Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Kurumun kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda görüşleri, kurumsal paylaşımları, faaliyetleri ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 09 .01.2025 |
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Sorudan ziyade kayıtlara geçmesinde yarar gördüğüm bir hususu izninizle belirtmek istiyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Estağfurullah, buyurun.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - 2010 Anayasa değişikliğiyle Türkiye'de Kamu Denetçiliği Kurumu kuruldu; 2012'den itibaren de görev yapıyor, bugüne kadar hiç kadın Başkanı olmadı ve üye kompozisyonuna baktığımızda 6 kişiden oluşuyor; bir tek Fatma Benli var -ki benim değerli bir meslektaşım, biz Türkiye İnsan Hakları Kurumunda birlikte çalışmıştık- geri kalan 5 üye erkek.
Şimdi, gene, insan haklarıyla alakalı bir başka kurum: Anayasa Mahkemesi, 15 üyesi var, içinde 1 kadın yok.
Sizin Kurumunuza bakıyorum, sizin Kurumunuzda 1 kadın yardımcınız var, gerisi erkek.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Bizi de söyleyin Hocam, bizim Komisyonu da söyleyin.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Şimdi, olgular kadar algılar da önemli. Yani, mesela, biliyorsunuz, Avrupa'daki birçok kurumda bu sayısal dağılıma ehemmiyet verildiği için Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki temsilcisi bir bayan hukukçu, o da benim değerli bir meslektaşım.
Şimdi, bunun kayıtlara geçmesi gerekiyor çünkü bütün bu kurumlar aslında aynı anda hem kadınların hem erkeklerin ihlal edilen haklarını denetliyorlar ve karar veriyorlar. Dolayısıyla, ben bunun kayıtlara geçmesini istedim. Türkiye'de çok değerli, alanında hakkaniyetli ve hukuka uygun karar vereceğine güvendiğimiz kadın meslektaşlarımız var. Sizin şahsınızı tenzih ederek söylüyorum Hocam, lütfen üzerinize alınmayın, gayet etkin olarak görev yapıyor Kurumunuz ama bunu bir temenni olarak düşünelim. Mesela, ben sizin Kurumunuza bu sebeple müracaat etseydim "Türkiye'de insan haklarını korumaya matuf olarak kurulmuş kurumlarda kadının temsili tatminkâr değildir. Bunun için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyorum." diye nasıl bir raporlama yapacaktınız?
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Deneyelim Hocam.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Deneyeyim mi?
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Buyurun Sayın Başkan.
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU BAŞKANI MUHARREM KILIÇ - Saygıdeğer Hocam, teşekkür ediyorum.
Bu bizim alt komiteye önce evraklarımızı teslim ettik, niyet beyanımızı sunduk akreditasyon için, sonrasında da mülakata çağırıyorlar. Doçentlik mülakatı sonrasında ilk mülakatımdı herhâlde. Ondan sonra mülakatta da dile getirdiler, "Cinsiyet temelli bir eşitlik durumu Eşitlik Kurumunda söz konusu değil. Üye sayınızda 11'e karşı 2 kadın üyeniz var." dediler saygıdeğer hocamın da ifade ettiği üzere. Ben de şöyle bir olgusal şeyi ifade ettim tabii ki hak vererek: İşte o dönem 10 koordinatörümüz vardı, 7'si kadındı. Şimdi, biraz değişti koordinatör sayımız. Koordinatörümüz Ayrımcılık Birimi Koordinatörü Gizem Hanım -yenice, belki altı ay falan oldu- uzman oldu. Biz buna fiilen hem görünürlükte dikkat ediyoruz, yaptığımız bütün etkinliklerde mutlak surette kadın-erkek eşitlik dengesini mutlaka dikkate alıyoruz ama yeterli mi? Değil. Tabii ki hocamın endişesine aynen katılıyorum. Orada da akreditasyon açısından da bir öneri yani cinsiyet eşitliğinin yasal bir güvence altına alınması noktasında bir tavsiye var, buna ben de aynen katılıyorum.
Uzman ve uzman yardımcılarımız bizim elimiz ayağımız, her şeyimiz. Oradaki oranı sizlerle paylaşayım: 53 kadın, 29 erkek.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Nerede bu?
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU BAŞKANI MUHARREM KILIÇ - Bizim Kurumumuzda Saygıdeğer Hocam.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Uzmanlar.
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU BAŞKANI MUHARREM KILIÇ - Uzman ve uzman yardımcıları.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Zaten buradaki ekibiniz de güzel, onun farkındayım ama bu temenniyi siz de kabul ediyorsunuz.
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU BAŞKANI MUHARREM KILIÇ - Kesinlikle kabul ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Ben de bir ekleme yapayım izninizle.
Tabii, kıyaslama olmadan gerçeğe ulaşmak zor oluyor. Dünyaya baktığımız zaman küresel boyutta mesela, kendisine "süper devlet" diyen Amerika'ya bakıyoruz, kadın Başkan adayları oldu ama hiç kadın Başkan olmadı Amerika'da ama Türkiye'de bir kadın Başbakan gördük değil mi? Tansu Hanım Başbakanlık yaptı.
Şimdi, az önce soru üzerine de Kayıhan Vekilimizin sorusu üzerine de yanıt verdiniz yani "eşitlik ve hakkaniyet" "eşitlik ve adalet" kavramları birbirinden farklı. Bazen eşitlik, adaletsizliğe yol açabilir. Mesela "İnsanlar eşittir, 15 yaşındaki bir genç ile 30 yaşındaki bir sporcu aynı ağırlığı kaldıracak." dersek olmaz değil mi? Şartlara göre düzenlemeler yapılıyor, adaletsiz olur bazı eşitlemeler. Eşitlikten ne kastettiğimizi aslında biliyoruz yani yasa önünde kadınlar da ayrımcılığa uğramasın, toplum önünde de toplumsal görevlerde de ayrımcılığa uğramasın. Onları anlıyoruz hepimiz, biliyoruz, kabul ediyoruz ve destekliyoruz ama şimdi Özbudun Hocamın söylediği gibi kadın olması nedeniyle bu işler engelleniyorsa -zaten bizim Komisyonumuzun da araştırma, inceleme, uyarma ve çözme görevi var- buna dikkat etmemiz gerekiyor ama liyakat de önemli değil mi, ehline vermek gerekir.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Ama Türkiye'de liyakatli kadınlar var bu anlamda.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Tabii, tabii, önlerinin açılması lazım.
Mesela, ben "Özbudun Hocam kadın olduğu için profesör oldu, ben de hukukçu olmak istiyorum ama erkek olduğum için olamıyorum." desem ne olur değil mi? Şimdi, sözlerden çok gerçeklere bakmamız gerekir. Çok başarılı bir profesör, rahmetli eşi de öyleydi.
Şimdi, algılar ve olgulardan da söz ettik, dün de söz edildi. "Algılar yoktur, olgular vardır." dedi bir üyemiz; ben sonra baktım, Nietzsche'ye ait bir sözmüş, filozofa ait. Hepsi var, algılar da var, olgular da var ama artık günümüzde algılar olguların önüne geçmiş vaziyette yani siz sembolik etkileşimle bir gerçeği yok edebiliyorsunuz, olanı olmamış, olmamışı olmuş gibi gösterebiliyorsunuz. Sembolik etkileşim, simgesel etkileşim çok önemli; liyakate vurgu yapmaya çalıştım.
Özbudun Hocam, itirazınız varsa buyurun.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Şöyle: Sayın Başkanımız benim önerimi ve temennimi kabul etti.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Tabii, tabii, biz de destekliyoruz.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Bu açıklamalarınızdan sizin etmediğiniz sonucunu çıkarmıyorum ben, çıkarmak istemiyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Tabii ki, öyle bir ses tonuyla söylerseniz de asla itiraz edemeyiz.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Tabii ki.
Bir hususa işaret edeyim, belki hep birlikte bunu araştırabiliriz. 2010 yılında Anayasa'ya bir hüküm eklendi; kadınlar da dâhil olmak üzere dezavantajlı gruplar lehine pozitif ayrımcılık kuralı. Acaba, kadınlarla ilgili olarak ne kadar yasal düzenleme yapıldı? Mesela, cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye'de aslında uygulamada var bu yönde kanunlar. Şimdi -hocamız da bilir- örneğin, emeklilikle ilgili, hizmet akdiyle çalışanlar bakımından erkekler daha çok iş günü çalıştıktan sonra emekliliğe hak kazanırken kadınlar daha az iş günüyle çalıştıktan sonra emekliliğe hak kazanıyor veya çalışmayan bir kadın babası vefat ettiğinde onun emekli maaşını alabiliyor ama erkek çocuk alamıyor 25 yaşından sonra; bunlar hep öteden beri var olan kurallarımız. Bu Anayasa değişikliği kabul edildikten sonra kadınlar lehine pozitif ayrımcılık sağlayan düzenlemeler oldu mu? Belki siz de bunu araştırabilirsiniz Sayın Hocam.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Teşekkürler Hocam.
Buyurun Muharrem Bey.
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU BAŞKANI MUHARREM KILIÇ - Bu noktada, tabii, özellikle Women 20 de kuşatıcı, kapsayıcı ve sürdürülebilir kadın istihdamı konusunda önemli bir adımdı. Bu noktada, aslında, önemli bir meseleyi hocam, sayın üyemiz ifade edince... 2016 yılında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na eklenen 43'üncü madde kapsamında ebeveynlere tanınan, çocukları mecburi ilköğretim çağına gelene kadar kısmi zamanlı çalışma imkânının uygulamaya geçirilebilmesi için uygulama yönetmeliğinin en kısa zamanda çıkarılması... Bu, bizim 2021 Yılı Ayırımcılıkla Mücadele Raporu'muzda yer verdiğimiz bir tavsiyeydi; bu gerçekten önemli. Hani pandemiyle birlikte bu küresel ölçekte daha şey hâle geldi yani herkes her yerde, her yer ofis, her yer iş yeri, bu her yerdelik... Hakeza eğitim öyle, artık platformlara taşındı. Bu noktada, aslında bu esnek çalışma noktasında bu uygulama yönetmeliğinin çıkarılması ciddi anlamda belki bir istihdam noktasında ve belki pozitif ayrımcılık -hocamın ifade ettiği üzere- kapsamında değerlendirilebilir. O şeyi de izleme konusunda çıkarılan yasal düzenlemeleri de pozitif ayrımcılık çerçevesinde dikkatle not aldık.