HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, basınımızın birbirinden kıymetli temsilcileri ve Bakanlığımızın değerli bürokratları; öncelikle görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin tümü hakkında kabul oyu vereceğimizi başta söylemek istiyorum.

Bu noterlikle ilgili ciddi anlamda sıkıntı olan ve burada kanun teklifi olarak önümüze gelen maddeleri görüşeceğiz.

Şimdi, kanun teklifimizde ciddi anlamda önemli düzenlemeler var. Cinsel suç mağdurlarına yönelik hizmet veren merkezlerin devlet üniversiteleri tarafından da kurulabilmesine imkân tanınması bizim açımızdan yerinde bir karardır. Yine, bilim yuvası olan üniversitelerimizin bu sorunu yüklenmesi de oluşan hasarların onarılması bakımından son derece önemlidir.

Söz konusu cinsel suçlar olunca birkaç konuyu da ifade etmek isterim. Özellikle son dönemlerde -esasında insanlığın var olduğu tarihten bugüne kadar var ama- kadına karşı cinsel şiddet ve taciz suçları olmak üzere, özellikle çocuklara karşı cinsel taciz ve tecavüz suçları büyük anlamda toplumda bir infial uyandıran ve ciddi bir yara açan, sosyal bir erozyona sebep olan konular arasındadır. Şimdi, burada özellikle çocuklara ve savunmasız kadınlara yapılan taciz ve tecavüzleri biz şiddetle kınamakla birlikte çok ciddi anlamda da bir cezayla cezalandırılması gerektiğini değerlendirmekteyiz. Geçtiğimiz günlerde 2 gencin sokağın ortasında bir genç kızımızı taciz etmesi, daha sonra sevk edildiği mahkemece tutuklanmaması, arkasından savcının itirazı üzerine tutuklanması; bunlar esasında hiç kabul edilemez davranışlar, tavırlar ve görüntülerdir. Esasında o mahkemenin onu hiç bırakmadan tutuklaması ve bir süre yatırması lazımdı.

Şimdi, bizler, bu cinsel suçların caydırıcı olması bakımından çok daha ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini değerlendiriyoruz. Cinsel şiddet, cinsel istismar gibi suç işleyenlerin cerrahi kastrasyonla cezalandırılması esasında bu tedbirlerden biri olmalı ve uygulanmalıdır diye değerlendiriyoruz. Yani bu cerrahi kastrasyon konusu biraz önemli, spesifik bir konu. Burada bizim kastettiğimiz, özellikle anlaşılması açısından altını çizmek istiyorum; kimyasal kastrasyon değil, cinsel, cerrahi kastrasyon. Kimyasal kastrasyonda bir ilaç veriliyor, dürtüleri bir şekilde bastırıyorsunuz ama o ilacı, hapı kestiğiniz vakit, o dürtüler tekrar farklı bir şekilde daha da artarak gün yüzüne çıkabiliyor. Ama bu cerrahi kastrasyonda bu cinsel dürtülerle baş edemeyen bireye -bildiğim kadarıyla- hormon üzerinden cerrahi bir işlem yapılarak o dürtülerin tümünü yok edebiliyorsunuz. Ben birey olarak çocuklara ve kadınlara tecavüz suçlarında bunların uygulanması gerektiğini, bu şekliyle uygulanması gerektiğini iddia ediyorum ki suçların azalmasının önlenmesi açısından. Bu cinsel suçları işleyenlerin hapis cezası yatıp çıktıktan sonra da yine aynı suça meyilli olduğunu hepimiz bilmekteyiz ve görmekteyiz; onun için bunu kesin çözüm olarak değerlendirmekteyiz.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bunun uygulandığı hiçbir ülkede böyle bir veri yok, hiçbir ülkede. Neye dayanarak bunu söylüyorsunuz?

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Cerrahi kastrasyon mu?

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Evet.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Yani bilmiyoruz da her toplumun kendine özgü şeyi vardır, bizim Türk toplumunda uygulanacağı kanaatindeyiz. Aksi hâlde çocuklarımızı koruyamayız, çocuklarımızı da öyle ulu orta bırakamayız, bırakmamalıyız.

Yine, kanun teklifinin tümüne baktığımızda önemli gördüğümüz hususlar var. Biz hem içerinin sıcak olması, çok sayıda konuşmacının olması ve sair sebeplerden dolayı kanun teklifinin tümü hakkında şimdilik bunları söylüyoruz.

Sayın Başkanım sizi ve Komisyon üyelerimizi tekraren saygıyla selamlıyoruz.

İnşallah, konuşmalar kısa sürer ve hızlı bir yol alırız, yarın da öğlen bitiririz diye ümit ediyoruz.

Teşekkür ederim Başkanım.