KOMİSYON KONUŞMASI

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Yani cezasızlıktan kasıt, suçluların tamamen cezasız kalması meselesi değil, cezasızlığın hukuken karşılığı ki Sayın Akarca da çok net bilir yani özellikle kamu görevlileri tarafından yapılan ya da kamunun göz yumduğu kimi meselelerin cezasız bırakılması ve devlet politikalarının buna yansıma biçiminden dolayıdır, yoksa "Her suç cezasız kalıyor." anlamında söylemiyoruz. Mesela, politik olarak kadına karşı şiddetle ilgili bir bütünsel politika olmadığı için cezasızlıkla karşılaşması yani o suçun gerektiği gibi soruşturulmaması, kovuşturmanın gerektiği gibi olmaması, infaz aşamasının gerektiği gibi yapılmaması yani bir bütüne onarıcı adaletin sağlanmaması... Aslında cezasızlıktan kasıt, tek başına ceza alıp almaması gibi bir mesele değil yani ve politik tercihlerle alakalı bir mesele.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Evet yani aslında keşke o konulara başka bir zamanda geniş yer ayırabilsek. Burada Kamu Başdenetçimizin ve Kurumunun faaliyetlerini dinlediğimiz için çok dallanmasın diye girmeyeceğim ben.

Teşekkürler.

Buyurun Sayın Başkan.

KAMU BAŞDENETÇİSİ MEHMET AKARCA - Şimdi, Sayın Başkanım, aslında cezasızlık algısıyla ilgili olarak yine bunun giderilmesi için yargı stratejisine bize öneride bulunduk. Yani Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yargı strateji eylem planı açıklanacak, biz oraya öneride bulunduk. Tabii, bizdeki asıl sorun ceza verilmemesi, soruşturma yapılmaması, yargılama yapılmaması değil, uzun süren soruşturma ve uzun süren yargılama sonucunda insanlar bıkıyor, orada ceza aldı mı almadı mı, girdi mi girmedi mi, infaz etti mi, etmedi mi, sorun bu. Yani, biz cezaları bir türlü kesinleştiremiyoruz. Sürekli kanun değişikliği -az önce Sayın Başkanımız da ifade etti- oldukça dosyalar sistemden çıkmıyor, sistemden çıkmayınca da bu sefer toplumda bir cezasızlık algısı oluşuyor. Cezaevlerinde şişme olunca da "Hadi, İnfaz Kanunu'nda işte bir düzenleme yapalım, iyileştirme yapalım, bazı suçlarda işte denetimli serbestliği biraz genişletelim." düşüncesi oluyor bu takdirde de. Bu sefer de bir ara oldu pandemi döneminde, altı yıl hapis cezası alan sadece girdi-çıktı yaptı. Açık cezaevinde olanlar zaten serbest bırakıldı, onlar on yıl boyunca geri kalan süreyi infaz etmediler artık neredeyse. Şimdi, buradaki asıl problem, bizim yargılama sistemindeki yavaşlık. Bunu bir türlü hızlandıramadık. Yani bütün çabalarımıza, bütün gayretlerimize rağmen bunu maalesef hızlandıramadık. Yani devletimiz, Hükûmetimiz gerçekten de yargıya çok büyük kaynak aktardı yani bina, personel alımı, hâkim, savcı sayısının artırılması, UYAP altyapısı, elektronik donanımlar yani uluslararası alanda gerçekten ama her şey işte söylediğiniz gibi kanunla çözülmüyor, nitelikli, kaliteli hukukçu yetiştirmenize bağlı. Şu anda da genç arkadaşlarımız var. Deneyim anlamda biraz bu konuda hâlen açığımız var, eksiğimiz var gerçekten.

Şunu ifade etmek isterim: Özellikle ilköğretimde dört, yedi ve dokuzuncu sınıflarda vatandaşlık bilgisi derslerinde Kamu Denetçiliği Kurumunun tanıtımıyla ilgili müfredata ekleme yaptırdık yani Millî Eğitim Bakanlığı bunu sağladı sağ olsunlar, zaman zaman bizim denetçilerimiz de ilkokula başlıyor. Çünkü eğitim ailede başlıyor, okulda devam ediyor ve çok küçük yaşta insanların bunun, hak arama bilincinin gelişmesi gerekiyor. Bize çocuklar müracaat ediyorlar, çok ilginç talepte bulunuyorlar yani "İnternetim bağlanmadı, ders çalışamıyorum." işte "Annem telefonumu aldı, sosyal medyamı kapattı." Yani aklınıza ne geliyorsa. Ya da işte "Derslerde öğretmen işte bana kötü davrandı, beni ayakta bekletti." Yani bunlarla ilgili çok örnekler var, yüzlerce örnek var. Yani çocuğu ayakta bekletmiş, biz idareye göndermişiz, idare disiplin soruşturması açmış, o öğretmene kınama cezası vermiş, bunların sonuçlarını alıyoruz. Bunlar var, hepsi. Bunlar hep çocukların başvuruları üzerine. Tabii, buna ilişkin olarak da birçok tavsiye kararlarımız var çocuklarla ilgili olarak.

Yine, Kamu Denetçiliği Kurumuna başvuru yapılmasının yaygınlaşması için bilgilendirme çalışmasından bahsettik. İşte bunda en önemli şeylerden bir tanesi TRT. Tabii bizim "web" sayfamız var ve burada da gerçekten bize başvuru usulü çok basit aslında; e-devlet üzerinden başvuruda bulunulabiliyor, bizim kendi "web" sayfamız üzerinden başvuruda bulunulabiliyor, kaymakamlıklar, valilikler aracılığıyla başvuruda bulunulabiliyor, kendisi kuruma gelip dilekçeyi vermek suretiyle başvuruda bulunabiliyor. Orada da aradığımız yani öyle bir şey değil; adı, soyadı, T.C. kimlik numarası, yerleşim adresi yani ikametgâh adresi ve hangi idareyi muhatap alıyor, konu ne, o menfaat ilişkisi ne. Yani işte, kendisini ilgilendirmiyorsa burada bir menfaat şartı aranıyor.

Yine, 100'ün üzerinde ombudsmanlık kurumu kulüplerimiz var üniversitelerde, bunu önemsiyoruz. Hukuk fakülteleriyle bu anlamda çok ciddi işbirliklerimiz var. Ben göreve geldikten sonra da geri kalan yeni üniversitelerde de ombudsmanlık kulübünün bulunmadığı üniversite rektörlerine de yazı yazdık, kendilerinden rica ettik "Bu kulüpleri kurun, isimleri bize bildirin, onlarla irtibat kuralım, onları davet edelim ya da biz kendimiz de o etkinliklere gidelim." diye. Tabii, öğrencilere eğitim verilmesi, öğretmenlere eğitim verilmesi çalışmaları da bizim kurumumuzda yapılıyor.

Bir diğer konu, özellikle şununla ilgili olarak söylemek istiyorum: Ocak ayı itibarıyla Meclisteki Karma Komisyonda bu seçim gerçekleştirildi, iyi bir uzman kadromuzun olduğunu belirttim. "Kadın sığınmaevinin yani işleme birimi olan ŞÖNİM'lerle ilgili, koordinasyon açısından gerçekten eksikliklerle ilgili başvurular noktasında yine tavsiyeniz var mı?" denildi. Bizim de burada gönderme ve dostane çözüm kararlarımız var. Tavsiyeye gelmeden sorun çözüldü. Bunlarla ilgili olarak bu memnuniyet verici. Önemli olan, tavsiyeye gitmeden, basit bir şekilde idare bunu çözebiliyorsa bu bizim için de vatandaş için de çok memnuniyet verici bir durum oluyor.

Bizim resen inceleme yetkimizin olmadığını belirttik. Yıllık raporlarda bu yetki istendi. Yani bu, yasal düzenlemeyi gerektiriyor. Tabii, on iki yıllık uygulamada kanunda eksikliklerimiz nelerdir, bunları da zaman zaman tartışıyoruz. Yani bizim gerçekten de kurumdaki personelimizin de bu şekilde bir talebi var.

Kadına karşı, tabii, cezasızlık algısını söyledik, konuştuk.

Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili kısmen tavsiye, kısmen ret kararlarımız var. Hatta benden önceki Şeref Başkanım anlatmıştı, Kızılay'da meşhur sokakta bulunan yerde hep polisin bir karakolu vardı, bizim tavsiye kararımız üzerine Sayın Süleyman Soylu bizzat gidip o polis noktasını oradan kaldırdı. En çok gösterilerin olduğu yer nokta, Yüksel Caddesi. Bir İnsan Hakları Anıtı vardı orada, etrafında hep böyle bir şey oluşturuluyordu. Yani bunları hani reklam olsun diye söylemiyorum ama yeri geldiği için, aklıma geldiği için söylüyorum.

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - Yok, yok, bir tavsiye kararı 8 Mart için yapılabilir yani.

KAMU BAŞDENETÇİSİ MEHMET AKARCA - Biz "Ombudsman Halkla Buluşuyor" toplantılarının en az 47 ilinde kadın STK'leri davet etmişiz, böyle bir bilgi var bizim kendi kurumumuzda. Yine buna ilişkin olarak "Ombudsman Halkla Buluşuyor" toplantılarımızda STK'ler, Aile Bakanlığı, il müdürleri, valiler bu çalışmalara katılıyorlar. Normalde, tabii, kurumumuzda, dediğim gibi, menfaat aranıyor ancak geçenlerde vardı, işte, Hekimler Birliği, İzmir'den böyle bir şey var, kendisine bağlı bir doktor, Birliğe bağlı bir doktor bir disiplin cezası almış, başhekim çağırmış, gitmemiş, ondan sonra da ona bir kınama cezası vermişler. İncelemeyi yaptık, getirdik bilgileri. Kendisi "İşim vardı, gidemedim o anda, benimle ilgili tutanağın bir örneğini bana verin." dediler "Vermedi." diyor. Biz de "Burada savunma hakkı kısıtlanmıştır." dedik ve Sağlık Bakanlığına ve ilgili il sağlık müdürlüğüne bir tavsiye kararında bulunduk ve ilgili başhekimliğe.

Ben genel anlamda hani bunu ifade etmek isterim: Kamu Denetçiliği Kurumunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında bizim yönetmeliğimizde özel düzenleme gereği kadın ve çocuk alanında menfaat şartını aramıyoruz yani burada başkası da bizi bilgilendirmiş olursa "Şu kadının şöyle bir mağduriyeti var ya da şu çocuğun şöyle bir mağduriyeti var." dediğinde... Bu, dernek olur, vakıf olur, üçüncü kişiler olabilir. Çünkü o kadın bunu söyleyebilecek fiziksel imkânı da bulamayabilir, haberleşme imkânı bile olmayabilir yani veya onu akıl etmeyebilir ya da cesaret etmeyebilir yani bir tehdit altındadır. Bunlar da bize başvuruda bulunulduğu takdirde bunun incelemesini yapıyoruz.

Ben tekrar teşekkür ediyorum Başkanım, sabırla dinlediniz.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Biz çok teşekkür ediyoruz Sayın Başkanım, katkı ve katılımlarınızdan dolayı hem size hem ekibinize çok teşekkür ediyoruz.

Sorusuna yanıt alamayan kıymetli vekillerimiz var mı ya da ekleme yapmak isteyen? Bu kadar demokratik bir Komisyonda...

KAMU BAŞDENETÇİSİ MEHMET AKARCA - Yani elimizden geldiği kadar ben açıklığı, samimiyeti severim, hiç lafı kıvırmayı da sevmem. Yani bizim de eksikliklerimiz vardır, zaman içerisinde bunu gidermeyi istiyoruz. Önemli bir kurum, anayasal bir kurum, yasal bir kurum, hak arama kurumu ama yeni bir kurum. Yani benden önce görev yapan, gerçekten 2 Başdenetçimiz de hem kurucu Başdenetçimiz Sayın Mehmet Nihat Ömeroğlu o da Yargıtay üyesiydi, yine Sayın Şeref Malkoç hem hukukçu hem Milletvekiliydi, onların ve çalıştıkları denetçi arkadaşlarımızın, uzman arkadaşlarımızın da bu kurumda çok büyük emekleri var. Biz kurumun önemli olduğunu düşünüyoruz. Bazen verdiği bir kararla belki 50 bin kişiyi, belki 100 bin kişiyi ilgilendiren bir karar veriyoruz. Mesela HGS'lerle ilgili bir karar vardı, şimdi Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımıza da bir bilgi notu gönderdik, şu anda işte bu millî parklara HGS'ler konuldu, ilk geçişte 10 kat ceza. İlkinde de vardı biliyorsunuz, kara yollarında, bu otoyollarda HGS sisteminde 10 kattı, sonra tavsiye kararları sonucunda bir yasa değişikliğine gidildi, biliyorsunuz, ilk geçişte on beş gün içinde ödenirse ceza ödenmiyor, sonraki on beş günden sonra ödenirse 1 kat, daha sonra giderse kademeli olarak 4 kata kadar çıkıyor. Ama şimdi şu anda işte, millî parklarda yanlışlıkla geçerseniz 10 kat çünkü onlar PTT'yle bir anlaşma yapmış, bu sorunu da çözmek için bir yasa düzenlemesi gerektiğini biz Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımıza ziyarete gittiğimizde de kendisine bir bilgi arzında bulunduk. Zaman zaman bunlar da oldu.