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Hoş geldiniz öncelikle.
Çok uzun saatler devam etti, dolayısıyla hepimizin enerjisi de biraz düştü.
Şimdi, az önce Zahide Hanım'la da konuştuk yani şiddetin rating aldığına dair genel bir kanaat var. Az önce siz yıl bazlı dizi örnekleri verirken "Sen Anlat Karadeniz" dediniz, diziyi bilmiyorum ama basına yansımıştı yanlış hatırlamıyorsam, orada da kadına şiddet sahnelerinin yoğun olduğu bir diziydi gibi hatırlıyorum. Siz tabii, rating ölçüyorsunuz ama şöyle bir araştırma ya da bu eğilimi ölçen bir araştırmanız hiç oldu mu? Yani reklam verenler vesaire hep beraber çalıştığınız için. Yani gerçekten izleyicinin eğilimi bu yönde mi? Buna dair bir ölçüm var mı şiddet içerikli sahnelerin vesaire daha çok izlendiğine dair ve bu eğilimin kaynağına dair? Sizin alanınız değil ama belki reklam verenler ilgi duymuş olabilir, o bağlamda araştırılmıştır, böyle bir araştırma var mı?
Bir de bu izleme tercihleri yani Türkiye'deki izleme tercihleri ile dünyadaki izleme tercihleri birbiriyle örtüşüyor mu genel manada, eğilimler anlamında? Şöyle bir şey var mı yani bir programda ya da televizyon dizisi -her neyse, o an ekranda olan- şiddet yoğunlaştığında kanal değiştirme, böyle bir eğilimimiz var mı az öncekinin tam tersine? Bunu hiç ölçtünüz mü ya da bunu hiç düşündünüz mü?
Bir de şeyi merak ediyorum ben; mesela, reklam verenlerden şöyle bir şey geliyor mu: "Bu programda ben toplumsal değerlerin örselendiğini düşünüyorum ve benim reklamımın gözükmesini istemiyorum." ya da "Şiddet içerikli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla benim reklamımın gözükmesini istemiyorum." ya da işte "Kadınları aşağılayan bir tavır olduğunu düşünüyorum, reklamımın gözükmesini istemiyorum." Böyle bir seçicilik söz konusu mu? Bu kadar.
Teşekkür ederim.
TELEVİZYON İZLEME ARAŞTIRMALARI ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRÜ DURSUN GÜLERYÜZ - Peki, teşekkür ederim Sayın Vekilimiz.
Şöyle: Şimdi, biraz önce söylemiştim, bizim hiçbir şekilde "Niçin?"le işimiz yok, böyle bir yetimiz de yok.
SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Ben geç geldim, orayı kaçırdım, kusura bakmayın.
TELEVİZYON İZLEME ARAŞTIRMALARI ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRÜ DURSUN GÜLERYÜZ - Estağfurullah.
Fakat diğer taraftan da bizim şiddet ya da başka bir şekilde kategorize etme şansımız yok, isimlendirme şansımız yok. Biz, sadece ölçtüğümüz programları türüne göre dizi, kültür-sanat programı, çocuk programı, eğitim, spor karşılaşması vesaire gibi başlıklarla kategorize ediyoruz. Ne şiddettir ne değildir, böyle bir ayrıştırma metodumuz yok ve dolayısıyla böyle bir rapor üretme şansımız yok fakat Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun, biliyorsunuz, akıllı işaretler zorunluluğu var. Bu akıllı işaretlerin kullanımına göre -onlarda kanal kendisi karar veriyor bildiğim kadarıyla, tabii ki birtakım kriterlere göre karar veriyor- argo varsa, şiddet varsa vesaire, yaş sınırlarına göre başa uyarı koyuyor program başlamadan önce; belki o akıllı işaretler takip edilerek böyle bir sonuç çıkarılabilir. Bizde bu da yok yani biz bunu da ölçmüyoruz. Dolayısıyla hani -tırnak içinde- şiddet gördüğünde kaçıyor mu ya da daha çok mu seyrediliyor gibi bir bulgumuz ne yazık ki olamıyor.
SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Kanaatiniz var mı yani şahsi yorumunuz var mı?
TELEVİZYON İZLEME ARAŞTIRMALARI ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRÜ DURSUN GÜLERYÜZ - İnanın, kanaatim de yok, böyle çok izoleyim ben yani benim ekibim de aynı şekilde, çok o dünyada değiliz. Yani biz çok matematik bir iş yapıyoruz, çok teknik bir iş yapıyoruz ve çıktıları hiçbir zaman böyle analiz etmiyoruz fakat kanallarımız şunu yapıyorlar: Tabii, kanallarımızda araştırma birimleri çok gelişmiş, programcılık gerçekten çok gelişmiş durumda bizde, karar vericiler çok yetki sahibi bir yandan; göç analizleri yapıyorlar, onlar dakika dakika bizim ürettiğimiz datalar üzerinden izleyici nereden kendisine geldi, kendisinden nereye gitti, bunun analizlerini yapabiliyorlar. Yani eğer biraz böyle derinlemesine bu araştırmayı, analizi yaparsa hangi programı seyrederken vazgeçti, hangi kanala gitti, kendisinde bir yayın varken herhangi bir izleyici oradan çıkmışsa, zaplamışsa, başka nereye gitti, bunlara bakabilir. O "Nereye gitti?"den aslında neden çıktığını da anlayabilir. Tabii, bu analizleri yapıyorlar, yapıyorlardır diyeyim en azından. Dolayısıyla bizde bunların cevabı yok.
Reklam verenler zaman zaman adı konulmamış bir şekilde böyle refleksler gösterebiliyor. Mesela, bunu felaket dönemlerinde yaptıklarını görüyoruz. Diyelim ki işte, büyük bir yangın felaketi oldu, deprem felaketi oldu, en azından eğlendirici reklamları yayınlamaktan vazgeçiyorlar, hani bir şey olmasın diye, bir kötü algı olmasın, o markaya karşı bir antipati gelişmesin diye. Aslına bakarsanız, geçenlerde biz TİAK olarak reklam verene de dönük bir tavsiye kararı aldık ve bunu da sirküle ettik, "Felaket dönemlerinde reklamları durdurmayın." dedik. Dünya örneklerinde aslında normalleşmeye katkı sağlaması bakımından televizyon yayınlarıyla ilgili... Hani, böyle çok büyük bir felaket olur, tabii ki vur patlasın, çal oynasın olmaz elbette ama hayatın normalleşmesi, insanların travmayı daha kolay atlatabilmesi bakımından özellikle televizyonlara görev düştüğü konusunda bir çıkarım yaparak bu bağlamda bir tavsiye kararı da aldık "Reklam yayınlarınızı kesmeyin." diye. Tabii, bu her reklam verenin bir taraftan da kendi kararıdır ama burada böyle bir ortaklaşa hareket etme ya da adı konulmuş bir şekilde bir standart geliştirme şeyi yok ancak farklı refleksler olabilir, öyle söyleyebilirim. Buna karar vermek de çok kolay değil; hani, neyin şiddet olduğunu bile tartışıyoruz hâlihazırda ya da televizyonun buradaki etkisi tetikleyici bir etki midir, absorbe edici bir etki midir, bu bile henüz teorik olarak tartışılıyor. Onun için, burada gelişmiş böyle bir standart olduğundan bahsetmek çok mümkün gelmiyor bana.
SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Teşekkür ederim.
OTURUM BAŞKANI ASUMAN ERDOĞAN - Çok teşekkür ediyoruz sizlere Dursun Bey.
TELEVİZYON İZLEME ARAŞTIRMALARI ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRÜ DURSUN GÜLERYÜZ - Teşekkür ederim.