KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri, Türkiye Varlık Fonunun çok kıymetli yöneticileri, değerli basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Türkiye Varlık Fonu varlık büyüklüğü 318 milyar doları bulmuş, öz kaynağı 50 milyar dolar, kârlılık da 13,6 milyar dolar. 2023 rakamlarından bahsediyoruz. Böyle bir büyüklükten bahsediyoruz fakat yıllar itibarıyla baktığımız zaman da Varlık Fonundaki kamu kurum ve kuruluşlarının bir kısmının yeterli şekliyle kâr üretmediğini ve öz kaynak yapısının da zayıfladığını görüyoruz. Siz de sunumda bahsetmiştiniz, hatta Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı maddesine göre karar almak zorunda kaldığınız kuruluşlar da var bunun bünyesinde. Genel bütçede, baktığımız zaman, en önemli sorunlardan biri görev zararlarıydı. Görev zararlarıyla ilgili olarak bütçede çok ciddi rakamlardan bahsetmiştik. 2025 yılı için aşağı yukarı 1 trilyon 299 milyarlık bir görev zararı tahmin ediliyor. 2024 sonu için bu rakam 938 milyar TL'ydi yani 290 milyar TL'lik bir artış söz konusu olacak. Şimdi, baktığımız zaman, Varlık Fonu bünyesinde de görev zararı nedeniyle ciddi zararları bulunan kuruluşlar var. Bunlardan biri, mesela, BOTAŞ. BOTAŞ'ın üç yılda 388 milyar TL'lik borcunu sildik veya vergiye mahsup ettik. Buna mukabil, BOTAŞ da yapısını güçlendirmekle alakalı altı yılda tam 17 kez doğal gaz faturalarına zam yapmış yüzde 532 oranında, yine bu faturalardaki vergilere de yüzde 345 oranında zam yapmış yani vatandaşın cebinden bu paralar çıkmış.

Şimdi, kamu bankaları açısından baktığımız zaman da kamu bankalarına sermaye desteği sağlanıyor. Kamu bankalarının da ciddi görev zararları var. Şimdi, bir tablo göstereceğim size. Buradaki tabloda Ziraat Bankası ve Halk Bankasının görev zararlarıyla ilgili bir rakamdan bahsediyorum. 2024'ün ilk on ayında Halk Bankası 28 milyarlık bir görev zararı yapmış, Ziraat Bankası 64 milyar. 11'inci ay itibarıyla Ziraat Bankasında 75,7 milyar -o rakam da açıklandı- bir zarar söz konusu. Yani 2006-2024 yılları arasında bu tablo bunu gösteriyor. Buradaki iki bankanın kamu görevlendirme zararları toplam 193 milyar TL'lik bir rakam.

Şimdi, bir taraftan Türkiye Varlık Fonu bünyesindeki Piyasa İstikrar ve Denge Alt Fonuyla (PİDF) kamu bankalarına sermaye aktarımında bulunuluyor, sermaye desteği sağlanıyor ama bir taraftan da bu sağlanan desteklerin nereye kullanıldığı da belli değil. Eğer bu destekler sağlandıysa, hazineden gerekli transferler yapıldıysa esnafı desteklemekle görevli olan, KOBİ'leri desteklemekle görevli olan, çiftçileri desteklemekle görevli olan bu bankaların görevlerini yapması ve bunun neticesinde de esnafın mesela kepenk kapatır duruma gelmemesi gerekirdi veyahut da çiftçinin girdi maliyetlerinin çok atmaması, meyve sebze fiyatlarının, et fiyatlarının böyle uçuk bir şekle gelmemesi gerekirdi. Görev giderleri, görev zararları bence hem bütçenin hem Türkiye Varlık Fonunun çok önemli hususlarından biri. Niçin zarar yapılıyor? Buraya aktarılan paralar nerelere nasıl, hangi kriterlere göre harcanıyor? Bütçe disiplinini bozan bir konu. Bu konunun üzerine mutlaka gidilmesi gerekiyor. Siz kârlılıktan bahsettiniz, bu kârlılık çok daha yüksek olabilirdi. Diğer fonlara baktığımız zaman bu rakamların çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Norveç Fonunun mesela 218 milyar dolarlık bir rakamı var aynı dönemde, 2023 yılı için, buna mukabil bizde çok daha düşük rakamlar. Demek ki bünyedeki bazı kuruluşların kârlılığını artırmak, öz kaynak yapısını güçlendirmek gerekiyor.

Şimdi, bir taraftan bu kamu bankalarına -değerli vekillerim de bahsettiler- sermaye desteği verirken bir taraftan da ikrazen borç üstlenimi yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığından kredi mukaveleleriyle paralar alınıyor. Bu paralar sermaye olarak kamu bankalarına aktarılıyor. Vadesi geldiği zaman da tekrar ödenmek için bu kamu bankalarından kredi kullanılıyor. Örneğin, 2024 yılında vadesi dolan 4,5 milyar euroluk bir rakam var, küsuratı saymıyorum. Bunun sadece 100 milyon eurosunun anaparasını ödeyebilmişsiniz, geri kalan faiz 3,6 milyar euro olarak da yenilenmiş. Ziraat Bankasından alınmış, Halk Bankasından alınmış, Vakıfbanktan alınmış, Kalkınma Bankasından alınmış; Ziraat Katılım Bankasından, Emlak Katılım Bankasından alınmış. Zaten dar gelirliler, halkımız kullandıkları krediyi kredi yoluyla, yeni kredi kullanılarak kapatırken kamu kurum ve kuruluşları da maalesef kullandıkları krediyi tekrar kredi yoluyla kapatır vaziyete gelmişler. Bütçe borç, anapara, faiz ve kur farkı gideri sarmalındaydı. Yine Türkiye Varlık Fonu da paralel bir hazine olarak bu sarmalın içerisine girmiş durumda. Bir an önce önleminin alınması mutlaka gerekiyor.

Bünyedeki firmalardan TÜRK TELEKOM'un alımıyla ilgili de -kur farkı giderinden örnek olsun diye size bahsediyorum- yüzde 55'lik hissesini almak için 1 milyar 650 milyon dolarlık bir alım yapıldı. Bunun 1 milyar 581 milyon doları 11 bankadan kredi olarak kullanıldı iki yılı ödemesiz, 2028'de bitecek vadesi. Şimdi, kullanıldığında 32 milyar TL iken 2025 Ocak ayı itibarıyla -ben hesapladım- 56 milyara çıkmış yani burada kur farkı gideri ciddi bir problem. Bütçede de aynı problem var. Örneğin, merkezî bütçede 2023'ten 2024'e devreden kur farkı gideri 1 trilyon 722 milyardı, aynı dönemde borç stoku 6,7 trilyondu yani yüzde 25'i kur farkı gideri. Şimdi, bu rakam 9,5 trilyonların üstüne çıktı, aynı oranlar konuluyor. Bu kur farkı giderlerine bir çözüm bulunması gerekiyor, sermaye yapısına çözüm bulunması gerekiyor ve bu hususlarla ilgili gerekli önlemlerin mutlaka alınması gerekiyor.

Şimdi, genel olarak baktığımız zaman da zararın büyük bir bölümü finansman giderlerinden ileri geliyor. Finansman giderlerinin de sebebi, kaynak ihtiyacı olduğundan. Bu durumun mutlaka giderilmesi gerekiyor, borçların azaltılması gerekiyor, bunun için de gerekli önlemlerin çok ciddi bir şekilde alınması gerekiyor.

Şimdi, çoklu maaşlar diyoruz. Bir taraftan o konularla ilgili de Türkiye Varlık Fonu bünyesi yönetiminde bulunan kişilerin başka kamu kurum ve kuruluşlarında görev alıp almadığıyla ilgili detaylı bilgiye hâkim değiliz. Burada bir vergi reform paketi çıktı. Bu vergi reform paketinde şu konudan bahsediliyordu: Yani 2 maaşla sınırlandırılacak, 2 yerden fazla maaş alınmayacak. 2'nci maaşla ilgili 98 bin TL'lik bir sınırlama vardı. Şimdi, bakıyoruz, kamu kurum ve kuruluşlarının yüzde 50'nin altında hissesi olan yerlerde bu sınırlama yok. Sizde de yüzde 50'nin altında olan hisseler var. Örneğin KARDEMİR var, örneğin Türk Hava Yolları var, buna benzer kuruluşlar var; yine, Turkcell var örneğin. Ben merak ediyorum, çoklu maaş alan yönetim kurulu üyeleri var mı? Bu konuyla ilgili bize net bir bilgi paylaşırsanız çok mutlu oluruz.

Yine, bir taraftan 790 milyon euroluk bir yenileme yapılacak, tahmin ediyorum bu mart ayında değil mi, yanlış bilmiyorum Sayın Genel Müdürüm? Sendikasyon kredisinin vadesi geliyor. Bu konuyla ilgili de bize detaylı bir açıklama yaparsanız mutlu oluruz. İki yıllık tekrar yenileme olacağı söz konusu. İşte, ICBC var galiba, yine Emirates NBD var; yansıyan şeyleri söylüyorum size. Daha önce bu, hazine garantisiyle alınıyordu ve teminatla alınıyordu; şimdi tekrar hazine garantisi verilecek mi? Yenilenmesi nasıl olacak? Bu konuyla ilgili de açıklama yaparsanız mutlu oluruz.

Şimdi, ben size bir kıyaslama göstereceğim. Burada siz buranın Genel Müdürü olduğunuz için sizinle bir kıyaslama yapıyorum. Yani benim edinebildiğim bilgiye göre -çoklu maaş alıyorsanız onu bilmiyorum- 160 bin liralık bir huzur hakkınız var ama burada Nimet teyze 93 yaşında, pazarda satış yapıyor, 11.500 lira maalesef geliri var, 14 bin lira kira ödüyor, geçinemiyor. Bizim ülkemizin en büyük sıkıntısı, maalesef, gelir dağılımındaki bozukluk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun lütfen.

CEVDET AKAY (Karabük) - Tabii ki sizler de yüksek ücret alacaksınız ama bir taraftan asgari ücretin 22.104 TL olduğu, 14.500 liralık en düşük emekli aylığının olduğu, en düşük memur emeklisinin 19 binlerde olduğu bir ortamda, yine memurların 44 bine dayanan en düşük aylıklarında bu uçurumun mutlaka giderilmesi gerekiyor. Bunların giderilmesi için de az önce saydığımız hem bütçenin hem Varlık Fonunun anapara-borç-faiz sarmalından kurtulması, kur farkı giderleriyle ilgili problemin çözülmesi ve üretimin, istihdamın artırılarak anapara borçlarının ve faizlerinin ödenerek aşağı çekilmesi mutlaka gerekiyor. Bu konularla ilgili gerekli hassasiyetin gösterilmesi ve iştiraklerinizle ilgili gerekli denetimlerin daha sıkı yapılması, bu zararların nereden ileri geldiğinin tespiti ve özellikle de görev zararlarıyla ilgili sıkı bir denetimin yapılması mutlaka gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.