Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 14 .01.2025 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle Esin Hocama sormak isterim: Şimdi, tabii, biz burada kaçıncı Komisyon toplantısındayız, yarın da iki günlük bir ziyaret için İstanbul'a gideceğiz, orada da çeşitli temaslarımız olacak. Yani böyle bir problem bundan sonra olmasın için kuruldu. Hani, yargı boyutunda değiliz biz. Yargı şu anda suçlanan kişileri yargılıyor, o konu ayrı bir şey fakat sistemde bir idari bozukluk var. "Bunu nasıl giderebiliriz, bizim raporlarımız bunu nasıl giderebilir?" sorusunun cevabını arıyoruz, bunun cevabını bulamazsak bu Komisyon toplantıları boşuna olur, o yüzden cevabın peşindeyiz.
Şimdi, siz Yenidoğan Neonatoloji Derneği olarak şuna cevap verebilir misiniz? Biz daha önceki toplantılarda SGK yetkililerine, Sağlık Bakanlığı yetkililerine defalarca sorduk. 2016'dan itibaren birtakım ciddi ihbarlar var bazı özel hastanelerle ilgili ve 2016'da da hakikaten gidip bir denetim yapmış, SGK'yi, evrakları incelemiş; bayağı ciddi iddialar olmasına rağmen "Bir şey bulamadık yenidoğan yoğun bakımlarda." demiş. Sonra iş gelmiş 2023-2024'lere, orada iş daha da büyümüş ve en sonunda da adli makamlar bakanlıkları uyarmış, Sağlık Bakanlığını ve Çalışma Bakanlığını, öylece bir süreç olmuş yani idari mekanizmalarda bir yetersizlik var açıkçası benim gördüğüm, sıkıntı var. Yani Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığının adli makamları uyarması gerekiyordu ama tersine olmuş çünkü bir tespit sıkıntısı var çeşitli nedenlerle.
Siz yenidoğan uzmanı olarak, SGK, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bundan sonraki bu tür yolsuzlukları önlemek için denetimlerde ne yapması gerektiğini söyleyebilir misiniz? Çok önemli bilimsel usuller vardır mutlaka.
Benim ikinci bir sorum da Sayın Ömer Yavuz Namlı'ya. Şimdi, özel hastanelerle ilgili, tabii, çok spekülasyonlar oldu, insanlar büyük yatırımlar yapıyorlar, doktorlar için de ikinci bir yol; kamuda, üniversitede mutlu olmayan için özel hastaneye gidiş yolu var. Bu yasal bir yol yani yasa dışı bir şey yok fakat burada süreç nasıl gidiyor? Sizin anlatımınızdan anladığım süreç iyiye gitmiyor. Bakanlık özel hastaneleri bir köşeye sıkıştırmış durumda. Zaten dünyada da sağlığa ayrılan pay düşük yani 3'te bir oranında, az Türkiye'de. Böyle bir kısır döngü yaşanıyor ve özel hastanelerin çoğu bir patlamaya doğru gidiyor yani hem kendileri açısından hem de vatandaş açısından büyük bir sıkıntı olacak.
Şimdi, şunu mu anlamalıyız? Yani bu denli köşeye sıkıştırılırsa özel hastaneler de işte, yoğun bakımları birilerine kiralamak zorunda kalma, şu bu gibi yollara başvurur. Bunların önlenmesi için Sağlık Bakanlığı sağlık politikalarına çok daha iyi bir pay ayırmalı ve özel hastanelerin içinde bulunduğu bu durumu en akılcı, bilimsel, yasal yöntemlerle gidermeli. Bu mu? Bu konuda biraz daha açıklama yapmanızı isterim.
Teşekkür ederim.
TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ BAŞKANI ESİN KOÇ - Teşekkür ederim.
Sorunuz için de teşekkür ederim.
Aslına bakarsanız, çok öncelere gitmeyeceğim, 2008 yılında bir kuvözde 3 bebek yatardı, anne-babalar ellerinde bebeklerle gezerdi, o zaman da basın devamlı "Bebek yolda öldü, hiçbir hastane kabul etmedi." Öyle bir dönem vardı ve sonra, ZTB yani Zekai Tahir Burak Doğumevinde, bir gecede, 2008 yılında zannediyorum, 20 bebek falan ölmüştü, ondan sonra da 30 bebek. Yani o zaman ben yine bu konuda konuşmuştum, hatta demiştim ki: Bu, doğumevinin sorunu, hatası değil, ben de orada çalışsam olmazdı çünkü bir kuvözde 3 bebek yattığı için enfekte bebek diğerlerini de enfekte ediyordu. O zaman basında bu da çok ses getirmişti, skandal olarak patlamıştı ve devlet çok fazla kuvöz alımını o zaman yaptı. Kuvöz ve solunum cihazı aldı ama bu sefer de ne ortaya çıktı? O kuvözlerin de işte, en az şu kadar, bir sürü şeyi var yani öyle yan yana, yan yana dizerek yapılamıyor. O zaman şehir hastaneleri yoktu, işte, üniversiteler belli şey alıyor, bunun üzerine devlet dedi ki: "Acaba, özel sektörü de kullansak mı? Yani bu kuvözlerin bir kısmını oraya koysak, onlar da bu işe dâhil olsa mı?" Bu iş öyle... Ama bu sefer de ne oldu? Çok yoğun bakım merkezi, çok kuvöz, çok ventilatör ama dünyanın en iyi arabası da olsa şoförü yoksa, ehliyeti yoksa, bu sefer yenidoğan uzmanı ve yetişmiş hemşire sıkıntısı oldu.
Burada, aslında o 112 sistemi mükemmel bir sistem ama bizim Türk milleti o kadar güzel açıkları ve gedikleri buluyor ki. Ben diyorum ki: Bu zekâyı başka yerlerde kullansak herhâlde çok daha ileri gideriz. Ondan sonra, benim kişisel fikrim, biraz kontrolsüz bir büyüme oldu yani gerektiğinden fazla yoğun bakım merkezi, gerektiğinden fazla kuvöz vesaire ve bunun üzerine özel hastaneler de tabii ki ticari kuruluşlar -benim çok umurumda olmayabilir üniversitenin kazandığı para- bu sefer onların doluluk oranı düşünce mecburen onu doldurmak için başka yollar yani ben yenidoğan yoğun bakımlar için konuşuyorum, yurt dışından gelen hastalar için değil, yenidoğan yurt dışından gelemez. Böyle durumlarda, bu sefer kötü insanlar ya da ahlaki yönden zayıf insanlar 112 sisteminde, o sistemden, bu sistemden çekip işte, o hastaneye, bu hastaneye yani istediği hastaneye, diyelim yenidoğan uzmanı olan yere değil de olmayan yere yönlendirme bu şekilde oldu.
Burada tekrar belirtiyorum, çok iyi üniversite hastaneleri var çok iyi yenidoğan uzmanlarıyla yani sizin dediğinize ben katılmıyorum: "Ya siyah ya beyaz." O zaman bütün özel çıksın. Özel çıkmasın ama özelin de denetlenmesine bozulmamak lazım. Burada denetleme çok önemli. Çok denetleme yapılıyor; doğru, Gazi'ye de çok fazla geliyorlar ama denetim yani endikasyon denetimi, doğru endikasyonla mı? Seviye 3'te yatan hastanın aslında seviye 1'de mi yatması gerekir? Ya da taburcu olmadan bir gün önce seviye 3'te, ertesi gün taburcu oluyor. Nasıl oluyor bu, seviye 3'teki hasta seviye 2'de, seviye 1'de yatmadan? Yani bütün özel hastaneleri demiyorum ama burada da sıkıntılar var.
Endikasyon denetlemesi en pahalı ve en zor denetlemedir çünkü bundan herkes anlamaz, yenidoğancı lazım. Yenidoğancı sayısı az, denetleme için de yenidoğancı lazım. Şunu söyleyebilirim: Yeni Sağlık Bakanımız bu konuda çok iyi bir... Aslında skandal patlamadan önce bu işe başladı, sadece yenidoğan için değil başka alanlarda da bilim komisyonlarıyla çalışmak istediğini söyledi ve biz, yenidoğan için söylüyorum, çok iyi bir denetleme formu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Buyurun.
TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ BAŞKANI ESİN KOÇ - Yani oradan hiçbir şey kaçamaz.
Ayrıca şunu da yaptık...
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Yani şu ana kadar yoktu.
TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ BAŞKANI ESİN KOÇ - Yani bu şu şekildeydi: "Kaç kuvöz var, kaç hemşire var?" ama mesela hemşire diğer taraftan getiriyor, diyor ki: "Şu kadar hemşirem var." ama acaba orada mı o hemşire? Belki de dâhiliyeden geldi.
Biz şimdi bir de rehber hazırladık, denetleme rehberi yani nasıl denetleyeceksin, hemşire sayısını nasıl öğreneceksin? "Kaç hemşiren var?" diye sorarak mı öğreneceksin, yoksa hemşire çizelgesini ve nöbet çizelgesini mi isteyeceksin? O rehberleri de şimdi denetleyecek kişilere vereceğiz, başlamak üzere ve ilk denetleyenlere ben de gideceğim çünkü "Başkan oturuyor, biz de..." Yani üst düzey bir denetleme olacak ve bu denetlemelerden kaçılması mümkün olmayacak. Ha, bunu çok iyi yapan özel hastane mi? Bravo. Devlet iyi yapamamışsa devlet kendini düzeltecek. Bunlar olmadan düzelme olmaz ama sizin bir sözünüze çok katılıyorum: "Yenidoğan uzmanı istiyoruz, yenidoğan uzmanı yok." diyorlar, değil mi? Bunun için de bir an önce -ki işte, bu son kadroda 85 kadro ilan edildi ama bakalım yenidoğancı olmak isteyen çıkacak mı- bunu daha teşvik eder hâle getirmek -nasıl yapılırsa- yenidoğancı sayısını arttırmak, bu arada da denetlemeyi biraz sıkı tutmak. Bu iş başladı Sayın Vekilim. Biz bilimsel bir kuruluz yani partilerle bir şeyimiz yok, özel-kamu, onlarla ilgili de bir sıkıntımız yok ama en iyi şekilde denetleyeceğimizin sözünü ben veriyorum. Bakanımız da bu konuda dedi ki: "Siz nasıl diyorsanız biz size bilimsel olarak karışmayacağız."
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ama uzman sayısı da az.
TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ BAŞKANI ESİN KOÇ - Uzman sayısı az ama biz alışığız çalışmaya yani gideceğiz, çalışacağız. Hocalarımız bir telefonla gece yarısı, hatta bir tanesi de burada Ahmet Yağmur Hoca, gece yarısı Sakarya'da bir özel hastaneyi denetlemeye gitti. "Bana ne, benim işim mi, ben bundan para mı alıyorum?" demedi. Yani her yere bize görev verildiğinde gideriz çünkü biz bebeklerle uğraşıyoruz.