KOMİSYON KONUŞMASI

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakanım, değerli bürokratlarımız; gecenin ilerleyen saatinde Millî Savunma bütçemizin ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Birçok konuya değerli arkadaşlarımız görüşleriyle katkı sundular ancak birkaç yaşanan vaka var ki bunları da paylaşmayı bir görev sayıyorum.

Sözleşmesi biten uzmanların sayıları da oldukça kabardı ama sosyal bir vaka hâlinde her gün her birimizi, bizler öyle, iktidar partisi arkadaşlarımız da tahmin ediyorum öyle... Üniversitelerde, illerde de bunlarla ilgili bir çalışma yapıp, bir süre verip, "şu süre içerisinde" deyip kamuda istihdam edilebilir mi Sayın Bakanım? Ayrıca, bu arkadaşların birçoğuyla konuştuğumuzda, zor bölgelerde görev yaptıkları için ciddi bir rehabilitasyondan geçmeden de normal görev yapamayacaklarını -eski bir öğretmen kökenliyim- görebiliyorum. Yani, kesinlikle bu arkadaşların önce bir rehabilite edilip, uzmanlık alanlarına göre devlet "şu şu kurumlarda" deyip bunlara bir seçme hakkı vermeli ve önlerini açmalı. Birçoğundan "Eşimden ayrılmak üzereyim, ayrılıyorum, ayrıldım. Bugün çocuklarımla okuldan çıkışta kavgalıydım." gibi vakaları çok duyuyoruz.

Yine, gaziliğin bir tanımının yapılması da gerekiyor. Zonguldak Milletvekilimiz de bazı konulara değindi. Artık İstiklal Savaşı gazilerimizin nesli kalmadı, Kore gazilerinin sayıları sınırlı bir hâlde. Ama, şimdi, doğu, güneydoğuda ve askerlik görevini yaparken farklı şekilde gazi olan askerlerimiz var, yurttaşlarımız var, bunlara göre bir düzenlemenin yapılmasının doğru olacağına inanıyorum.

Yine, gazi ailelerinin ve gazilerin ÖTV indiriminden yararlanma gibi bir talepleri var Anadolu'da. Bunu, ben çok da böyle insanlarla iç içe oluyorum bütün arkadaşlarım gibi, bu alandan bu şeyi alıyorum. Tokat'ta en son seçim öncesi ve sonrası ziyaret ettiğim gazi derneklerinden bu talebi aldık. Yani, "Hiç kimsenin elinde değil gazi olmak." diyorlar. Yani, özürlü insan, elbette onun da elinde değil. Her birimiz engelli adayıyız. Ama, böyle bir hakkın tanınması -bilmiyorum, Türkiye çapında sayıları ne kadar bunların- öyle bir bütçe noktasında da olaya böyle bakılmadan değerlendirmeleri gerekir diye düşünüyorum bu taleplerinin.

Bir diğer konu da er ve erbaşlarda şehit olduğu zaman aile bireyi yani kardeşleri askere alınmıyor ama maaş alan subay, astsubay düzeyinde biri şehit olduğunda onun kardeşi askere alınıyor. Nedir gerekçe? Bu maaşlı asker ama ateş düştüğü yeri yakıyor, olaya o boyutuyla bakmadan bu yönlü bir değerlendirmenin de bir sosyal vakanın giderilmesi ya da hafiflemesi noktasında katkısının olacağına inanıyorum Sayın Bakanım.

Ülkemizdeki gerginlikler noktasında, tabii, Türkiye yörede böyle bir ağabey ülke, ara bulucu, eskiden beri tarihin yüklediği misyonu değerlendirebilir bir konum ve şansını yitirdi. Az sayıda ülkelerle ortak hareket edebiliyoruz ve ülkemizin devlet yapısında ciddi bir oynama olduğu için geleneksel diplomatik teamüller ve belli kurallar da artık yok, biraz daha işler kişilere dayalı ve keyfiyetçi gidiyor. Bu anlamda da yeniden o ayarlarımıza dönebilmemiz için, Sayın Bakanım, sizin çaba sarf etmenizi istiyoruz, usulünüz de, üslubunuz da buna elverişli, lütfen, Kabinede bu yönde bir çaba sarf edin.

Doğu, güneydoğudaki olaylara gelince değerli arkadaşlar, hepimizin büyükleri bu ülkeyi omuz omuza dayanışarak, birbirini anlayarak kurdular. Ama, bugün geldiğimiz noktada, gelişen dünyada biz yakın olduğumuz noktalarda değil de ırak olduğumuz noktalarda işimizi zorlaştırmaya özen gösteriyoruz. Bu konuda birinci sorumlu iktidardır ve Hükûmettir. Kesinlikle bu konuda Parlamentoda bulunan diğer siyasi partilerin grupları, ülkemizdeki sivil toplum örgütleri, ama akıllı, akılcı, hissi davranmadan, öfkeye kapılmadan doğru bir projeyle ülkemizde bozulmuş barışı tesis etmekle mükellef. İşin başından bu yana Cumhuriyet Halk Partisinin bu konudaki görüşü çok net. Çözüm kapalı kapılar arkasında, sınır ötelerinde değil, bu ülkeyi kuran iradenin yeri, odağı Türkiye Büyük Millet Meclisi diyoruz.

Bütçemizin tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, hepinize iyi sabahlar diliyorum, akşam kalmadı çünkü.