KOMİSYON KONUŞMASI

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle biraz önce vekilimiz benim varlığıma itiraz ettiler, Komisyon üyesi olmayan kişiler hariçten bütün Komisyon çalışmalarına katılabilir.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Yok, size itiraz etmedi.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Tabii, tabii, yani hukuki durumu ifade ediyorum kendilerine.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Kendisi de hukuki durumu ifade etti zaten.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Ben burada olmanızdan hiçbir zaman hicap duymadım, aksine sevindim, bir hoca olarak bizlere katılmanızdan ama grubunuz için üzgünüm.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim, sağ olun, sağlık olsun.

Şimdi gelelim bu yargının bağımsızlığı meselesine. Tabii, çok ciddi bir konu bu konu. Yargının kurumsal ve bireysel bağımsızlığını koruyan Anayasa mekanizmaları var, bir de bağımsızlık mevcut olduğunu sağlayan şeklî birtakım hususlar var. Yani bir ülkedeki yargı kurumunun, kurumsal ve bireysel bağımsızlığının garanti edilmesi kadar, yönetilenlerde bu algının yerleşmesini sağlayan tutum ve davranışlar da önemli. Dolayısıyla, aslını ararsanız, bir milletvekili olarak ben yargının huzuruna gidecek olsam bana özel bir muamelede bulunulmasını istemem. Çünkü sonuç olarak yargının huzurunda hepimiz Anayasa’nın 10'uncu maddesi gereğince eşit pozisyondayız yani bir yargı mensubunun bana milletvekili olduğum için ne "Hoş geldiniz." demesini beklerim ne nezaket göstermesini beklerim çünkü o takdirde, karşı tarafta bağımsızlığın mevcut olmadığına dair endişeler ve şüpheler belirir.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - "Hoş geldiniz" denildiğinde bağımsızlık mı kalkıyor efendim?

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Ama algı çok önemli efendim, algı çok önemli.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Ne alakası var efendim?

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Yani yargının huzurunda hiç kimse kendisi için özel bir muamele talep etmemeli ama buraya bir parantez açmak istiyorum. Elbette ki bu...

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - O zaman İstanbul Başsavcısını niye yerden yere vuruyorsunuz efendim?

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Müsaade ederseniz tamamlayabilir miyim acaba.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - En ufak bir şeyde... Yargıya niye müdahale ediyorsunuz? Bırakın yargı işini yapsın.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Buyurun, devam edin.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Ancak, tabii, bir hususun altını özellikle çizmek gerekiyor: Yargı sürecinde hâkim, savcı ve savunma makamı var. Bizim ülkemizde, özellikle yargının bağımsızlığıyla ilgili hususların bazen yanlış anlaşılmasından dolayı hüküm makamında veya iddia makamında olanların savunma makamına yönelik -belki "kibirli" kelimesi daha doğru olacaktır- kibirli bir tutumunun olduğu akademik çalışmalara da yansımış olan bir konu ve hatta mahkemelerin mimari durumunun da bunu teşvik ettiği şeklinde. Dolayısıyla savunma makamı da aslında iddia ve hüküm makamıyla eşit saygınlığa sahiptir. Mahkemelerin mimari düzeninin de bunu garanti edecek şekilde hazırlanması gerekir çünkü savunma hakkı, kutsal bir haktır ve hem Anayasa'mızın hukuk devletini düzenleyen 2'nci maddesi hem de adil yargılanma hakkına yer veren 36'ncı maddesi savunma hakkına gerekli itibarın sağlanmasını gerektirmektedir. Ben bu kadar söyleyeceğim.

Adalet Akademisinde, tabii, etik dersleri olabilir, ona hiçbir itirazım yok ama o etik derslerinin konusu, hâkimlerin birilerinin önünde saygıyla eğilmelerini gerektirmemeli.

Teşekkürler.