| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .11.2014 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan, biliyoruz ki Ergenekon, Balyoz, askerî casusluk ve şantaj gibi düzmece iftira davaları sonucunda 200'ün üzerinde muvazzaf subay ya da asker tahliye oldu. Bunlardan bir kısmı Türk Silahlı Kuvvetlerindeki görevlerine döndü ama bir kısmının akıbeti belli değil. Son durum nedir, bunlarla ilgili bir bilgi almak istiyorum.
İkincisi, yine aynı konuyla ilgili, casusluk davasında Silahlı Kuvvetlerle ilişiği kesilen muvazzaf askerlerden hiçbir savunma alınmadan kışlalarda kendilerine bir nevi tehditle tebligat yapılarak "Silahınızı, vesairenizi bırakın, ilişiğiniz kesilmiştir." denildi. Hatta yargı yoluna giderseniz şöyle olur, böyle olur tehditleri yapıldı. Hiçbir savunmaları alınmadı. Bunlar ordudan atıldıktan sonra on gün geçti aradan, yönetmelikte yapılan bir değişiklikle savunma alınması zorunlu hâle geldi. Şimdi, benim sorum: O günlerde de Akşam gazetesinde bir manşet vardı "Silahlı Kuvvetler içerisinde 48 paralelci general ya da amiral var." diye. Şimdi, Silahlı Kuvvetlere yapılan bu düzmece iftiralar, biraz evvelki konuşmalarımızda da değindik, silahlı kuvvetlerin moral durumunu epeyce bir çökertti. Yani neden on gün geçtikten sonra yönetmelik değişikliği yapılıyor? Savunma hakkı neden askerlere verilmeden ordudan ilişiği kesiliyor ve onların hiçbir kamu kurum ya da kuruluşunda işe girmeleri öyle bir iftirayla engelleniyor? Bunu bir öğrenmek istiyorum.
İkincisi, gerçekten, karakol inşaatlarından söz etmiştiniz geçtiğimiz yılki konuşmalarınızda; o inşaatların akıbeti ne oldu? Devam ediyor mu, etmiyor mu? Unutturulmak mı istendi?
Bir başka konu da biraz evvel konuşmamda da değindim. İktidarlarınız döneminde ulusal güvenlik ve savunma ihtiyacının ötesine geçen savunma sanayisi oluşturmak için özel sektörde, özellikle de tedarikçi olarak genellikle Hükûmete yakın olduğu değerlendirilen KOBİ'lere yani 200'ün üzerindeki KOBİ'ye yönlendirildiği ve Hükûmet yanlısı firmalarla diğerleri arasında haksız rekabet yaşandığı savunma çevrelerinde sıkça gündeme getirilen iddialardan. Şimdi, Hükûmetiniz savunma ihalelerinde siyasi yandaşlarını kayırma işlerine devam etmekte midir ki on yıldan bu yana Savunma Sanayii Müsteşarlığı görevini yapan birisi görevinden alındıktan sonra MİLGEM Projesi kapsamında yapılacak gemi ihalesinin Hükûmetin istediği şirketler yerine Koç Grubuna verilmesi nedeniyle mi o müsteşar görevden alındı?
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç geçti)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Bir dakika Sayın Başkan... Altı dakika konuştu biraz evvel Sayın Kaplan. Yani bu adaletsizliğinizi, eşitsizliğinizi...
BAŞKAN - Ama Başkan değişti efendim.
İZZET ÇETİN (Ankara) - ...ilkesizliğinizi kınıyorum. Yapmayın. Hayır, bir tek soruyu altı dakikada sordu.
Yani Savunma Sanayii Müsteşarlığına getirdiğiniz arkadaşın daha evvelki görevi, Türk Hava Yolları Teknik AŞ'de Genel Müdür idi. Kendisini, tabii, burada görmek -şahsıyla ilgili değil ama- size yakınlığı nedeniyle mi, o projeleri gerçekleştirsin diye mi getirdiniz göreve?