KOMİSYON KONUŞMASI

ELİF ESEN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Ben de hem RTÜK Başkanımızı hem de kıymetli ekip arkadaşlarını, değerli Başkan Yardımcılarını selamlamak istiyorum. Teşekkür ediyorum sunumlarınızdan dolayı.

Şimdi ilk sunuma atıfta bulunmak istiyorum hızlıca. Vatandaş bildirimlerinin inceleme kriterlerine göre dağılımı var. Zaten bu dağılıma baktığımızda toplumun kadına yönelik şiddet hakkındaki görüşlerini az çok ölçümleyebiliyoruz çünkü burada "kadın" kelimesi yok. Bakın, yüzde 33,6 genel ahlak, manevi değerler ve ailenin korunması; yüzde 12,6 çocuk ve gençler; yüzde 11,5 kuruluş ve kişileri eleştiri sınırları, küçük düşürücü diye devam ediyor. Yüzde 7,9 şiddeti özendirici ve kanıksatıcı yayın fakat burada cinsiyet belirtilmemiş yani "Kadının adı yok." derler ya, kadın yok ve en son yüzde 3,9 haber bültenleri ve haber programlarındaki tarafsızlık diye devam ediyor.

Şimdi, bu bir tespit benimki sadece; yine, 2 sayfa sonrasında da denetim faaliyetleri ve müeyyideler geliyor; çok çarpıcı bir sonuç var burada da: Yayın hizmetlerinde ticari iletişim açısından bakıldığında çocuk istismarı ve ürün reklamı 935 kez müeyyide görmüş, kadın istismarı ise 115 kez müeyyide görmüş yani aslında kadından daha çok çocukla ilgili yayınlar 8 kattan fazla bir kat farkı var, maruz kalmış aslında çocuklar. Biz burada kadını konuşuyoruz ama kız çocukları da geleceğin kadınlarıdır, kız çocuklarının küçücük yaşlarda gördükleri kötü örneklerle aslında reşit olmadan başlarına gelenleri de yine sosyal medya da görüyoruz. Zaman sınırlı, o yüzden ben hızlıca diğer konulara geçmek istiyorum.

Şimdi, burada yine sizin çalışmalarınızı takdirle görüyoruz; gayretleriniz var, müeyyideleriniz var ve fakat bunların sonucunda önleyici, sınırlı önleyici olabilmiş diyelim yani büyük bir başarı yok bu anlamda. Yani müeyyideler yeterli gelmiyor mu diye sorayım? Ben kendim çok fazla cezadan yana değilim çünkü cezanın, denetimin tam da bazı şeylerle bir arada olursa önleyici olabildiğini düşünürüm. Burada toplumsal farkındalık ve o farkındalıkla ailelerin, ebeveynlerin, eşlerin donatılmasının önemli olduğunu düşünüyorum kadına yönelik şiddette.

Şimdi, aslında izleyenler alıcı yani istemeden de maruz kalabiliyorlar, çocuklar gibi. Asıl bu hizmeti verenlerle yani senaristlerle, yapımcılarla çalışılması gerekir diye düşünüyorum. Bir dizi var, ismini vermemde sakınca olur mu bilemiyorum, "Sahipsizler" diye bir dizi. Daha dizinin ilk bölümü cinsel şiddetle ve tacizle yoğun bir şekilde başladı. Dizi ilk izlendiğinde ratinglerde 11'inci sırada olduğunu gösteriyor. İkinci bölümde sanırım 8'e iniyor ama siz cezayı verdikten sonra, bu haber ortalıkta yayıldıktan sonra dizinin izlenmesi 3'üncü sıralara geliyor ve çok ilginç bir şekilde -az önce buna küçük bir değinildi ama bu boyutuna değinilmedi- RTÜK'ün ratingi tasarruflu üreten kurum olduğundan bahsedilerek yapımcıların, dizi yapımcılarının bu tür cezaları -yüzde 3'müş sanırım cezanız- dizi bütçesine ekledikleri yani bu maliyeti gözden çıkardıkları çünkü aslında rating ve ceza karşılaştırılması yapıldığında cezayı yiyip yollarına devam ettiklerinde daha kârlı oldukları görülüyor. Yani sizi trollüyorlar aslında güncel deyimle. Burada ceza ve rating maliyeti hesabı yapılıyor, "ceza-ödül mekanizmaları" deriz biz, burada daha farklı bir yaklaşım var.

Yine şunu merak ediyorum: Şimdi, bunlar çok önemli ve ciddi konular. Sosyal psikologlarla çalışıyor musunuz? Bu çok önemli. Yani hem toplumun, sosyologların hem de psikologların burada görüşlerinin alınması lazım. Toplantı ya da eğitimlerinizin etki analizlerini yapıyormuşsunuz? Yine, bir diğer sorum. Ve çok güzel ilkelerden bahsettiniz, 8 tane, harika. Bu ilkeleriniz doğrultusunda bir çıktınız var mı yani ölçümleyebildiğiniz bir çıktınız? Bu ilkeler doğrultusunda yapımcılarla iş birliğiniz ya da projeniz oldu mu, örnek projeleriniz oldu mu? Çünkü örnekler özendirici olabiliyor. Çok hızlı geçiyorum, bir sürü notum var aslında ama yapımcılardan bahsettik, bu sosyal sorumluluk kampanyalarında sizin çok önemli bir rolünüz olabilir toplumda. Çok farklı alanlar var; dijital bağımlılıklar, kumar bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı. Mesela aşı karşıtlığı, şu anda çok ciddi bir risk bizi bekliyor. Aileler ki eğitimli ailelerin aşı karşıtı olduğu görülüyor. Sizin bu olumlu kampanyalarla, projelerle iş birliği yaptığınız kurumlar yani kanallar ya da şirketler dizilerinin içine bu sosyal farkındalıkları alsa topluma önemli katkılar sağlayabilirsiniz.

Çok teşekkür ediyorum. Herhâlde son konuşmacıydım.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Birkaç cümleniz daha varsa alabiliriz.

Buyurun.

ELİF ESEN (İstanbul) - Yok, son bir niyetle kapamak istiyorum, teşekkür ediyorum.

Bunları konuşmadığımız, şiddeti konuşmadığımız barış dolu güzel bir 2025 olsun inşallah ve ilerleme kaydettiğimiz bu konuların çözümlerinde.

Sağ olun.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Çok teşekkürler.