KOMİSYON KONUŞMASI

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Benim de dikkatimi çeken bölümdü.

Mesela, o güncelliğini yitiren başlıklar... Biz o alanlarda herhangi bir çalışma yapmadan mı güncelliğini yitirdi yoksa biz çalışma yapmıştık da o şekilde mi ilerledi? Yani adapte olabiliyor muyuz, hızlı ilerleyebiliyor muyuz biz de? O yüzde 40'la ilgili, yüzde 60'la ilgili... Hani güçlü yanlarımızı sanki zayıf yanlarımız gibi algılıyorum. Hangi alanlar onlar?

Bir de bu, tabii, eylem planı -kamudaki- kamu hizmetlerinin verimliliği açısından da artırma açısından da önemli. Bu anlamda hangi kurumlarımızda tam böyle somut, yapay zekâyla ilgili... Mesela, Çalışma Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu... Ben de teşekkür ediyorum, dün TÜBİTAK'ta aldığımız sunumların üzerine benim için de çok faydalı oldu sunumunuz. Yani kamudaki durumumuz... Yani Dijital Dönüşüm Ofisimiz şu anda sanki böyle bir koordinasyon kurumu şeklinde. Tüm bakanlıklar arasındaki koordinasyonu, belki veri paylaşımlarını -bu anlamda- sizlerin gözetiminde, sizlerin koordinasyonunda, sizlerin yönlendirmesiyle yapıyor. Bu alanda ne durumdayız? Şöyle ki -dünkü yine TÜBİTAK sunumunda da çok önemliydi- on sene içerisinde gayrisafi yurt içi millî hasılaya yüzde 5'lik bir katkı hedefi orada konmuştu. Şimdi, baktığım zaman, burada da yapay zekânın yine gayrisafi yurt içi hasılaya katkısının yüzde 5 olacağı yani çok önemli bir pay. Bu anlamda hızlanırsak bu paya ulaşmanın da daha kolay olacağını düşünüyorum. Şimdi, hani ulaşamadığımız ya da değiştirdiğimiz alanlar bu hedefe ulaşmayı ne kadar etkiliyor, nasıl etkiliyor? Çok teknik bir şey oldu ama...

CUMHURBAŞKANLIĞI DİJİTAL DÖNÜŞÜM OFİSİ DİJİTAL DÖNÜŞÜM KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANI FURKAN CİVELEK - Teşekkür ediyorum efendim, çok güzel sorular.

Öncelikle, nasıl güncelliyoruz ya da hangi mantıkla güncelliyoruz elimizdeki eylem planını, onlardan çok kısaca bahsedeyim. Yüzde 60'ı, dediğim gibi, ilk eylem planının tamamlanmış olduğu için ikinci eylem planına bunları hiç taşımadık. Bunun dışında, bunlarla ilişkili olan ama doğrudan -ne diyelim- yapılmazsa çok da ciddi eksiklik yaratmayacağını düşündüğümüz ve artık mevcut durumda, mevcut teknolojiyle anlamını kaybettiğini düşündüğümüz bazı eylemleri tümden eledik. Bunlarla ilgili olarak kısmi ilerlemeler kaydedilmişti, onları bir anlamda gözden çıkarmış olduk ama yapay zekâ gibi bir alanda, bu kadar hızlı gelişen bir alanda bu birazcık kaçınılmaz. Beş yıllık bir strateji hazırlayıp dört sene sonra ne olacağını baştan öngörmek imkânsıza yakın ölçüde zor. Onun için ara ara dönemlerle gözden geçirmelerimizi, izlemelerimizi yapıp varsa bu ihtiyaçları gidermek üzere aksiyon alıyoruz. Zaten Yönlendirme Kurulunu, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın Başkanlığında kurduğumuz, oluşturduğumuz Yönlendirme Kurulunu oluşturmanın amaçlarından bir tanesi de buydu. Bu izlemeleri yapıp dönem sonunu beklemeden yapılması gereken bir müdahale varsa bunu yapmaktı.

Şunu vurgulamak isterim: Özellikle ön plana çıkan kurumlarımız eylem başarısı noktasında... Mesela, eğitimle ilgili, Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili eylemlerimizin çok başarılı olduğunu raporlarımızda görmüştük. İnsan kaynağı, ki size yansıttığımız sunumda da akademisyen, yeni program açma vesaire gibi birtakım konulardaki istatistikleri paylaşmıştık; burada ciddi bir başarı var. Sağlık Bakanlığımız buna ilişkin, yapay zekâya ilişkin özel bir daire kurdu. Spesifik olarak bu projeleri orada, hatta bizden de bir eleman transfer ederek yürütmeye çalışıyorlar şu anda, gayet profesyonel bir şekilde. Tahmin ediyorum, diğer bakanlıklar da yakın zamanda bunu takip edecektir çünkü duyduğumuz, bu yönde talepler veya girişimler var bize gelen.

Dolayısıyla kamudaki durumu şöyle söylemek lazım herhâlde: Harika durumda değiliz. Konu yeni yeni anlaşılıyor kamuda. İnsan kaynağı ihtiyacımız had safhada, ki Ramazan Beyler, hocamız, bu konuda bizim bünyemizdeki eğitim programını yürüten taraf, tam olarak bu ihtiyacı karşılamak üzere şu anda programı, eğitim programını yürütüyorlar. Millî Savunma Bakanlığıyla başladı, yakın zamanda Dışişleri Bakanlığıyla ve diğer bakanlıklarla devam ediyor olacak inşallah. Dolayısıyla, sıkı çalışıyoruz, inşallah önümüzdeki dönemde de bunların sonuçlarını alacağız diye ümit ediyorum.

Gayrisafi yurt içi hasıladaki paydan bahsettiniz. Burada bence en önemli faktör buraya ulaşmamız noktasında altyapı eksikliklerini gidermemiz lazım. Bu gayrisafi yurt içi hasıla oranına ulaşmamız sadece kamuda yapacağımız üretkenlik artışı çözümleriyle olacak bir şey değil çünkü yüzde 5'ten bahsediyor, bu çok yüksek bir oran. Bizim asıl hedefimizde zaten -stratejide de aslında baktığınız zaman, detaylı incelediğinizde göreceğiniz- özel sektörde üretkenlik artışını beslemek ve bunun dönüp gayrisafi millî hasılayı beslemesi suretiyle bir büyüme yaratma noktasında bir önceliğimiz -veya ne diyelim- bir kurgumuz var. Bu noktada, bu taraftan baktığınız zaman da çok temel birkaç tane eksik görüyorsunuz. Bunlardan bir tanesi yüksek altyapı maliyetleri nedeniyle KOBİ veya KOBİ niteliğinde olan firmaların, az önce bahsettiğimiz GPU benzeri altyapılara erişmesinde yaşanan zorluklar. Buna yönelik aksiyonları aldık, siz de ziyaret etmişsiniz, ULAKBİM tarafını, orada bir "GPU Farm" kurulması gibi çalışmalar devam ediyor. Avrupa Birliğinin MareNostrum Projesi'ne tarafız, oradaki HPC yüksek kapasiteli bilgisayar kullanımı projelerine tarafız, gene TÜBİTAK vasıtasıyla ücretleri ödeniyor. Türkiye'deki paydaşlarımız o altyapıları paylaşımlı olarak kullanma imkânı elde ediyorlar. İşin altyapı tarafını bu şekilde kolaylaştırmaya çalışıyoruz ama tabii ki artırmamız gerekecek çünkü önümüzde artık bugünkünün çok daha büyük ölçeğinde trafik getirecek olan bir ekonomik aktivite potansiyeli var. KOBİ'ler, büyük şirketler, küçük şirketler, kamu kurumları, hepsi bunu kullanıyor olacaklar ve herkesin bu altyapıyı kendi kendine kurması zaten teorik olarak da finansal olarak da mümkün değil. Altyapımızı güçlendirmemiz gerekiyor, bu taraftaki aksiyonları hızlandırmamız gerekiyor.

Bir ikinci unsur da -sürekli vurguladığımız gibi- yapay zekânın mazotu, yakıtı veri. Bize kaliteli veri çok lazım; bu hem kamu tarafında lazım hem özel sektör tarafında lazım. Detaylarına şu anda giremeyeceğim ama slaytlarda kısmen bahsettiğimiz, kamu veri alanı gibi, açık veri çalışmaları gibi kamunun elindeki verileri özel sektörle paylaşma, özel sektörün elindeki verileri diğer özel sektör paydaşlarıyla paylaşma gibi çeşitli girişimlerimiz var. Büyük ölçüde Avrupa Birliğinin bu konudaki teknik ve idari yaklaşımlarını referans alıyoruz. İkinci büyük ihtiyaç alanı da burası. Burayı iyi organize edebilirsek, altyapı tarafını da tamamlayabilirsek, elbette insan kaynağı ve diğer unsurlar, mevzuat tarafları da dâhil olmak üzere belki 2025'te değil ama çok da gecikmeyen bir süre içerisinde biz bu iddialı hedefleri tutturabileceğimizi düşünüyoruz efendim.