KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Evet, uzun oldu; evet, yorulduk da ama bu Komisyonun görevinin ne kadar ciddi olduğunu ilk iki toplantıda söylemiştik. O anlamda, her şeyin kapsamlı değerlendirilmesi elzem. Yalnız bu kapsamlı değerlendirmede hangi verileri kendimize alacağız, hangi verileri dışlayacağız gibi bir ikiliğe girmemek gerekir. Niye söylüyorum bunu? Biraz önceki ana dilde hizmet eğitimi alma meselesindeki, kamusal hizmet alma meselesindeki şey için söylüyorum. Bakın, belli, işte, SES'in yaptığı bir araştırma ya da Mor Çatının yaptığı bir araştırma ya da GÖÇİZDER'in yaptığı bir araştırmadan söz edildiğinde daha araştırmayı görmeden "Hayır, onlar doğru değil." demek, bizim kadın cinayetlerini, erkek şiddetini önleme ve mümkünse bunun yarattığı sonuçlarla yaşanmaz hâle kılınmış yaşamları tekrar yaşanır hâle getirme gibi bir misyonumuz var. O anlamda, bu kadar bariyerleri örmemek gerekir.

Bir örnek vermek istiyorum hangi verilere güveneceğiz meselesinde: Mesela "Yoktur." diyorsunuz oysa kendi siyasi partinizin de içinde olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesinin Geçici Göç Komitesinden geçen Mayıs ayında bir heyet geldi. AGİTPA'nın oluşturduğu ve bizim ev sahipliğini yaptığımız, Antep'te çeşitli gözlemler yaptığımız, deprem bölgesine gittiğimiz -deprem sonucu oluşan yeni durumlarla ilgili AGİTPA ne yapabilir diye- bir alan araştırmasıydı bu. Aynı zamanda, yine, Suriye'de savaş vardı, kitlesel göçler vardı; buradaki göçmen ve mülteciler için ne yapabiliriz diye sayısız brifing aldık ve o sayısız brifinglerin içinde -bizzat Birleşmiş Milletlerin heyetinin de olduğu şeyde- "Temel Eksiklikler" başlığında bu ana dilde kamusal hizmet meselesinin iyileştirilmesi tavsiyesi hemen hemen herkes tarafından verildi. Yani sorunlar "Yok." deyince yok olmuyor; eğer gerçekten sorun çözmek üzere burada isek, "Yok." diyeceksek eğer, en azından alanından birtakım bilgiler, veriler konusunda bu kadar dışlayıcı olmamak gerekir. Bu birincisi.

Diğer meseleye gelince... Sağlık Emekçileri Sendikası... Ben de EĞİTİM-SEN üyesiyim, bize de EĞİTİM-SEN üyesi olarak benzer suçlamalar getirilir. Sağlık Emekçileri Sendikası 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'na göre kurulmuş, 30 bin üyesi olan bir sendikadır ve bu sendika Covid döneminde, depremden sonra ilk gün ulaşan sağlık emekçilerinin sendikasıdır. Ve buna "Sendika, terör soruşturması geçirdi." gibi bir kavram yok. Sendika geçirmez, sendika üyeleri geçirir ama bunu da biliyoruz biz; AKP iktidarında, hele son dönemde AKP'nin herhangi bir icraatını eleştiren kim olursa olsun zaten terör soruşturması geçiriyor. Yani yakında -"muhalif" bile demiyorum- hayatının tek bir gününde AKP'yi eleştirdiği için terör soruşturması geçiren devasa uygulamalar varken bunları bu Komisyonda en azından yapmayalım. Bu Komisyonda gerçekten amacına uygun, sahici sorunlara... Reddetmek istiyorsanız, katılmak istemiyorsanız da böyle ezbere cümlelerle değil, bizzat alandan verilerle yapmak gerekir yoksa bu ilk iki toplantıda "Bu ne kadar önemli bir Komisyon." dediğimiz bu Komisyonun ne yazık ki çok etkisiz olacağının da göstergesi olarak ortaya çıkar bu durum ve hiçbirimiz sanırım bunu arzu etmeyiz.

Teşekkürler.