Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan ve Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Özge Aydiş Toy tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 18 .12.2024 |
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Başkanım, size ve Komisyon üyesi milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Sayın Bakanıma ve ekibine de hoş geldin dileklerimi iletiyorum.
Şimdi, tabii, bu şeylerden sonra...
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Sayın Vekilim, bir şey söyleyeyim mi sizin bütünlüğünüzü bozmamak için. Nurettin Alan Vekilimiz Tokatlı olduğunu söyledi, Hey Onbeşli türküsünden de örnek verdi; aslında bu, toplumsal algının nasıl farklılaştığını gösteriyor. Hey Onbeşli türküsü bir ne türküsü?
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Ağıt.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Ağıt.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Ama millet bunda oyun oynuyor.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Yavaş söylersen ağlıyorsun, hızlı söylersen oynuyorsun.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bunun hikâyesinde hiç oynanacak bir şey yok da.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Yani toplumsal algı bakımından önemli.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Evet, evet, kabul ediyorum.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Maalesef.
Şimdi, Sayın Bakanım, elbette ki kadın mücadelesine katkı sunan herkese teşekkür ederiz tabii. Bu mücadele günbegün yapılan mücadeledir ve artarak beraberce yapılacak bir mücadeledir. Yani kimse burada karşı karşıyaymış gibi birbirimizi göstermemeli, görmemeliyiz, hep birlikte aynı noktaya sonuç itibarıyla bakmalıyız ama elbette burada tercihler bir politika olarak da önümüze geliyor yani aileye bakış açımız belli ki çok farklı, aslında farklı değil de birbirimizi anlamama noktasından gidersek o sonuca varıyoruz. Şimdi, kimse aileye karşı filan değil ama kadını sadece aile üzerinden tanımlamaya kalkarsanız ve tüm sonuçları da bunun üzerinden almaya çalışırsanız bu bizi doğru yöne götürmez. Şimdi, hepimiz biliyoruz ki derdimiz kadının -ister aile içinde olsun ister aile dışında olsun- birey olarak, özgür bir birey olarak tanınması ve tanınmaması üzerinde; buradaki kavgamız, mücadelemiz. Biz kadını özgür bir birey olarak tanımlarsak nereye sokarsak sokalım, nerede güçlendirirsek güçlendirelim elbette ki olumlu bir sonuç alırız ama kadını sadece aile kurumu içerisinde tanımlarsak ve onun üzerinden, bir "anne"dir, "abla"dır, "eş"tir tanımlaması üzerinden gidip bir de güzelleme yaparsak sonuca varamayız; meselemiz bu, yoksa hepimiz ailenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ama bu problemin çözümünde önümüzdeki en büyük engelin de şu olduğunu bilelim. Siz söylediniz ya hani... Biz niye kutsallaştırmayalım dememizin nedeni o. Şiddet, tecavüz, taciz maalesef en yakınlarından geliyor. Buna "Hayır." diyecek içimizde biri var mı? Değil. O yüzden, aile kurumu içerisinde gelişen bu olaylara çözüm üretmemiz o kadar da zor oluyor. Bu tür suçların aile bireylerinden geldiği zaman ne kadar zor söylendiğini yaşayanlar bilir. Zannetmeyin ki bu masanın etrafında veya burada olanlar da bu olayı yaşamamıştır. Dolayısıyla çok zor, hassas bir konuda hareket etmemiz lazım. Buradan karşıtlık üretmeyelim yani "Aile kurumuna karşıyız." bunları... Hayır, aile kurumuna karşı değiliz ama kadın özgür bir bireydir; ilkin bunu sizin de böyle algılamanız gerekiyor, ondan sonra konumlandıralım.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - En güzel örnek bence orası, kadınlar ismiyle anılıyor zaten.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Hayır, o bir şey değil.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Olmaz olur mu?
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Onu da söyleyeyim size, bizim bölgede de öyledir ama orada güçlü kadının olması, oradaki kadınların sömürülmediğini, tacize uğramadığını, şiddete uğramadığını göstermez çünkü biliyoruz ki şiddet sadece fiziksel şiddet değildir. Dolayısıyla oradaki bütün bakımların kimler tarafından yapıldığını, kadınlar tarafından yapıldığını hepimiz biliyoruz.
Şimdi -Sayın Bakanım, siz de söylediniz- kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir. Bu açıdan baktığımız zaman zaten sorunların büyük bir bölümü için aynı yönde bakıyoruz demektir.
Bir de İstanbul Sözleşmesi'ni de karşıtlık üzerinden yürütmek artık sıktı çünkü görüyorum ki -ben ayrıldım ama- sunumunuza ve kitapçığa baktığımızda, koordinasyon eksikliğini saptamışsınız, bunun çözümü için bir şey yapmışsınız, verinin olmaması iyi bir şey değil, saptamışsınız ve bir sürü bir şeyi daha saptamışsınız, saptadıklarınızın büyük bir bölümünü İstanbul Sözleşmesi zaten "Saptayın ve böyle yapın." diyor, siz de bu yolda ilerliyorsunuz. Dolayısıyla sizlerin de gizli bir İstanbul Sözleşmesi taraftarı olduğunuzu düşünüyorum. Hep birlikte çalışalım çünkü sorun belli, Amerika'yı filan da yeniden keşfetmeyeceğiz Sayın Bakanım, zaten keşfetmiyorsunuz. Dolayısıyla bu İstanbul Sözleşmesi üzerinden karşıtlığı bir tarafa koyalım ama biz iktidara geldiğimizde CHP olarak ilk imza atılacak sözleşme odur; onun da altını çizeyim.
Sayın Bakanım, şimdi, medyada hep ele alınma usulünü diyoruz ama bence bize göre olması gereken şekilde sonuçlanan davaları yani cezasızlık politikası ve algısını ortadan kaldıracak şekilde -ki burada var, belirtmişsiniz- bunları sık sık dile getirmemiz gerekiyor. Yani hep olaydan bahsediyoruz, olaydan sonra işte tutuklandığı, tutuklanmadığı bölümünden bahsediyoruz ama o olaydan sonra o dava nasıl sonuçlanmış, bu çok bizi ilgilendirmiyor. Bir sürü olumsuz tabii ki karar olabilir ama bir sürü de olumlu bulduğumuz kararlar var. Bu kararları sivil toplum örgütleri olarak, barolar olarak, Bakanlık olarak daha sık bir şekilde basında, kamuoyunda dile getirmemiz gerekiyor. RTÜK'le en konuşacağımız nokta bence bu olmalı. Belki "Kamuya mal olmuş bu olaylarda, şu olayın sonucunda şu ceza verildi." şeklinde bir spot hazırlanmalı. Öteki türlü birçok şeyi önlememiz de mümkün değil yani ne çocukların ne fail olanların dizilerden etkilenerek suç işlemesini filan engellememiz o kadar çok kolay bir şey değil. Dolayısıyla, bu yönde bir spot hazırlar ve hep birlikte bunları dile getirirsek çok daha faydalı olur.
Ben merak ediyorum, kaç avukatla davalar takip ediliyor, kaç dava takip ediliyor? Fedakârca davalara katılan avukat meslektaşlarımı burada şahsınızda tebrik etmek isterim. Ben yeterli olmadığını düşünüyorum çünkü gerçekten çok büyük yük, psikolojik anlamda da avukatlar etkileniyor dolayısıyla avukat alımının sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Avukatların cinsiyetini de merak ettim Bakanlığınızda, bu konuda da bir bilgi verirseniz çok memnun olurum. Anladığım kadarıyla, vekâlet ücretlerinin alınması yönünde bir yasal düzenleme yapmamız gerekiyor. Vekâlet ücretlerinin Bakanlık üzerinden alınması ve bunların da avukatlara dağıtılması gerekiyor. Benim de gözlemlediğim şu Sayın Bakanım: Son yıllarda, özellikle tabii, avukat meslektaşlarımın da davalardaki bakış açılarını, olaya katılımını ve dosyanın… Bunları daha önce barolar, kadın hakları komisyonları, çocuk hakları komisyonları yapıyordu ama son yıllarda Bakanlığınıza bağlı avukatların da daha fazla etkin hâle geldiği yargılama süreçlerini görüyoruz; bundan da son derece memnun olduğumu söyleyeyim.
Ben yasa teklifi verdim ama bir şey olduğu yok. Ben, baroların da aynen Bakanlığınızın yanında katılma talepleri konusunda bir yasal düzenlemenin, bir kelime eklenmesi suretiyle 6284 sayılı Yasa’ya çok faydalı olacağını düşünüyorum. Karşı karşıya değiliz; o kadar güzel bir duygu ki Bakanlığın da aynı şekilde bakıp, baroların kadın hakları merkezlerinin de aynı şekilde bakıp orada birlikte mücadele etmesi çok kıymetli. Bunun yasal zeminini de sağlamamız gerekiyor.
Şiddet ile ekonomik durum arasında direkt bir etki var. Bu konuda da tabii ülkemizin şu anda gelmiş olduğu yoksulluk-yoksunluk durumu üzerinde çok hızlı bir şekilde çözüm üreten politikaları yürütmeniz gerekiyor ki ekonomik nedenlerden tetiklenen şiddetin önünü de kesebilelim.
Sayın Bakanım, elektronik…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Sürenizi bir kat aştınız, konuşma süremizi de çıkarttığımız hâlde...
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bitiriyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Tamamlayın, buyurun.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Elektronik kelepçeyle ilgili İçişleri Bakanımız dedi ki: “Bir anda 2’ye, 3’e katlayabilirim. Buna ihtiyaç var." Lütfen siz İçişleri Bakanıyla konuşun.
Sosyal hizmetler çalışanlarını artırmamız gerekiyor. Enflasyon dikkate alındığında bütçenizin yetersiz olduğunu düşünüyoruz, bunu olumsuz olarak algılamayın. Seneye bu bütçenin artırılması için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Bunu söyledikten sonra sığınmaevi sayısının da yine artırılması gerektiğinin altını çizeyim.
183’ün de niye 112’yle entegre edildiğini anlamış değilim, bir bilgi verirseniz sevinirim çünkü biz tamamıyla kadına yönelik şiddete ilişkin o…
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - O duracak.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Ama ona başka türlü talepler de geliyor. Sadece kadına yönelik şiddetle ilgili bir hattın kurulmasını isterken bunun 112’yle entegre edilmesinin acaba olumsuz bir sonuç mu doğuracağına dair bir kuşkum var.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Onu anlatacağım.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bunu belirtmek isterim.
Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.