Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü c) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ç) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu d) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu e) Nükleer Düzenleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 18 .11.2024 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, size bir özelleştirme hikâyesinden bahsetmek istiyorum, burada da özelleştirmelere neden karşı olduğumuzu biraz anlatmak istiyorum. Soma Termik Santrali 2015 yılında 685 milyon dolar bedelle özelleştirildi. Bazı şartları vardı; belli sürelerde filtre takılacaktı, kendisiyle beraber özelleştirilen diğer termik santraller gibi bu şartları yerine getirmedi, hâlen daha geçici ruhsatla, geçici bir izinle baca gazı filtresi takmadan çalışmaya devam ediyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı buna 2027 yılına kadar izin vermiş. Ancak özelleştirmede alan Torku'nun bu yükümlülüğü yerine getirme niyeti yok, yapma kabiliyeti de yok zaten. Sırf bu yüzden dolayı biz Akhisar'da yaşayanlar, Soma'da yaşayanlar, Kırkağaçta'da yaşayanlar, Manisa'da yaşayanlar zehirlenmeye devam edeceğiz.
Sayın Bakan, Soma bir bombanın üzerinde oturuyor, ciddi bir sıkıntımız var. Bu termik santral, havamızı ve suyumuzu kirletiyor, Manisalıları zehirliyor, bir yandan da yapması gereken rutin bakımları yapmıyor. Normalde kamuda her ay bakım olurken, belli üniteler bakıma alınırken 2015 yılından beri hiçbir bakım yapmamış durumda. Hiçbir yatırım yok, hiçbir revizyon yok, çok ciddi iş güvenliği sorunları var ve burada ciddi kazalar oluyor, ciddi yangınlar çıkıyor, insanlar burada çalışmak istemiyor. Yani daha önce kamuda çalışıp da devam eden insanların birçoğu can güvenliği olmadığı için işi bıraktılar. Bu işletmeyi, bunu geçen bütçede de söylemiştim. Daha sonra buraya bir teftiş kurulu gidiyor, bizim duyumumuza göre teftiş kurulu 70 noktada tutanak tutuyor ve buna rağmen, bakın, bu tutanaklara rağmen işveren, iş yeri sahibi herhangi bir önlem almayacak. Sayın Bakan, 685 milyon dolara özelleştirilmişti bu santral; şu an için, kömür aldığı TKİ'ye 10 milyar liranın üzerinde borcu olduğu söyleniyor, 10 milyar liranın üzerinde. Bakın, 685 milyon dolara özelleştirme oldu. Bu borç 2019 yılı itibarıyla 1 milyar liraydı ve o günkü kurla 168 milyon dolardı. 2020 yılı bütçesinde ben gene bunu dile getirmiştim, "Niye tahsil etmiyorsunuz? Niye alacağınızı takip etmiyorsunuz?" demiştim. Aradan beş yıl geçti, borcun 1 milyar liradan bugün 10 milyar lirayı geçtiği söyleniyor; güncel kurlarla 295 milyon dolar. Duyduğumuza göre TKİ harekete geçmiş ama geçmiş olsun; artık bu borcu tahsil etme yeteneği var mı yok mu, onu da bilmiyoruz. Bu şirket yatırım yapmıyor, bakım yapmıyor, iş güvenliği önlemlerini almıyor, filtre takmıyor, devlete olan borcunu ödemiyor ancak devletten teşvik almaya devam ediyor; bu sene 752 milyon liralık teşvik almış. Şirket, borcunu ödemiyor ancak dolar cinsinden olan yaklaşık 370 milyon dolarlık özelleştirme bedeli borcu TL'ye çevriliyor ve altı yıla bölünüyor yani bu şirkete kıyak üzerine kıyak yapılıyor.
Şimdi, bizim orada bir hikâye var: Samanlığın bir tanesine bir hırsız girmiş, evin oğlu hırsızı yakalamış, babasına seslenmiş, "Baba, samanlıkta hırsız yakaladım." demiş. "Oğlum, getir..." Cevap vermiş: "Gelmiyor." "Oğlum, sal gitsin..." "Gitmiyor..." Şimdi, öyle bir belayla karşı karşıyayız ki burayı kapatmaya kalksak kapatamayız çünkü Soma'da 12 bin tane hanenin ısınmasını bu termik santral yapıyor. Bizim burada önerimiz net: Burada bir an önce kamulaştırma yapılması lazım; burada, bir an önce, bu Soma termik santralinin kamulaştırılmasının yapılması lazım. İşte, size Adalet ve Kalkınma Partisi usulü bir özelleştirme; gelinen nokta ne yazık ki bu.
Sayın Bakan, ELİ, Soma'da sadece Eynez açık ocağında üretim yapmakta. Söz konusu sahada 25 milyon ton kömür rezervi bulunmakta ve on yedi yıldan beri -işçilerin bize anlattığı, madencilerin bize anlattığı- ELİ burada dekapaj çalışması yapmakta. On yedi yıllık emeğin sonunda iş artık bitmiş; sadece, alttaki kömürü kepçelerle kamyonlara doldurmak kalmış yani iş artık kaymak yemeye kalmışken 2022 yılında bir haber... Dediler ki: "Biz burayı özelleştireceğiz." Bakan Yardımcılarımız biliyor, siz o zaman Bakan değildiniz. Daha sonra, burada işçiler de eylem yaptılar hâliyle yani dediler ki: "Eynez bizimdir, bırakmayacağız." Kırk iki gün boyunca eylem yaptılar. Daha sonra MADEN-İŞ'in Genel Başkanı ile TÜRK-İŞ'in Genel Başkanı geldi, "Biz dönemin Bakanıyla görüştük, Bakan Yardımcılarıyla görüştük; özelleştirme olmayacak." dediler ve işçiler de eylemlerini bıraktı fakat biz sonradan öğreniyoruz ki MAPEG'in bir evrakı var; buna göre, yani, bu sözler verilirken bu özelleştirme yapılmış. Gerçekten, bu özelleştirme yapıldı mı yapılmadı mı, onu sormak istiyorum? Eğer hakikaten de bu özelleştirme yapıldıysa yani o eylemler esnasında o müjdeler verilirken bu özelleştirme yapıldıysa ya siz MADEN-İŞ Sendikasını veyahut da TÜRK-İŞ'i kandırdınız ya MADEN-İŞ Sendikası, TÜRK-İŞ madencileri kandırdı veyahut da el birliğiyle madencileri kandırdınız; benim aklıma başka şey gelmiyor.
Sayın Bakanım, sunumunuzda elektrik kurulu gücümüzün 114 bin megavata ulaştığını, enerjide devrim yaptığınızı söylediniz, "Son yirmi yılda enerji sektöründe neredeyse 3 yeni Türkiye inşa ettik." dediniz. Yaptığınız yeni Türkiye-eski Türkiye metaforu beni eski Türkiye'ye yani çocukluğuma götürdü, kırk sene evveline götürdü. 1980'li yıllardan, çocukluğumdan aklımda kalan şeylerden bir tanesi şuydu: Devamlı elektrik kesintisi olurdu, devamlı arızalar olurdu; aklımda kalmış, geceleyin devamlı mum ışığında, lamba ışığında ders çalışmak zorunda kalmıştım. Belki sizin yaşınız buna yetmiyordur. Kırk yıl önce eski Türkiye'de mum ışığında ders çalışıyordum ben; inanın, benim çocuğum kırk yıl sonra gene Türkiye'de mum ışığında ders çalışıyor. Bakın, Manisa'da elektrik kesintilerinden, arızalardan illallah ettik artık, illallah ettik. Devamlı buzdolaplarımız arıza görüyor, devamlı elektronik eşyalarımız arıza görüyor ve biz artık bundan bıktık. Peki, ya, bu nasıl oluyor yani enerjide devrim yaptığınız bir ülkede nasıl biz karanlıkta kalıyoruz, neden bizim eşyalarımız devamlı bozuluyor?
Dağıtımı özelleştirdiniz, millet karanlıkta kaldı. Hâl böyleyken Sayın Bakan, elektrik iletimini de özelleştirmeye kalkıyorsunuz. Elektrik üretiminde kamunun üretimi şu anda sadece yüzde 17, yüzde 83'ü özel sektörün elinde. 2035'e kadar mevcut rüzgâr ve güneş kurulu gücünü 4 katına, 120 bin megavata çıkartmayı hedefliyorsunuz. O zaman şunu sormak istiyorum: Bu kurulu güçte Elektrik Üretim AŞ'nin bir yatırımı olacak mı, ne kadarı onda olacak? Yani 2035 yılına gelindiği zaman kamu sıfırlanacak mı, onu ben size sormak istiyorum? Mesela, kömür üretiminden çıktınız, çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Geçtiğimiz sene dünyada kömür fiyatları arttı, dolar arttı, Türk lirası değer kaybetti. Yani ithal kömür 4 katı, 5 katı fiyatına çıktı, yerli kömür de birdenbire 4 katına, 5 katına çıktı. Yani onu regüle edebilecek bir üretimimiz olmadığı için, kamu üretimi olmadığı için insanlarımız mağdur oldu. Şimdi, yerli petrol kaynakları buluyorsunuz, doğal gaz kaynakları buluyorsunuz ve üretimlerimiz artıyor. Yenilenebilir enerji üretimi hakikaten de artıyor, yüzde 49'lara kadar gelmiş durumda. Yarısı şu anda yenilenebilir enerji ve bu yenilenebilir enerjinin içerisinde de yerlilik oranının ciddi şekilde arttığını siz söylüyorsunuz. Brent petrol doğrusal bir seyir hâlinde düşüyor, enerji fiyatları günden güne azalıyor ancak Türkiye, tüm bunlara rağmen, tüm bu iyimser tabloya rağmen nasıl oluyor da enerji enflasyonunda OECD ülkeleri arasında açık ara birinci oluyor? Bence bu izaha muhtaç bir konu. Yani bakıyorsunuz, 36 tane, 37 tane ülke var, sadece 10 tanesinde pozitif enflasyon var, geri kalan hepsinde enerji enflasyonu negatif. Türkiye yüzde 65'lerde. Bütün ülkelerin enerji enflasyonunu toplayın, bir Türkiye yapmıyor. Yani bir tarafta enerji enflasyonunda OECD'de 1'inciyiz, dünyada hatırı sayılır yerlerde olduğunu düşünüyoruz, bir taraftan da siz "Biz 1.000 liralık bir faturanın sadece 400 lirasını yansıtıyoruz, 600 lirasını sübvanse ediyoruz." diyorsunuz ve iki yıldan beri de toplamda 600 milyar liralık bir kaynak aktardığınızı söylüyorsunuz. Bakın, Sayın Bakanım, yani sizin göreviniz Türkiye'de sanayiciye, meskenlere, ticarethanelere, çiftçiye ucuz, sürekli ve temiz enerji vermek. Yani bu kadar sübvanse ediyorsanız demek ki bizim ülkemizde ve hâlen daha dünyada enerji enflasyonda 1'inci isek, demek ki bir şeyler ters gidiyor. Bu durumun böyle olmaması lazım. Bu kadar sübvanse olmaması lazım bu kadar yatırıma rağmen.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Bakırlıoğlu, ilave bir dakika süre veriyorum.
Buyurun.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Tamam.
Şimdi, elektriğe yüzde 38 zam yapıldı. Ben bakıyorum, niye zam yapılmış diye, ürün fiyatında herhangi bir artış yok. Bakın, yüzde 38'lik zammın neredeyse tamamı dağıtım şirketlerine yapılan -tarifesine göre- yüzde 60 ile yüzde 100 arasındaki artıştan kaynaklanmakta. Benzine bakıyorum, mazota bakıyorum, bakın, seçim zamanında benzin 20 liraydı ve 1 litre benzinde ürün fiyatı 11 lira 92 kuruştu, Ekim 2024'te 43 lira 50 kuruş benzin, ürün fiyatı 19 liraya çıkmış. Yani 11 liradan 19 liraya yüzde 49'luk bir artış var ama bakıyorsun, benzin 20 liradan 43 liraya çıkmış. Nasıl oluyor bu diye baktığımız zaman verginin 3 katına çıktığını görmekteyiz. Yani bir taraftan enerji enflasyonu, enflasyonla mücadele, bir taraftan da mazota, akaryakıta vergi üzerine vergi.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakırlıoğlu, siz 1974, Sayın Bakan 1975 doğumlu.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Öyle mi?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sizin saçlar biraz fazla ağarmış.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - O zaman bravo, sizi tebrik ederim Sayın Bakanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani yaşıtsınız.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Bakan adına sevineyim mi, kendi adıma üzüleyim mi onu bilemedim.
(Gülüşmeler)