Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü c) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ç) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu d) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu e) Nükleer Düzenleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 18 .11.2024 |
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Sayın Bakan, Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, kıymetli hazırun, çok kıymetli basın mensupları; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Ülkemizin enerji politikalarını gerçekçi bir şekilde ele almak durumundayız. Enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmek sadece ekonomik bir hedef değil aynı zamanda ulusal güvenlik meselesidir; bunun farkındayız. Sayın Bakanım, söylediklerinizin tamamının yüzde 100 doğru olduğunu kabul edersek; yine, iktidar partisi vekillerimizin söylemlerinin tamamının doğru olduğunu kabul edersek bu söylemlerle sonuca vardığımızda çok ayrı bir tabloyla karşı karşıyayız. Sebebi şudur: Türkiye'de ekonomik anlamda hem elektrik fiyatları yüzde 400 artmıştır 2018'den 2023'e kadar hem de bu yüzde 400 artışta yine doğal gaz artışları vardır ve vatandaşımıza bu yansımamaktadır. Millî üretime yönelik hamleleriniz var, bu bağlamda reel üretim artışına da gidiliyor fakat bütün bunlara rağmen bu, vatandaşa neden ve niçin yansımıyor? Bu, vatandaşlarımızın da özellikle sorduğu sorudur. Bir de OECD ülkelerinde ortalama yüzde 141 artmışken bizde niye 400? Bu, vatandaşın sırtına yüklenen bir yük.
Yine, mazot ve benzinle alakalı da bir örnek verip kendi ilimle ilgili söylemek istediklerime geçeceğim; o da şudur: Asgari ücretle çalışan bir kişi maaşıyla yalnızca 392 litre motorin alabiliyor; Almanya'da bu rakam 1.219 litre, Fransa'da 1.026 litre, en düşük İspanya'da, o da 810 litre yani yine bizim hemen hemen 3 katımız kadar oluyor. Dolayısıyla burada yanlış ve ters giden bir şey var, bununla ilgili de vatandaşlarımız... Hatta dün akşam sosyal medyayı karıştırırken gördüm, bir Rizeli yani Cumhurbaşkanımızın memleketinden bir arkadaşımız bir video çekmiş "Evde anam var, ben varım, ağabeyim var; 3 kişi kalıyoruz, bir aylık elektrik faturası 1.850 lira." diye gösteriyor. Bu 1.850 liranın çok olduğunu düşünerek elektrik kurumuna giderek -bu 1.850 lirayı- neden bu kadar yüksek geldiğini sorguluyor. "Evde şofbeniniz mi var?" diyorlar. "Evet, şofbensiz ev mi olur, şofbenimiz var." diyor. "İşte, ondan dolayı bu kadar geliyor." diyorlar. O vatandaş da diyor ki: "Ne yani yere abdestsiz mi basacağız?" Durum bu yönde, lütfen millete yere abdestsiz ayak bastırmayalım, bunlara bir çekidüzen verelim, bunu söylemek isterim.
Ama en önemli konu da şu: Benim seçim bölgemde bir Cengiz Holding var. Daha önce, geçen baktığımızda bu ihalelerle ilgili Cengiz Holdingde karşılaştığımız bir durum var. 15 Kasımda Diyanetin ihalesini almış, 25 milyon dolar. Yine, 6 milyon kilovatlık 1 milyar 179 milyon bütçeli bir ihale verilmiş. Yine, Sinop Boyabat'ta 456 milyarlık olan ihale 3,68 milyara Cengiz'e devredilmiş. Yani, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir Cengiz Holding sevdası... Hatta ülkenin adını "Cengiz Holding" mi yapmak lazım bilemiyoruz. Bunu niye söylüyorum? Şu anda Çanakkale Kaz Dağları'nda tam 1 milyon ağaç kesiyorlar. Cumartesi günü oradaydık, o bölgedeki köylülerimiz "Biz eskiden kuş sesleriyle uyanıyorduk, şimdi sabah testere sesleriyle uyanıyoruz." diyor ve tam 1 milyon ağaç kesiliyor. Bunun Çanakkale'de çok kötü bir örneği var. Orada bir Kanada şirketi tam 923 bin ağaç kesti ve kestikten sonra da hiçbir faaliyette bulunmadan orayı terk etti. Yani orada yüzde 17,24'lük bir dilimin çıkarılan ülkeye bırakılması gereken altın madenciliği var iken sadece yüzde 4'le bir anlaşma yapıldığı fark edildi ve bunun üzerine de çok gidildi, neticede orası öylece bırakıldı. Yani orada uzaydan gözüken bir boşluk var.
Yine, şimdi, bu Cengiz Holdingin ağaç kestiği tam 6 bin hektar alan şu anda talan ediliyor. Şimdi, sizin kataloğunuza baktım, çok güzel, 45 ilde 9 bin hektar alan ağaçlandırılmış ama 45 ilin neredeyse tamamı kadar bir alan Çanakkale'de kesiliyor. Bu kesilen alan, doğayı tamamen tahrip eden... Çanakkale'nin rüzgârı varken, bu anlamda enerjiden yararlanılması gerekirken, suyu, boğazı, akıntısından elektrik üretilmesi, sağlanması gerekirken yani her şeyinden, havasından, suyundan, denizinden yararlanılması gerekirken bugün itibarıyla bu durumdayız.
Saygıyla arz ederim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Uz, teşekkür ediyorum.