Komisyon Adı | : | (10/1806,1813,1827,1828,1829,1830) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara ve Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Özge Aydiş Toy tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .01.2025 |
ELİF ESEN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Ben de sunumlarınız için teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz.
Şimdi, kadın ve çocuk deyince zaten ikisi birbirine çok bağlı, çocuğu anneden ayırmak, ayırt etmek ve değerlendirmek de sığ kalır. Öncelikle şunu merak ediyorum: İçişleri Bakanlığı ve yine beraberinde de İçişleri Bakanlığının haricinde Millî Eğitim Bakanlığı yani çocuğun ilgili olan bakanlıklarıyla iş birliği olarak ne tür iş birlikleri içindesiniz?
Farkındalık, evet çok önemli, koruyucu, önleyici tedbir anlamında ailenin ve çocuğun çevresinin yani eğitimcilerinin ya da çevresinde bulunan diğer arkadaşlarının farkındalık eğitimleriyle güçlendirilmesi önemli ancak bir o kadar önemli olan da caydırıcı etkenler. Bu konularda caydırıcı etkenler noktasında da bağımlılıklar çok önemli. Dijital bağımlılık çocukları esir alan ve gün geçtikçe de sayısı ve etkisi artan bir oranda zarar veren bir etki, hatta "beyin çürümesi" diye geçiyor. Çocuğun niteliksiz, eve zarar veren bilgilere maruz kalması, küçük yaşlardan itibaren maruz kalması terimi dünya çapında "beyin çürümesi" olarak geçiyor, literatürde kullanılıyor artık. Bununla ilgili, farkındalığın ötesinde neler yapıyorsunuz? Hazırladığınız ve bize destek olacağınız, bizim kanun yapma süreçlerimizde destek olacağınız önerileriniz, birlikte çalışabileceğimiz önerileriniz neler? Dijitalleşme bizim gündemimizde de yer alıyor ve burada sizin çok önemli bir kritik öneminiz var, bunu da çok önemsiyorum.
Yine, madde bağımlılığı, farkındalığın ötesinde, caydırıcı cezalarla ve önleyici tedbirlerle çocukların, gençlerin korunması gereken çok önemli bir alan. Bakın, dijital riskler dedik, madde bağımlılığı dedik ama bu sene madde bağımlılığının da önüne geçen kumar ve bahis. Bahis bağımlılığı çocukları da telefondan bir tıkla erişebilecekleri bir şekilde tehdit ediyor. Evet, ailelerin farkındalığı önemli ama bunlarla ilgili düşündüğünüz, planladığınız hem koruyucu, önleyici tedbirler anlamında hem de hukuki düzenlemeler anlamında bize söyleyebileceğiniz yeni şeyler neler?
Hızlıca başka bir konuya geçmek istiyorum. O konu da şöyle: Mahkemelerde annelerinin yanında bazen çocukları da görüyoruz yani mahkeme süreçlerinden; mahkemelerde görmüyoruz da mahkeme süreçlerinden etkilenen çocukları görüyoruz, cümleyi yeniden kuruyorum. Şimdi, bu anlamda bu çocukların bu süreçlerden uzak kalması da son derece önemli. Bunun için sizin koruyucu, önleyici tedbirler anlamında düşündüğünüz, planladığınız yeni politikalarınız var mıdır?
Müdahil olduğunuz kadın davaları süreçleri nasıl işliyor? Davalara ilişkin elinizde istatistikler var mı, doğrudan çocukların da etkilendiği davalarla ilgili? Kadın davalarında mağdurların yanında bulunan çocukların durumuyla ilgili bir istatistik çalışmanız var mı yakın zamana dair? Bu çocukların rehabilitasyonu, barınma veya eğitim ihtiyaçları için yine yürüttüğünüz özel bir politika ve uygulama var mı? Anneleriyle birlikte koruma altına alınan ya da sığınmaevlerine alınan ve orada kalan çocukların sayısına ilişkin bir veriniz var mı? Bakanlık kadın davalarına müdahil olma kararını hangi kriterlere göre belirliyor? Yine bu da önemli çünkü o kadınlardan, kadınların yaşamından çocuklar da etkileniyor dediğim gibi.
Müdahil olunan davaların takip ve sonuçlandırılma süreçlerinde Bakanlık adına görev yapan birimler nasıl bir koordinasyon sağlıyor? Kadın ve çocuklara yönelik destek mekanizmalarında, çocuk perspektifiyle baktığımızda, kadın davalarında çocuğun üstün yararını gözeten bir yaklaşımınız olduğunu düşünüyorum. Bu noktada da dediğim gibi çocuk odaklı sorularımızın, kadını ve çocuğu da kapsayan önemi haiz olması sebebiyle bu sorularımın yanıtlanmasını rica ediyorum sizden.
En son bu şey çok canımızı yaktı, biliyorsunuz İzmir olayı, 5 evladımızı kaybettik. Orada yine çok endişe uyandıran ve kafalarda soru işareti oluşturan konu şuydu: Sizin Bakanlığınızın uygulayıcı arkadaşlarının yani Bakanlık personelinizin defalarca gidip geldiği ve aileyi gözlemlediği. Şimdi, o kadar berbat şartlarda ve korunamayan çocuklar varken, anne çocuklarıyla kalmak istese bile o çocukların yaşamsal riskleri varsa nasıl oldu bu olay? Halk dilinde "basiret bağlanması" mı derler, yani nasıl görülemedi? Çünkü yine biliyorum, sizlerin gözlemlerinizde derecelendirilmiş bir gözlemleme sistemi uyguluyorsunuz. O kriterler uygulanmadı mı, uygulanamadı mı? Neden böyle oldu? Onu sormak istiyorum.
Son olarak bir de bu tedbir kararlarına değinmek istiyorum. Tedbir kararlarında da kadına, ailesi tarafından bakılamadığı tespit edilen bir çocuk için koruma tedbirleri gereğince uygulanabiliyor mu? Bakım merkezlerine alınıyor, sevgievlerine alınabiliyor bu çocuklar ama kısa süreli alındığını duyuyoruz sivil toplumla olan iletişimlerimizde de. Bu kısa süreli, iki aylık, üç aylık bakım sağlandıktan sonra tekrar aynı ortama çocuk gönderildiğinde yine bir zorluk yaşamıyor mu? Bu kısa sürelerin sebebi nedir? Bir de onu öğrenmek istiyorum.
Biraz fazla soru oldu ama bunlar böyle hep birikmiş sorularımız tabii.