| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 23 .02.2016 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şimdi, burada bir problemle karşı karşıyayız.
Problem şu: Burada esas mağdur olan işçiler, yani bunu tartışmak için açıyorum, bu daha önce de birkaç kez gündeme geldi.
Şimdi, turizm sektöründe karşı karşıya kaldığımız durum sizlerin de malumu, herkesin malumu. Yani Türkiye'de turizm sezonunun en canlı olduğu yer Antalya, ortalama altı, altı buçuk ay ancak çalışıyorlar, diğer yerlerde dört, dört buçuk ay, beş ay.
Şimdi, burada yaptıkları şu: Altı, altı buçuk ay, yedi ay bu arkadaşlar çalışıyor, ondan sonra da çıkıyorlar, hiçbir iş şeyleri yok. Oysa bunun ötesinde turizm sektörü bizden sürekli şunu istiyor: "Özellikle Sosyal Güvenlik Destek Primi'yle ilgili bizi destekleyin." diyorlar.
Şimdi, biz burada da zorlanıyoruz. Nasıl zorlandığımızı anlatayım. Yaklaşık 200 ile 220 bin arasında bu Antalya-Muğla dediğimiz bantta bir turizm çalışanı var, ama Türkiye genelinde toplam turizm çalışanı 910-915 bin civarında.
Şimdi biz destekleyelim ama bunu nasıl ayıracağız? Burada teknik bir zorluğumuz var, teknik zorluğumuzdan ziyade bir de içerik zorluğumuz var. Yani 900 binlik bir desteklemeyi sağlayabilme fırsatına sahip değiliz zaten, böyle bir şeyi yapamayız, bu bizim bütün sosyal güvenlik dengemizi altüst eder ki 200 binlik veya 220 binlik bir destekleme dahi bize ciddi bir yük getirir ama bunu teknik olarak ayırabilme fırsatına sahip değiliz.
Oysa biraz önce bir konuşma geçti, bunlar esnek çalışma içerisinde bilinen unsurlar ama gerçekleşmiyor. Bu biraz bizden de kaynaklanıyor, yani tam anlamıyla bu fırsatlarla çalışanlarımızı da işverenlerimizi de buluşturabilme anlayışını biz de sergileyemiyoruz. Oysa bu denkleştirme sağlanırsa ve bu iyi de anlatılabilirse -ama bunun da anlatılması lazım- orada yaklaşık on-on iki ay boyunca burada çalışan insanlar o iş yerlerinden maaşlarını alabilme ve sosyal güvenlik sistemi içerisinde bulunabilme fırsatına sahip olabilirler. Bizim burada temel olarak getirmeye çalıştığımız mesele bu. Yani diğer sektörler için böyle bir talebimiz yok ama turizmde ciddi bir sıkıntı var. Anlaşılıyor ki bundan sonraki süreçlerde de bu rekabet arttıkça bu tip taleplerle sürekli olarak karşılaşacağız. Burada en makul onlar açısından iyileştirme bu gözüküyor. Yani bunun dışında başka bir iyileştirme, yani kendimizin sosyal güvenlik primleri açısından hem burada çalışanı muhafaza etmeye çalışıyoruz -yani onun işten çıkmasını engelleyen bir iyileştirme yapıyoruz- hem de işverenin de bu konuda onu kayıt içinde tutmasını sağlayan bir sistem getiriyoruz. Aslında buradan sosyal güvenlik sistemi de tekrar pozitif olarak avantaj sağlıyor. Çünkü mümkündür -ki biraz önce söylediniz- tespit edilen var, edilmeyen var, olan var, olmayan var ama bunların bir kısmı kayıt dışı olabilir. Böylece bunu da kayıt içine almış oluyoruz. Hem o kendi elemanını kaçırmamış oluyor hem o çalışan kişi, çalışan personel sosyal güvenlik sistemi içerisinde, çalışma hayatının içerisinde olmuş oluyor ve bunun için de biz çok büyük bir maliyete katlanmadan hem çalışanın hem işverenin iş dengesi açısından bir adım atmış oluyoruz. Yani biz turizm sektörü gibi bir sektör olmamış olsa bunu buraya getirmeyiz de zaten, yani konuşmayız. Yani turizm sektörünün kendine ait böyle bir şeyi olduğu için, bunun da genelgeçer sebeplerinin hemen hemen hepimiz tarafından bilindiği için böyle bir değerlendirmeyi yapmayı uygun gördük ama kurul... Ne derler? Bunun bizim aslında bu genel yapısıyla bir ilgisi yok. Benim örneğin yani onlar da bu konuda çok iştahlı değiller ama onlara böyle bir avantaj sağlarsak bu avantajdan çalışanlar da istifade edecekler, işverenler de istifade edecekler kanaatini bizim arkadaşlarımız taşıyorlar. Onun için getirdik.