Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü c) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ç) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu d) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu e) Nükleer Düzenleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 18 .11.2024 |
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Merhabalar.
Yani süremiz kısıtlı ondan dolayı ben hemen başlayayım. Yani Şırnak petrolüyle başlamak istiyorum. Sayın Bakan, konuşmanızda özellikle siz de dile getirdiniz, "Tarihimizin kara alanlarındaki en büyük petrol keşfine imza attık." dediniz, "Gururla Şırnak'ın adı artık petrolle anılıyor." dediniz. Burada bizim görevimiz, elbette ki bu tür çarpıtmaları hakikate uygun bir şekilde anlatmaktır.
Şırnak petrolle değil, bizim açımızdan yıllardır bizzat devlet eliyle yürütülen bir doğa kırımıyla anılmaktadır. Bu kırımın içinde sözde "Enerji üretiliyor." adı altında yapılan güvenlik barajları var, denetimsiz kömür madenlerinin yarattığı hava ve çevre kirliliği var, kesilen milyonlarca ağaç var. Silopi'deki termik santralle birlikte yok edilen tarım alanları ve önüne geçilemeyen hastalıklar ve değişen iklim var. Şu an yapımına başlanacak Cizre Barajı'yla yok edilecek olan bir tarih, yerle bir edilecek olan bir ekosistem var ve en önemlisi "Petrol aranıyor." bahanesiyle delik deşik edilen Gabar Dağı var, Cudi Dağı var ve Besta alanı söz konusu olacak. Tabii, bunlar yapılırken de elbette ki girişe yasak bölge ilanlarıyla orada neler döndüğünün üstünü de örtüyorsunuz. Demem o ki doğa tahribatını kısa süre zarfında bu şekilde anlatmak elbette ki mümkün değil. Yani günlük petrol üretiminin 57 bin varile çıktığını söylediniz ve uzun süredir yıl sonuna kadar da bunun mutlaka 100 bin varile çıkarılacağını da sürekli dile getiriyorsunuz. Peki, bu üretim hırsı, hakikaten bu kâr düşkünlüğü bize, Türkiye halklarına, Şırnak halkına neler getirdi? Gerçekten yıkımdan, talandan, doğa katliamından... En sonunda da temmuz ayında maalesef petrol kulesinde platformun çökmesi neticesinde bir mühendisimizin yaşamına mal oldu. Adını da burada belirtmek istiyorum: Mühendis Mehmet İrfan Güler'i rahmetle anmak istiyorum. Yani bu konu hakkında Şırnak vekilleri olarak size de bir soru önergesi vermiştik 23 Temmuz 2024'te. Maalesef, şu ana kadar, yüz on sekiz gündür cevap almış değiliz. Ben siz burada iken en azından o sorulardan bir tanesini de sormak istiyorum: Günlük 100 bin varil hedefi doğrultusunda mühendisler ve işçilerin gece gündüz çalıştırıldığı, mühendislerin yirmi dört saatin üzerinde çalışmalarla yoğun stres altında çalıştırıldığı doğru mudur? Bu kaza neden meydana gelmiştir? Cevap bekliyoruz. Umarım ki cevap vermiş olursunuz, en azından soru önergesine vermediğiniz için burada vermiş olursunuz.
Kısacası, Şırnak'ta çıkarılan petrolün doğaya verdiği tahribatın büyüklüğünün, çevreye verdiği zararın bir an önce ortaya çıkarılması gerekiyor, bunun önüne geçilmesi gerekiyor Sayın Bakan. Sonrasındaysa bu petrolün nasıl çıkarılacağı, nasıl değerlendirileceği, öncelikle çıkarıldığı bölgedeki insanlara yani Şırnaklılara, sonrasında Türkiye halklarına nasıl bir katkı sağlayacağı belirlenebilir. Şırnaklılar çıkarılan petrolden de pay almak istiyor Sayın Bakan. Maalesef, Şırnak halkına hiçbir yararı, hiçbir faydası dokunmuyor, herhangi bir yararı da söz konusu değil.
Ayrıca, Gabar'dan çıkarılacak olan bu petrolün Şırnak'ta döşenen boru hattıyla birlikte Kerkük-Ceyhan Petrol Boru Hattı'na bağlanacağı belirtiliyor, bunun gerçekliği nedir? Bunu da açıklamanızı talep ediyoruz.
Değerli hazırun, tabii ki petrolden bahsetmişken DEDAŞ'a değinmemek mümkün değil yani özellikle siz de burada iken. 6 yaşında bir çocuğumuz Azad Ay, Şırnak'ın İdil ilçesinde yaşıyor. 6 yaşında, CP hastası, solunum cihazına bağlı maalesef ve DEDAŞ'ın zulmünden kaynaklı, sürekli elektrik kesintilerinden kaynaklı maalesef cihazı bozuluyor. Sadece Şırnak'ta değil, maalesef bölgede, özellikle Şırnak'ta, Mardin'de, Siirt'te, Şanlıurfa'da, Diyarbakır'da sürekli bu haberlerle karşılaşıyoruz, uyandığımız zaman sürekli bu haberlerle uyanıyoruz. Onun için bu DEDAŞ zulmünü ortadan kaldırmak sizin sorumluluğunuzdadır Sayın Bakan. Maalesef, iktidarın sopası hâline dönüşmüş durumdadır. Âdeta işkence yöntemleriyle hareket ediyor, bir cezalandırma politikası uyguluyor DEDAŞ. Ondan dolayı bu sorumluluk sizdedir. Bu zulmü bir an önce durdurmanız gerekiyor. Yani özellikle bölgedeki halkımız gerçek anlamda sürekli şikâyette bulunuyor ama herhangi bir sorumluluk hissiyatıyla hareket etmiyor DEDAŞ. Bu zulmü bir an önce bitirin Sayın Bakan.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.