KOMİSYON KONUŞMASI

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Hocam, bir iki şey sormak istiyorum öncelikle yani yanlış anlaşılmasın.

Şimdi, bizim işimizde işveren arkadaşlarımız da var, iş dünyasından gelenler de var. Bir işin tanımı başında yapılır, bir dahaki seneye de hedef konur -bütçe de ona göre- hedefe göre ikramiye mi vereceksiniz, onun tanımı bellidir. Şimdi, benim burada anlamadığım "Bir uzman olabilir, uzman yardımcısı olabilir, kıdemli uzman olabilir, başuzman olabilir." dediğiniz zaman bunun ucu farklı yere gidip objektif değerlendirme yapılamaz Sayın Hocam, yanlış anlamayın.

Bir diğer konu da bilim kurulu olarak da değiştiniz, yönetim kurulu değişti ya, yönetim kurulu üyelerinden muhakkak profesör, doçent de vardır. Bunlar da ileriki günlerde değişik projelerde, o tür projelerde görev alabilecekler mi, onlara da bir değerlendirme yapılıp ücret ödenecek mi? Özellikle onu soruyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yönetim kurulu üyeleri kurul üyeliği ya da hakemlik yapıp para alabilir mi?

TÜBİTAK BAŞKANI ORHAN AYDIN - Şimdi, bizdeki en önemli kıstaslardan biri bu. Çıkar-çatışma dediğimiz olay ve karar silsilesi dediğimiz olay. Ben TÜBİTAK Başkanı olarak, şu an, efendim, hiçbir projede görev alamam, değerlendirmede görev alamam.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Hakemlik yapamazsın.

TÜBİTAK BAŞKANI ORHAN AYDIN - Hakemlik yapamam çünkü nihai karar verici, kararlardan, kurullardan geçtikten sonra altına imza atan benim. Yine, bu sistematik üzerinde değerlendirdiğinizde bize gelene kadar alt kurullarda kararlar alınıyor, yönetim kurulu üyelerini de öyle düşünün. Yönetim kurulu üyesi kararlara imza atıyorsa o yönetim kurulu döneminde TÜBİTAK'a işte proje sunma, TÜBİTAK'ın kaynaklarından yararlanma, değerlendirme gibi o verdiği kararlar çerçevesindeki fiilleri yerine getiremez.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Ben sizi tenzih ederek söylüyorum, bazı kurumlarda duyuyoruz, kurum içinde yönetimde çalışıyor, sonra ayrılıyor, dışarıdan iş takibi yapıyor; bu tür sıkıntılar...

Bir diğer sorum da şu olacak: Size ayrılan yıllık bütçede totalde bütçenin yüzde kaçı en fazla verilebilir? Öyle bir koşul var mı?

TÜBİTAK BAŞKANI ORHAN AYDIN - Tabii, bunu kesinlikle biz Avrupa Birliğiyle de karşılaştırdık, Sayın Bakanımın döneminde de bu "etki analizi" dediğimiz her bir program özelinde şu an yüzlerce program uygulanıyor bizde, çeşit çeşit programlar sanayiciye... Her bir program özelinde, bir, ilk programı tasarlamadan önce "düzenleyici etki analizi" dediğimiz, bir de gerçekleştirmeden sonra; her programın bir amacı olur, bir hipotezi olur; bu gerçekleşti mi, gerçekleşmedi mi? Genelde Avrupa Birliğinde, Amerika'da NIST gibi yerlerde bu tür programların değerlendirme ücretleri yüzde 10'un altındadır. Çok kıymetli bir şey, objektif değerlendirme, doğru değerlendirme, nesnel göstergelere göre değerlendirme çünkü onların ellerinde karar verirken soru setleri var, kendi öz değerlendirmelerini de katıyorlar. Bizde ise bu yüzde 4'ler, yüzde 5'ler civarında; programa göre değiştiğini de söylemek durumundayım. Harcadığınız emeğe, programın niteliğine... Örneğin bir programımız var tersine beyin göçü için -Sayın Bakanım çok iyi bilecek- yurt dışında temayüz etmiş, önemli başarılara imza atmış bilim insanlarını üniversitelerimize çağırıyoruz. Mesela bunları değerlendirecek... Veya "Üniversiteler platform kursun." diyoruz. Orada Türkiye'nin en önde gelen üniversiteleri, birkaç üniversite, sanayici, kamu kuruluşları bir araya geliyor. Program zorlaştıkça, seçtiğiniz hakemin niteliği de yükseliyor. Dolayısıyla, söylediğimiz performansı öyle algılayabilirsiniz.

Ama toplam ödediğimiz ücretle ilgili, onu tekrar söyleyeyim, ona da dikkat ediyoruz çünkü elimizdeki kaynaklar destek sınırlarımızda bazen, işte, bir proje diyelim 70 başarıdır -Sayın Bakanım, çok iyi biliyorsunuz- ama elinizdeki kaynak tanımlar. Örneğin, bir ülkeyle birlikte, Japonya'yla birlikte ortak çağrıya çıkıyoruz, Çin'le birlikte ortak çağrıya çıkıyoruz, Türk Cumhuriyetleriyle birlikte ortak çağrıya çıkıyoruz, Avrupa Birliğinden birçok ülkeyle Avrupa Birliği fonları dışında ortak çağrılara çıkıyoruz ve bu ortak çağrılarda onlar "Biz bu kadar koyarız." diyorlar "Biz bu kadar koyarız." diyoruz. Sonrasında örneğin 100 başvuru oluyor ama koyduğumuz fon... Biz diyoruz ki: "Bizim tarafta biz 10 destekleyebiliriz." Karşı taraf da diyor ki: "Biz en fazla 8'i destekleyebiliriz." Dolayısıyla, 8, yukardan aşağı 8, bütçe elveriyorsa 10, yukarıdan aşağı 10. Böyle bir adaletli değerlendirme sistematiğinde yıllardır süregelen değerlendirme süreçlerimiz var.

Teşekkür ederim.