KOMİSYON KONUŞMASI

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim.

Öncelikle size çok teşekkürler bütün birikiminizi ve tecrübenizi bizimle paylaştığınız için. Konuşmalarınızdan hareketle bir iki soru soracağım. Demokratik siyasal kültürün ve özgürlükçü bir ortamın şiddeti önleyici etkisinin olacağını söylediniz -ki katılıyorum bu görüşünüze- ama siyaset bilimi çalışmaları son on yılda, belki on beş yılda dünyada demokrasi yönünden bir geriye gidiş olduğunu gösteriyor bize; demokrasi değerlerinin zayıfladığını, demokrasiye duyulan inancın özellikle genç kuşaklar arasında zayıfladığını ve tam aksine, otoriter eğilimin güçlendiğini. Bu durum karşısında şiddetin zayıflatılması için nasıl bir vaziyet almak gerekir? Daha geniş eksende demokrasiyi güçlendirmek içinde hareket etmek mi gerekir? Ama bu global bir sorun, ilk sorum bu olacak.

İkincisi, siz de konuşmanızda dijitalleşmenin şiddetle olan ilişkisinden bahsettiniz. Birkaç hafta önce Oksijen gazetesinde bir araştırmanın sonuçları çıkmıştı; İngiltere'de psikiyatri alanında yapılan bir araştırma, cep telefonu kullanımının çocuklarda hiperaktiviteyi ve çeşitli psikiyatrik problemleri güçlendirdiği ve bunun da şiddetle bağlantısı olduğunu gösteren. Ki biz İçişleri Bakanımızla yaptığımız görüşmede Sayın Bakanın eldeki verilerle ilgili açıklamaları da aynı yöndeydi. Anneler çocuklarına kolayca yemek yedirebilmek için cep telefonunu açıyorlar ama bu bir tür bağımlılık yaratıyor ve bir alanda bağımlılık elde eden bir birey başka alanlarda da daha kolay bağımlılık elde edebiliyor. Özellikle bunun, madde kullanımı bakımından tehlikeli bir zemin yarattığını ifade etmişti. Bu konuda ne söylersiniz?

Aramızda avukatlık mesleğinden gelenler var, belki onlar da şimdi belirteceğim hususu paylaşacaklar. Ailenin korunması çok önemli, bu bağlamda boşanmaların azaltılması, en son çare olarak belki buna başvurulması çok önemli ama son yıllardaki boşanmayla ilgili yapılan istatistiksel çalışmalar gene dijitalleşmenin boşanmayı artırdığını, özellikle cep telefonlarının aile birliğini bozduğunu, eşlerin aynı mekânda farklı farklı kişilerle diyalog kurmayı tercih ettiklerini, hatta bunun çok eşliliği teşvik eden bir zemin yarattığı dolayısıyla boşanmaları teşvik ettiği. Buna nasıl çare bulabiliriz?

Ve son sorum: Osmanlı'nın geleneklerinden bahsettiniz, kasaplara yılda bir kez çiçek yetiştirme eğitimi ki çok önemli bence de. Bu bize şunu gösteriyor: Yaratıcılık eğitimi veya kişinin yaratıcı yeteneklerinin geliştirilmesi onun yıkıcı tutumlardan kaçınmasını sağlayabilir. Siz bizim eğitim sistemimizin yaratıcılığı teşvik ettiğini düşünüyor musunuz? Ben düşünmüyorum açıkçası. Ne yapmalıyız yaratıcılık yeteneğini geliştirmek için?

Teşekkür ederim.