KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, değerli arkadaşlar, şöyle bir usul belirliyorsunuz: Kimse "CHP" diyemeyecek; Bakanın ne konuşacağını tanzim edeceksiniz...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Öyle bir şey...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye arkadaşlar, müsaade edin. Bir dinlemesini bilin ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Biliyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bilmiyorsunuz! Bakın, on beş dakikadır size söz vermediğim hâlde Bakanın konuşmasını kesiyorsunuz. Böyle kendinizi bir çekin, kayda alın, bir görün ya! Ben yakıştıramıyorum size ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Biz de bu konuşma tarzını yakıştıramıyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, siz bir hukukçusunuz ya, hukuk adamısınız. Bir durun...

CAVİT ARI (Antalya) - Hakkımızı savunuyoruz burada Başkanım. Sessiz mi kalacağız yani? Haksızlığa karşı sessiz mi kalacağız?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Arkadaşlar, bakın... Bir saniye...

Sayın Türeli, bakalım Bakan ne diyecek, bir tamamlar konuşmasını. Sayın Bakan tamamladıktan sonra oylamaya geçmeden önce -geçen sefer de yaptık- Sayın Türeli -burada sözcünüz- söz alır.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Şimdi konuşalım, bu şeyi bitirelim Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok. Değerli arkadaşlar, bir saniye, ben anlatıyorum. Yani değerli arkadaşlar, hakikaten bir duralım, kamerayla bir çeksek kendimizi, hâlimize bir baksak; ayağa kalkıyoruz, elimizi sallıyoruz.

(CHP milletvekillerinin laf atmaları, gürültüler)

Bir saniye değerli arkadaşlar...

Yani şimdi Sayın Bakan bir ifade kullandı, sizin de elinizde veriler var.

CAVİT ARI (Antalya) - Ne zaman söyleyeceğiz Sayın Başkanım?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, sizin önünüzde grup sözcünüz var, söz alır, der ki: " Ben bu konuda bir söz istiyorum." Ben zaten sözcülere söz veriyor muyum? Veriyorum. Bir usulümüz var, değil mi. Söz alır, der ki: "Ya, Sayın Bakan, sizin verdiğiniz rakamlar öyle ama bakın, bizdekiler de böyle böyle." Nasıl az önce 47 bini ifade ettiniz, "15 bin disiplinsizlikten, 18 bini öyle gitti, 200'ü vefat etti." Anlattınız. Orada Sayın Türeli der ki: "Öyle değil." İsterse Sayın Türeli, beş dakika da ara vereyim, hazırlığını yapsın, gelir, Sayın Bakana cevabını verir. Biz medeni insanlarız, ortaya çıkar.

Şimdi, CHP'li belediyelerin borçlu olması... Yerel seçimlerde halk sizi tercih etti, daha iyi vaatlerde bulundunuz, "Daha iyi yöneteceğiz." dediniz, ikinci dönem aldığınız belediyeler var; bunun muhasebesini vatandaş yapmış. Şimdi, Sayın Bakan bir ifade kullanıyor. Yani "Öyle konuşamazsın. Bize saygısızlık yapamazsın." Yani sabahtan beri Sayın Bakan oturuyor; ağzını açmadı, tek kelime etmedi, hiçbirinizin sözünü bölmedi. Ya, böyle mi biz nezaket sahibi olacağız değerli arkadaşlar ya!

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Arkadaş...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Türeli.

Bu mu bizim nezaketimiz? Yani bu mu müzakeremiz? Alırsınız sözünüzü...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bakın, Sayın Başkanım, şu soru sorulmadı ki...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Bakırlıoğlu, lütfen, buradan soranlar oldu. Beğenmediniz mi...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - "CHP'li belediyelerin borcu nedir?" diye sordularsa tamam, açıklasın.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Bakırlıoğlu, bir saniye...

Yani, CHP'li belediyeye bir şey denilmeyecek, CHP'ye bir şey denilmeyecek; Sayın Bakan bir şey konuşmayacak mı? Lütfen, lütfen...

CAVİT ARI (Antalya) - Denilmesin değil, borcun kaynağını açıklasın, borcun nereden gelip nereye gittiğini açıklasın.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye değerli arkadaşlar.

Bakın, sonrasında -az önce de söyledim- yani Sayın Türeli söz alır, der ki: "Ben açıklama yapacağım." Sayın Türeli'ye söz vereceğim dedim, açıklar. İki tutanak ortada; Sayın Bakanın verdiği bilgi, Sayın Türeli'nin ortaya koyduğu bilgiler; vatandaş bunun muhasebesini yapar merak etmeyin değerli arkadaşlar.

CAVİT ARI (Antalya) - Yaptı zaten Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Arı.

Böyle bağırınca haklı mı oluyorsunuz? Yok. Ha, sizi haklı çıkarmıyor. Lütfen, ya, bir müsaade edin, Sayın Bakan bir konuşmasını tamamlasın, sizlerin sorularını cevaplasın; gerisini yazılı alacağız. Ondan sonra da Sayın Türeli der ki: Öyle değildi, belediyeler böyleydi, o da izahatını yapar, iş biter.

Birbirimizi anladığımızı düşünüyorum değerli milletvekilleri.