KOMİSYON KONUŞMASI

ŞAHİN TİN (Denizli) - Teşekkür ederim Başkanım.

Öncelikle Komisyonumuzu tebrik ediyoruz, hayırlı olsun diyorum; Başkanlığınızı tebrik ediyoruz, yeni Divanımız da hayırlı olsun. Geçen toplantıda olamadığım için... Mazeretimiz vardı, yurt dışı programımız olduğundan dolayı katılamamıştık. Hayırlı olsun inşallah.

Ben komisyonlarımızın değerli olduğuna inanıyorum. Tabii, bazı komisyonlar bazen siyasallaştırılabiliyor yani politik hâle getirilebiliyor ama bence komisyon kapısından içeri girerken kafamızdaki bu siyasal kimliklerimizin hepsini orada, kapıda bırakmak gerektiğini düşünüyorum. Amalar fakatlarla bu bilim, teknoloji yürümüyor. Bilim hep denemelerle yapılıyor; sanayi, teknoloji hep bu şekilde gelişmiştir. O zaman, belki de ülkemize en yararlı bir araştırma komisyonu olarak faydamız olduğunu ortaya koymuş olabiliriz ve neticelerle de Bakanlıklarımızın, kurumlarımızın önünü açmış oluruz; onlara daha çok destek vermiş oluruz çünkü biz sonuçta burada bir yapay zekâ yapmayacağız ya da yapay zekâyla işleyen bir robot yapmayacağız ama onların önünü açabilecek olan konuları veya engelleri kaldırarak daha çok hızlanmasına sebep olacağız.

Bu konuya girmeden önce de tabii, Bolu'da yaşadığımız feci olayla ilgili, yangınla ilgili de ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz ve yaralılara da şifa diliyoruz; tabii ki kalanlara da ailelerine de sabır diliyoruz. Büyük acı bir olay yaşadı Türkiye, ülkemiz; hepimiz üzgünüz bu anlamda.

Şimdi, Türkiye olarak biz, ülke olarak tabii ki endüstri, sanayi devrimlerini hep kaçırdık şimdiye kadar. Bunu siyaseten söylemiyorum yani ülke olarak geldiğimiz nokta ne yazık ki böyle. 4.0'da yakalamaya çalıştık sanayi devrimini, endüstriyi ama onda da tabii ki biz yaklaşıyoruz, onlar bir adım daha fazla koşuyorlar. O sebeple, en azından bu yapay zekâ alanındaki, bu yeni dünya gelişiminde bizim Türkiye olarak yerimizi almamız lazım, muhakkak almak gerekiyor ki... Çünkü bir insanoğlu var dünyada yaşayan ve ikinci bir yapay oğlu gelecek yani yapay zekâ; artık insan olarak bunu algılamamız gerekiyor ve onun da kurallarını koymak gerekiyor burada, öyle bir dünyayı keşfetmek gerekiyor. Onu da yapacak olan bizleriz ama herhâlde hepimizin korkusu veya... Biz işte okuyoruz bilim adamlarından veya filmlere bakıyorsunuz, oralar da bazı gerçekleri yansıtabiliyor. Bir de mesela, bazen şu da olabiliyor: "Uzaylılarla acaba dünyada ne kadar iletişime geçiliyor?" falan; bu tür şeyler de konuşulabiliyor.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sen film izleme, film çek bundan sonra.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Yok, bunların hepsi gerçek Ednan, seninle beraber şey yaparız.

Şimdi, buradaki gerçeklikleri, tabii, görmemiz lazım. Biz Türkiye olarak bu anlamda... Mesela, Amerika'nın altyapısı var baktığınızda yani bugün Amerika'nın Google'ı var, Microsoft'u var, Amazon'u var, OpenAV'ı var yani bir kere tabanı var, veri tabanları var, bizim öyle bir şeyimiz yok. Biz bütün gelişmelerimizi belki de onların üzerinden kullanmaya kalkarsak aslında bir anlamda bilgilerini de paylaşmış oluyorsun. O zaman, Türkiye olarak bizim öncelikle burada kendi ana veri tabanını oluşturacak bir "gov" yani burada Türkiye'nin yapmış olduğu işte bir "arama motoru" dediğimiz şeyi oluşturmamız lazım. Nasıl Rusya yaptıysa, Çin yaptıysa, Amerika, Avrupa, değil mi, birçok ülkeler yaptıysa bunu o şekilde geliştirmek lazım. Mesela, şunu da ben görüyorum, bakıyorum; işte, Amerika her şeye hâkim olmak için yapay zekâda bir yol alıyor, dünyayı hâkimiyet altına almak için baktığında. Avrupa Birliği daha insani, böyle biraz daha insan merkezli bir bakış açısıyla yapay zekâda gelişimi öne sürüyor ve insan güvenilirliğini ön plana çıkarıyor. Bu anlamda baktığımızda, birçok bölgesel ve ülkelerin de aslında değişik gözlerle ya da hedeflerle, amaçlarla bu alana yaklaştığını görmekteyiz. Mesela, Çin'e bakıyorsun, Çin'in hedefi var 2030'da dünya lideri olmak gibi. Bakıyorsunuz, bu önemli tabii ki... Bizim geçen yıl bir yurt dışı gezimiz olmuştu; Hong Kong'a, oradan Çin'e Shenzhen'e geçtik. Shenzhen'i de bu Silikon Vadisi gibi düşünün. Huawei'nin davetlisi olarak gittik biz, Sanayi Komisyonu olarak gitmiştik, orada gerçekten çok faydalı bilgiler aldık. Bu anlamda, yapılacak çalışmalarla ilgili bunu da önerebiliriz. Çünkü onlar bu tür organizasyonlarda hem destek veriyor, davet ediyorlar, Huawei'yle bir iletişime geçilebilir çünkü Çin de ayrı bir dünya, Uzak Doğu dünyasının oradaki bu anlamdaki bilgilerini almış olabilir diye düşünüyorum. Bunu organize edebiliriz Sayın Başkanım, bunu buradan belirtmek istedim.

Mesela, Kanada var, Güney Kore var yani bunlar da kendi alanlarında... Mesela, Japonya'nın çok ilginç bir şeyi var -gerçi siz de okumuşsunuzdur ama- insan robotunu geliştirirken daha çok diyor ki, hedefine şunu koymuş: "Bizim nüfusumuz yaşlanıyor -ülke nüfusu- yarın ileride bu yaşlılara bakacak olan insanların, robotların gelişimi." Bunun üzerine bir şey ortaya koyuyor, hem teknoloji çok yüksek o anlamda. Dolayısıyla bizim de yapay zekâda kendi hedeflerimizi koymamız lazım. Tabii ki korkularımız olacaktır çünkü kendi kendinize yarın şöyle düşünebilirsiniz -biz o günleri görür müyüz bilmiyorum tabii ki- bugün atom bombaları var, birçok hidrojen bombaları var, çok yıkıcı, dünyayı yok edecek bombalar var; yapay zekâyla bunlar aynı zamanda kontrol edilecek olursa yarın herhangi bir yapay zekâ kendi alanında geliştiğinde ve robotlar robotları yapabilecek duruma geldiğinde o zaman bombalar da anında patlatabilir. Mesela, o zaman insan elindeki güç nasıl kontrol edilecek, en önemli şeylerden biri bu. Ama biz tabii ki burada bence nasıl ilerleyebiliriz? Komisyon olarak da sizin Divan Başkanlığınızın vermiş olduğu listeye baktım, gayet güzel; orada birçok hoca var, sektör var, özel sektör var, kurum var, STK var, dernek var; onların içinden seçip buraya çağrılabilir.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Bize gelmedi öyle bir şey.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Şimdi bilgi verecek.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Pardon, Divan Başkanını yanlış söyledim.

BÜŞRA PAKER (İstanbul) - Divan Başkanlığı değil, şahsi bir çalışma.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - El altından almış yani boyut değiştirdi hepsi.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Yok, yok, anladım ben. Büşra Hanım'ın bize verdiği şey, tamam, pardon.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Büşra Hanım kendi hazırladı, kendisi hazırladı.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Başlığına bakmadan konuştuğum için...

Daha önce bize araştırma komisyonlarında Divan veriyordu da o yüzden. Acaba öyle mi?

BÜŞRA PAKER (İstanbul) - Daha o aşamaya gelmedik, şimdi, bugünden sonra hazırlanacak.

İBRAHİM ETHEM SEDEF (Yozgat) - Yok, savunmayın, "Biz çalışıyoruz." deyin geçin.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Tamam, biz çalışıyoruz ya, çalışıyoruz diyelim.

İBRAHİM ETHEM SEDEF (Yozgat) - "Üzerinde çalışıyoruz." deyin.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Şimdi, bu anlamda özel kurumlardan arkadaşların bahsettiği şey var ya, burada çok önemli yani Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK gibi birçok şeylerimizden oradan buraya gelmesi, bence bize devam etmesi önemli Komisyonumuzda. Tabii, akademik alanda ve özel sektörden de burada arkadaşlarımızı şey yapalım, kamu alanında da yine aynı şekilde burada bulunursa uzmanları, onlarla beraber burada Komisyonumuzda dinleyip yeni bir alana doğru geçebiliriz diyorum.

Ben, inşallah, Komisyonumuzda, burada alınacak kararlar ve çıkacak sonuçlarla hem kurumlarımızın hem de bundan sonra konuşulacak olan şeylerde, hukuki ve teknolojik enerji alanlarında faydalı olacağını düşünüyorum.

Hayırlı olsun diyorum hepinize.

Başarılar diliyorum şimdiden.

Teşekkür ederim.