Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Muharrem Kılıç'ın, Kurumun kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda görüşleri, kurumsal paylaşımları, faaliyetleri ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 09 .01.2025 |
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım, ben de teşekkür ederim sunumunuz için.
Evet, siz güzel örneklerden de bahsettiniz yani başvurularla ilgili ve bazı ülkelerdeki çalışmalardan da bahsettiniz. Türkiye 28 Şubat sürecinde -ve tabii, öncesi de olmak üzere- aslında insan hakları açısından -kadın hakları açısından da diyebiliriz- en büyük mağduriyetlerin yaşandığı dönemi yaşadı çünkü başörtülü öğrenciler ya da kız çocukları ya da kadınlar en temel insan haklarından mahrum kaldılar.
Tabii, sizin kuruluş yılınız 2016; bu anlamda, kuruluş öncesi başvurular yapılabiliyor mu? Yani ben de dâhil olmak üzere bu öğrencilerin hak ettiğimiz hâlde staj yapamama, seçtiğimiz okula kabul edilememe ve bunun açık seçik olarak söylenmesi şeklinde yaşadığı birçok mağduriyet var. Sadece, tabii, devlet kurumları, üniversiteler değil, aynı zamanda özel sektörde de hâlen devam eden bir ayrımcılık var. Örneğin, bazı marketlerin iş görüşmelerinde başörtülü kasiyer çalıştıramayacağını ya da çok başarılı bir mühendisin açık olarak başladıktan sonra -bilinen bir markada hatta- başörtü taktıktan sonra işine son verilmesi gibi daha nice örnekler var; bunlarla ilgili başvurular alıyor musunuz? Elinizde bununla ilgili bize sunacağınız örnekler var mı? Ve aynı zamanda, vatandaşlar sizin kurum olarak yaptığınız bu önemli hizmetten ne kadar haberdarlar, bunu da çok merak ediyorum.
Ücret olarak üst sınır 140 bin diye okudum, yanlış mı bilmiyorum yani bu ne kadar etkili olabiliyor acaba hani insanların hayatlarının mahvolduğunu da düşünürsek?
Çocuk sığınmaevlerini, yaşlı bakımevlerini ziyaret ediyorsunuz; ŞÖNİM'leri de ziyaret ettiniz mi? Mesela, bu, bizim Komisyonumuz açısından önemli; belki bu anlamda da bir çalışma yapılabilir, bu anlamda da belki katkılarınız olabilir.
Ben de aynı şekilde, başvuru sayısının acaba... Çünkü biz burada kadına yönelik ayrımcılıktan bahsediyoruz; hani, bizim çalışmamıza göre sanki az gibi geldi. Yani, inşallah, az olması, tabii, bir yandan da güzel bir şey ama acaba insanlar haberdar değiller mi, onu merak ettim.
Bir de artık farklı bir dünyadan bahsediyoruz. Tabii, siz de viral şiddetten bahsettiniz ama dijital bir dünya da var, burada da insanların yaşadıkları ayrımcılıklar var ve bu dünyada da hizmet sunan bazı platformlar var. Hizmetten yola çıkarak -hani bahsettiğiniz için söylüyorum- buralarda da insanlar başvurular yapabiliyorlar mı, yapıyorlar mı? İşte, ayrımcılık, cinsiyet anlamında ayrımcılık olabilir, başka başka ayrımcılıklar olabilir; bunlarla ilgili örnekler var mı, bunu sormak istedim.
Bir de sözü gelmişken, burada söylemek adına -bir görev olarak biliyorum- Turhan Selçuk adında bir karikatüristin -vefat etmiş bir kişi- maalesef, türbanlı, başörtülü, "Avrupa Birliği yolunda" diye İslam düşmanı, kadın düşmanı paylaşımlarıyla da çok iyi bildiğimiz bu şahsiyetin ismini bir kültür evine vermekle övünç kaynağı olarak kendisini anlatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu da buradan kınıyorum ve bu Komisyondaki arkadaşlarımızın da -parti gözetmeksizin- böyle bir ayrımcılığı alelade yapan kişinin isminin bir kültür evine verilmesinden dolayı da aynı şekilde desteklerini istiyorum.
Teşekkür ederim.