KOMİSYON KONUŞMASI

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Yani yok, sadece bir latife olsun diye söylüyorum. Son zamanlarda Türkiye, Şam ile Moskova arasında sadece coğrafi değil, demokratik gelişmişlik olarak da ortada bir yerde duruyor.

Şimdi, efendim, bu anlaşmayı aktardınız. Hakikaten, Türkiye, hem sivil toplumu hem insanı hem de bürokrasisi olarak bu tür krizlerde iyi imtihan vermiştir, emsal başka bir yerde olacağından daha iyi davranmıştır diyebiliriz. Ancak "Göç yolda düzülür." diye bir söz var Yörüklerde. Bu göç de biraz yolda düzülmüştür. Mesela, ben sizden istirham ediyorum, ayrıca da bana gönderin; bu giren vatandaşlarımızdan kimlik ya da kaydını sınırda yaptığımızın oranı ne kadar? Kaç kişiye yaptık? Kaç kişi bir iki sene sonra içeride, yerleştiği bir yerde bizim devletimizin kaydına girdi? Çünkü, ben 2013'te Kilis, Antep tarafına gittim. Gelen gidenin o zaman -tabii, üç yıla yakın bir zaman oluyor- doğru dürüst bir kaydı yoktu ve insanlar karşı tarafta evinin bahçesindeki salatalık, domatesi ikindi vakti gidip, oradan toplayıp beri de gelebiliyordu. Sınır kapımız kapalıydı ama Antep-Kilis arasında yolun kenarına oturduğunuzda dolu dolu tırların Kilis'e doğru gittiğini de görüyordunuz. O tampon bölgede karşı taraftan gelen irili ufaklı kamyon, kamyonet vesaire, bu şey de yapılıyordu.

Yani, devlet gibi davranma kısmında zaruretler... Tabii ki kuralları esnetmesi gerekir ama kabul etmek gerekir ki 2015'e kadar burada sonradan yolda düzülme şeklinde bir tavır oldu. Bunu Avrupa Birliğiyle, bugünkü sunumunuzun konusu olan şeyle ilgili haberlerde ve anlaşmada da görüyoruz. Onları hiç zikretmediniz siz. Sadece 3 milyar ve Türkiye'de yaşayan Suriyelilere... Bunun muhatabı ikisi değil. Biz sadece aracılık edip nerelerde anlamlı projeler olur, ihtiyaç analizi olur değil, bizim öğrendiğimiz kadarıyla başta insan ticareti olmak üzere suç örgütleriyle daha iyi mücadele edilmesi, sınır güvenliğinin sağlanması... Hatta son zamanda -bunun anlamı nedir bilmiyorum, bu 1951 Cenevre'ye göre- mesela NATO'nun Ege'de aktif olması gündeme geldi. NATO, Ege'de göçmenle dolu botları yakaladığında en yakın kara parçasına mı götürecek, bize mi getirecek? Bunu da zannediyorum bununla beraber zikretmek gerekiyor. Geri kabul diye bir şey var, bununla beraber hep zikredilen. Eş zamanlı süreçler olarak zaten yürümekte olan bir süreci, vize muafiyetiyle beraber yürüyen bir süreci biz bir yıl öne aldık ama vize muafiyeti kısmında daha konuşmalar yapılırken bugün altıncı ayda geri kabul, ekim ayında da -yanlışım varsa düzeltin- vize muafiyeti ufukta bir imkân veya ihtimal olarak önümüze kondu. Yani retorik dışında, olduğumuz durumu tam resmetmek de zannediyorum doğru tedbir almanın bir parçasıdır. Bu 3 milyarla ilgili anlaşmanın en önemli kısımları, Türkiye'de biz mültecilerin iyi yaşamasını sağlıyoruz ama bilemiyoruz, hangi alanlarda, neredeki mülteciye hangi konuda para veririz -çünkü sunumunuz böyle bir sonuç ortaya koydu- değil, başta Türkiye'nin, ciddi bir devletin çoktan yapması gereken fonksiyonlarını yerine getiremediğine dair de bir iddia... Ve biz de bu anlaşmayı yaparken bunun bir kabulü var, sınırları koruyamadığımız, insan ticareti ve bununla ilgili suç örgütleriyle mücadele edemediğimiz başta olmak üzere.

Teşekkür ediyorum.