KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - 15'inci maddede "Şiddete uğrayan mülteci ve sığınmacı kadın ve çocuklara yönelik hizmetler" diyor. Bakın, 27 Kasımdan beri çok özel koşullarda ve sürekli "Suriyeli göçmenler ülkelerine dönsün, dönsün." baskısı yapılıyor, bütün kesimler tarafından yapılıyor ve bu baskı nedeniyle sanki orada güvenli, onurlu bir geri dönüşüm koşulları sağlanmış gibi defalarca -ben, biliyorsunuz, AGİT PA Göç ve Mülteci Alt Komisyonundayım- bize başvuru geliyor. Bu hava nedeniyle sağlık hizmetine erişememekte, gittiklerinde "Siz hâlâ burada mısınız? Niye dönmüyorsunuz?" gibi yoğun baskı var, bu süreç çok uzun süre alacak. Dolayısıyla, Sağlık Bakanlığının şiddete uğrayan mülteci ve sığınmacı kadınların bu süreçte, bu özel koşullarda ek tedbirlerle sağlık hizmetlerinden eşit bir şekilde ve ayrımcılığa uğramadan yararlanması konusunda yeni düzenlemeler yapması lazım, özellikle bunu söylemek istiyorum.

Sonra gelelim, bir diğer sözü edilmeyen duruma. Demin demiştim ya, kadınları sadece bir anne, herhangi bir erkeğin denetiminde herhangi birinin eşi gibi değerlendirmeyip bağımsız varoluş meselesi... Normal Doğum Eylem Planı... Normal Doğum Eylem Planı 3 Ekim 2024'te açıklandı Sağlık Bakanlığı tarafından ve bu normal doğum eylem planı nedeniyle sezaryen yapmak isteyenlere, çeşitli gerekçelerle sezaryenle doğum yapmak isteyenlere kısıtlamalar, baskılar, kadınları ikna odalarına alma gibi mesele var; bu, olamaz. Kadınlar kendi bedenleri üzerindeki denetim hakkına sahiptirler, bununla ilgili yeni düzenlemeler yapmanız gerekiyor.

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Dünya ortalamasının çok üstünde Türkiye'de sezaryenle doğum oranı.

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Sonra aile hekimliğinden bahsedildi. Biliyorsunuz, 2024 itibarıyla "eziyet yönetmeliği" diyor aile hekimleri buna, iş bırakmış vaziyette. Aile hekimlerinin çalışma koşullarının düzenlenmesi bizzat kadınlar için çok önemli, aile hekimliği hizmeti bizzat kadınlar için çok önemli. O yüzden, aile hekimlerinin çalışma koşullarının düzenlenmesi, haklarının korunması gerekiyor diyorum; bir başlık bu.

Bir başka başlık: Kürtaj meselesi. Türkiye'de kürtaj yasak değil yasal olarak ama fiilî olarak kürtaja erişim yasaklanmış vaziyette. Bir sürü örnek var, zaman almamak için bir tane örnek vermek istiyorum: Eylül ayında Ümraniye'de görevli bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına yasal olarak kürtaj yaptığı için İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından idari yaptırım kararı tebliğ edildi. Tebliğin ekinde de Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görüş yazısı bulunmakta. İstanbul Tabip Odası Hukuk Bürosu tarafından bu kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açıldı. Biz diyoruz ki şimdi: Sağlık Bakanlığı öncelikle yasal olan kürtaj meselesinde kadınların ucuz, ücretsiz, güvenli kürtaj olabilmesinin koşullarını sağlamakla yükümlüdür, yoksa kadınları zaten zor bir karar olan bu kararla tekrar tekrar mağdur etmesi değildir.

Gelelim bir başka konuya: Türk Eczacıları Birliği 20 Kasımdaki yaptığı açıklamada Sağlık Bakanlığına bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun bazı ilaçların temininde kısıtlamaya gittiğini açıkladı. Baktık bu kısıtlamalara, en büyük kısıtlama hormon ilaçlarında. Bu hormon ilaçları beden uyumu sürecinde, transların beden uyumu süreçlerinde çok elzem ilaçlar ve çeşitli ayrımcılıklar nedeniyle zaten toplumsal olarak sürekli nefret politikalarıyla toplumun dışına atılmış bu kesim bir kez daha bu yeni kararla sağlık hizmetine ulaşmakta gerçekten çok çok sıkıntı yaşıyor. 20 Kasım Nefret Suçlarıyla Mücadele Derneğinin açıklamasına göre bu kısıtlamalar nedeniyle intiharlar artmış vaziyette ve gerçekten yaşam koşulları çok ağır etkileniyor bu karardan. Bu kararla ilgili hormon ilaçlarının herkese ücretsiz verilmesi, cinsiyet uyum sürecindeki bireylerin de sağlık hizmetlerinden tüm herkes gibi eşit ve onurlu bir şekilde yararlanmasının önü açılmalı.

Son sorum HPV aşıları; 2002 yılında Sağlık Bakanı, HPV aşısının genişletilmiş bağışıklık programına alınacağını ve ücretsiz olacağını söylemişti. Aradan bu kadar vakit geçti, şu anda HPV aşısının tek dozu gelen zamla birlikte 4 bin TL. 9-14 yaşına 2 doz 8 bin TL, 15 yaş üstüne 3 doz 12 bin TL. Biliyorsunuz, dünya da HPV enfeksiyonunun her yıl yaklaşık olarak çeyrek milyon kadının selviks kanseri nedeniyle ölümünden sorumlu olduğu belirlendi. Bu kadar ciddi bir meselede hâlâ HPV aşısının Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz yapılmıyor olması gerçekten çok ciddi problem diyorum. Bir kez daha diyorum ki eğer bu Araştırma Komisyonu, sadece tutanaklara geçirmek değil, pratik olarak bunun uygulanmasını istiyor ise tüm boyutlarıyla Suriye'deki savaşı da transların yaşam hakkını da bu ülkedeki herkesin, kadınların çocuk istismarının hakkını da hukuksal, siyasal, toplumsal boyutlarıyla araştırmak zorunda. Burada bazı konular konuşulamaz, bazıları konuşulur gibi antidemokratik bir uygulamayı da kabul etmiyorum.

Teşekkürler.