KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Bakan Yardımcısı, değerli bürokratlar; hoş geldiniz.

Ben de Kayıhan Hocam gibi aslında Sayın Bakanı görüp bunları yüz yüze sormayı ve cevapları da ondan almayı tercih ederdim açıkçası.

Şimdi, birkaç sorum var. Sormayı düşündüğüm birkaç soruyu da diğer arkadaşlarım sordu ama...

Daha önceki kurulan Komisyonda da -az önce de konuştuk aslında- demek ki iki yıl geçmiş ama birçok şey değişmediğine göre demek ki bu komisyonların devam etmesi gerekiyor bu tarz çalışmalarla. İki yıl önce kurulan komisyonda da birçok şeye değinilmiş -siz de bahsettiniz- bu, gizlilik kararı bulunan şiddet mağduru bilgilerinin gizli tutulmasına ilişkin ama söylemde, sunumda var ama uygulamada birçok konuda olduğu gibi bu konuda da aksaklık olduğunu hep beraber görüyoruz, basında da maalesef karşımıza çıkıyor.

Birleşmiş Milletlerde, kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddet nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili -biliyorsunuz- 2023 yılında özel bir raportörün raporu vardı. Burada da en çok dikkat edilmesi gereken konulardan birinin kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine erişimin bu ülkede sınırlı olduğuna yönelikti. Buna ilişkin, bu rapora ilişkin özel bir çalışma yapıldı mı? Yani işte, özellikle kürtaj konusunda, göçmen mülteciler ve engelli kadınların cinsel hakları ve üreme hakları konusundaki zorluklarına özel olarak vurgu yapılmıştı ve uluslararası standartlara çekilmesi konusunda da uyarıda bulunmuştu. Buna ilişkin özel bir çalışma yapıldı mı?

9 Aralık Pazartesi günü -basında da yer aldı- Beytüşşebap Devlet Hastanesinde riskli gebeliği olan Dilan Durmuş'a, kadın doğum uzmanı olmadığı için pratisyen hekim ve ebeler tarafından müdahale edilmiş; sonrasında yaşamını yitirdiği iddia edildi. 2017 yılında da Cizre'de devlet hastanesinde benzer bir vaka yaşandığı dile getirilmişti. Bu tip durumlara karşı özel bir çalışmanız var mı yani insan hakları bağlamında? Sonuçta kadına şiddette anne ölümlerini de konuşmanın bir sakıncası yok bence Başkanım. Buna ilişkin özel bir çalışmanız var mı?

Bir diğer vaka, 10 Ekim 2024 tarihinde yine Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin bahçesinde bir kadın eşi tarafından öldürüldü, ardından da eşi intihar etti -az önce vekil arkadaşlarımız da sordu- sonra bakıldı ki eşi çok ciddi anlamda bir uyuşturucu bağımlısı. Kadına şiddet veya da ülkedeki diğer şiddet alanlarında da uyuşturucunun şiddet üzerindeki etkisine ilişkin Bakanlığınızın özel bir çalışması var mı, istatistiki bir bilgisi var mı; bu da sormak istediğim sorulardan biri.

Diğer sorularımdan biri de -soruldu ama yine de kayıtlara geçsin- bu, aile içi şiddet kayıt formunun doldurulmasına ilişkin. Buna ilişkin bugüne kadar kaç tane şiddet bildirimi yapılmış? Özel bir çalışmanız var mı? Yapılan sunum, tabii, kıymetli, bir emek verilmiş ama "Yapılacak, edilecek..." bundan sonrasından öteye bugüne kadar ne yaptınız? Yapılanlar nasıl bir karşılık buldu? Buna ilişkin özel bir çalışma duymak isterdik ya da belki Komisyonumuza da "Şunlar yapılsın." diye bir tavsiye de beklerdik. Aile Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına ben de bir kez daha teşekkür etmek istiyorum, çok ciddi çalışmaları var, sunumları konusunda da sonrasındaki bu, bize kitapları iletmesi konusunda da teşekkür ediyorum ama maalesef, Sağlık Bakanlığından kadına şiddet konusundaki benzer bir hassasiyeti görmediğimi de söylemek isterim.

Teşekkür ederim.